Nevşehir Hakkında Bilinmesi Gerekenler

travel-1708496_960_720.jpg


Osmanlı döneminde Muşkara adı ile bilinen bir köy olan Nevşehir, 18. yüzyılda Osmanlıcada “yeni şehir” anlamını taşıyan bugünkü ismini almıştır. Anadolu’nun masal kenti diye de adlandırılan bu şehir, tarihi ve dokusuyla farklı bir dünyaya açılan kapı gibidir. Nevşehir denilince ilk akla gelen bölge Kapadokya oluyor haliyle. Buranın adı ise eski Kapadokya Krallığı’ndan gelmektedir. O da Katpatuka isminin bir farklı deyişidir ve rivayete göre bu kelime de “güzel atlar” demektir. Bu nedenledir ki anlatmaya çalışacağımız bölge Güzel Atlar Diyarı olarak da dilimizde yerini alır.

Hititler’den sonra Hristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelen bu bölgede evler kayalara oyulmuş, kiliseler sert taşların işlenmesiyle oluşturulmuş, resimler taş duvarlara çizilmiştir. Roma baskısından kaçan Hristiyan dünyası için önemli bir inziva ve sığınak yeri olmuştur. Asıl olarak Kapadokya diye adlandırdığımız coğrafî bölge, şu anda bahsettiğimiz yerden çok daha büyük ve geniş bir yeri kapsamakta olsa bile, biz şu an Nevşehir ili içerisindeki bir bölgeyi böyle adlandırıyoruz. Burası da Nevşehir’e hayat veren bir ilçe niteliği taşıyor. Jeolojik olarak etrafındaki 3 büyük yanardağın küflerinin oluşturduğu yumuşak yapıyı yıllar içeresinde yağmur ve rüzgârın aşındırmasıyla oluşan taş yığınları olarak tanımlayabiliriz bu bölgeyi. Ancak daha yeni okumuş olduğunuz bu basit cümle aslında 60 milyon yıl önce oluşan bir olayı ve 60 milyon senede bu hale gelebilen sert kayaları içine almakta.

Orta Anadolu’nun incisi olarak kabul edebileceğimiz bu bölge, iklimi ve yer şekilleri sebebiyle bahar aylarında ziyarete uygun olup, ülkenin her yerinden kolayca ulaşılabilir. Her yere ve birbiri arasındaki bölgelere de yakın oluşu sebebiyle ulaşım günümüze kadar pek sorun olmamış, ülkemizin başkentinden 3,5-4 saat süren bir yolculukla ulaşılabilmektedir. İlgi çekici doğal yapısı, peribacaları, tarihî kiliseleri, vadileri ve yiyecek içecek özellikle ev yapımı şaraplarıyla ilgi odağı olmayı başarabilen bu şehir, yılda pek çok turist almaktadır. Özellikle festivalleri arasında kabul edilen Hacı Bektaş-ı Veli’yi Anma Törenleri’ne her yıl ülkemizin her köşesinden pek çok insan katılmaktadır.

Seramiği, özellikle Kaymaklı bölgesinin kuru kaymağı, şarabı, kabak çekirdeği, çömleği ve birçok ünlü özelliğiyle meşhur olan bu kent tarihî ve doğal özellikleri açısından şanslı bir bölgedir diyebiliriz. Kızıl çamurun sadece buradan çıkması bölgenin çömlek, çanak ve seramikle tanınmasını, üzüm ve kabak üretimi ise bu yiyeceklerde ustalaşmasını sağlıyor. Mağara otelleri, taş oyması kiliseleri ve duvarlarındaki tarihî resimler bu bölgenin güzelliklerini gözler önüne seriyor.

Türk geceleri sayesinde ülkemizi tanıtması olsun, yemekleriyle insanlara bu toprakları sevdirmesi olsun, mükemmel doğası ve bakanı hayran bıraktıracak, dinleyeni derinden etkileyebilecek tarihiyle, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan pek çok bölgesiyle Nevşehir, Orta Anadolu’nun incisi unvanını gerçekten hak ediyor diyebiliriz.