Edremit bölgesinin kuzeyinde bulunan Kaz Dağları tertemiz havası, yemyeşil doğası, zengin fauna ve florası ile ülkemizin en önemli doğal güzelliklerinin başında gelmektedir. Çanakkale ve Balıkesir illeri arasında yer alan Kaz Dağları büyük ölçüde Biga Yarımadası’nda uzanmaktadır. Kaz Dağları’nın en önemli özelliği ise Alpler’den sonra oksijenin en fazla olduğu yerler arasında bulunmasıdır. Denizden gelen nem ve yükselti gibi etkenler birleşip oksijen seviyesini artırınca Kaz Dağları’nda başka coğrafyalarda bulunmayan pek çok bitki türü ortaya çıkmıştır. 800 farklı bitki türünden 32’si endemik bitkiyken 29 tanesi de millî park alanında görülebilmektedir. Bu endemik bitkiler arasında en önemlisi ise Kaz Dağı göknarıdır. Türkiye’de sadece Kaz Dağları’nda yetişen Kaz Dağı göknarının kozalakları çaya katılarak lezzeti artırılmakta ve özel bir aroma katmaktadır. 1.600 metreden daha yükseklerde yetiştirilen Kaz Dağı çayı da halkın severek tükettiği içecekler arasında yer almaktadır. Kaz Dağları’nın alt kesimlerinde makilik alanlar yer alırken yükseklere çıkıldıkça kestane, gürgen, karaçam, kayın ve meşe ağaçlarının zenginliği dikkat çekmektedir. Oksijen miktarı yoğun olduğu için 5-6 saat uykuyla bile zinde hissetmek mümkündür. Hem kara hem deniz ikliminin özellikleri taşıyan Kaz Dağları’nda nemli bir iklim hakimdir. Yılın büyük bir bölümünün yağışlı geçtiği Kaz Dağları’nda Akdeniz ikliminin etkilerini görmek mümkündür. Ancak kuzey kesimlere geçildikçe Marmara iklimi kendisini göstermeye başlar. Yaz aylarında bile akşamları oldukça serin olan Kaz Dağları’na giderken yanınıza birkaç kalın giysi almanızda fayda var.
Kaz Dağları sadece doğal güzellikleri ile değil efsaneleri ile de oldukça meşhurdur. Yunan mitolojisinde büyük yer kaplayan Kaz Dağları’nın Antik Çağ’da bilinen adı İda Dağı’dır. Homeros’un İlyadasında adı geçen İda Dağı Zeus’un doğduğu dağdır. İlyada’da “Bol pınarlı vahşi hayvanlar anası” olarak geçen İda Dağı mitolojik öykülere de konu olmuştur. Afrodit, Hera ve Athena’nın katıldıkları dünyanın ilk güzellik yarışması burada yapılmış olup sonrasında Truva Savaşı başlamıştır. Zeus’un savaşı bu topraklarda izlediğine inanılmaktadır. Bölgeye Türkmenlerin göç etmesinden sonra ismi Kaz Dağları olarak değişen bölge sadece Yunan mitolojisine konu olmakla kalmamış Sarıkız ve Hasanboğuldu efsanelerinin de çıkış noktası olmuştur.
Yılın dört mevsimi ziyaret edilebilen Kaz Dağları’nda her mevsim farklı bir manzara karşınıza çıkar. Yemyeşil doğası, kanyonu, şelalesi ve birbirinden şirin köyleri ile Kaz Dağları tatilden huzur bekleyenlerin uğrak noktasıdır. Kaz Dağı’nın bir diğer özelliği ise şifa kaynağı sulara sahip olmasıdır. Her yıl binlerce kişi iyileşmek için Kaz Dağları’nda yer alan termal otellere gelmektedir. Kaz Dağları’nın bir kısmı 1993 yılında Millî Park ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Kaz Dağları Millî Park’ında doğa yürüyüşüne katılabilir, kamp yapabilir ve saklı güzellikleri keşfedebilirsiniz. Yanınıza mutlaka alan kılavuzu bulunması gerektiğini unutmayın. Pınarbaşı, Hasanboğuldu, Şahindere Kanyonu, Mıhlı Çayı, Sarıkız Tepesi, Mehmetalan köyü, Millî Park sınırları içerisinde yer almaktadır. Millî Park’a gelmişken bu yerleri mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.
Kaz Dağları’nda çadır kurmanıza izin verilen birçok bölge vardır. En çok tercih edilen kamp alanları Hızır Kamp, Endes Kamp, Çamlaraltı Kamp, Yayla Çadırlı Kamp, Darıdere Kamp’tır. Bu kamp alanlarında kendi çadırınızı kurup doğa ile baş başa tatil yapabileceğiniz gibi bazı işletmelerde bulunan doğa dostu bungalov evleri de konaklama tercih edebilirsiniz. Kaz Dağları’nda konaklayabileceğiniz pek çok tesis de mevcut. Doğayı bozmadan inşa edilen tesisleri daha konforlu bir seyahat için tercih edebilirsiniz. Kaz Dağları otelleri çoğunlukla Adatepe, Yeşilyurt köyü, Küçükkuyu gibi bölgelerde yer almaktadır. Kaz Dağları’nda konaklarken birçok işletmenin yoga ve meditasyon etkinliklerine katılabilir, bol oksijenli ortamda ruhunuzu dinlendirirken kendinizi yenilenmiş hissedebilirsiniz. Nefes terapisi, aromaterapi, bilinçaltı temizliği gibi ruh, beden ve zihin iyileştirmesi konusunda uzmanlar eşliğinde düzenlenen farklı etkinliklerle stresten arınabilir, adeta yeniden doğmuşçasına huzur bulabilirsiniz.
Kaz Dağları’na ilk kez geliyorsanız bahar aylarını tercih ederseniz hem kalabalıktan etkilenmezsiniz hem de doğanın uyanışına şahit olarak harika manzaralarla karşılaşabilirsiniz. En az 3-4 gününüzü ayırarak Kaz Dağları’nda yürüyüş yapabilir, Adatepe ve Yeşilyurt köylerine uğrayarak birbirinden lezzetli yöresel ürünleri deneyebilir, sevdikleriniz için satın alabilirsiniz. Özellikle zeytin ve zeytinyağı ile meşhur olan Kaz Dağları’ndan testi peyniri, kekik ve kekik suyu da almanız gerekenler arasında yer alıyor. Mesire yerleri, farklı aktivite seçenekleri, bol oksijenli havası, yeşilin her tonunu görebileceğiniz doğası, şirin köyleri ile Kaz Dağları keşfedilmek için misafirlerini bekliyor.
Tanıtım Videosu: