Hürrem Sultan’ın Roxselena olarak doğduğu, Ukraynaca “Lion” anlamına gelen aslan şehir Lviv, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yerini almıştır. Ukrayna’nın ikinci büyük kenti Lvivde "% 85’i kadınlardan oluşur" şehir efsanesi şeklinde kulaktan kulağa yayılmaya devam ediyor. Nostaljik tramvayıyla, eski sokakları ve tarihi dokusuyla Lviv’de kendinizi başka bir dünyaya ait hissedeceksiniz.
Lviv, Ukrayna’nın kültür başkenti konumundadır. İkinci dünya savaşı zamanında Polonyalı’ların yaşadığı bir şehirken, savaş sonrası Polonya’nın batıya kaydırılmasıyla Ukrayna topraklarına katılmıştır. Kiliseleri, müzeleri ve opera binasıyla oldukça önemli bir tarihi kent kabul edilir. Şehrin % 85’inin kadın olduğu efsanesi ise tamamen yanlış. 860.000’lik nüfusunun % 88 ‘i Ukraynalı, % 1’i Polonyalı’dır. Mimarisi ve kalitesiyle tam bir Avrupa kenti niteliğindedir. 2006 yılında 750. yaşını kutlayan şehrin ambleminde aslan simgesi yer alıyor. Lviv, 2. Dünya Savaşı’nın en fazla izlerini hissedeceğiniz şehirlerden biridir. 5. yy’da kurulan Lviv uzun yıllar Avusturyalı’ların, Rus’ların, Galiçyalı’ların egemenliği altında kalmıştır. Ayrıca uzun seneler Polonya egemenliğinde olan şehirde, Polonya’nın en büyük konsolosluğu yer alıyor. 2012 Euro şampiyonası da Lviv’de gerçekleşmiştir. Lviv'de yüksek öğrenime çok fazla önem verilir. Kent 2 büyük üniversiteye ev sahipliği yapmaktadır.
Lviv, multikültürel bir yapıyı sahiptir. Şehirde Polonyalılar, Yahudiler, Ukraynalılar, Almanlar ve diğer birçok irili ufaklı toplum yüzyıllardır birlikte yaşıyorlar. Şehrin altyapısı oldukça gelişmemiş olup çoğu kişi Lehçe veya Rusça hariç hiçbir yabancı dil bilmediği için turizm potansiyeli henüz tam olarak keşfedilmemiş durumdadır. Ancak, genç nesiller İngilizce biliyorlar ve bu durum değişiyor. Bununla birlikte, Lviv'i ziyaret etmek oldukça ekonomik çünkü batı standartlarına göre hala oldukça ucuz bir yer ve turistlerle dolup taşan Krakow veya Prag gibi yerlerin aksine gerçekten otantik bir atmosferi var.
Lviv, insanların tarih, dil, kültür ve etnik açıdan en çok gurur duydukları Ukrayna Şehri. Bundan önce, çoğunluğun Polonyalı olduğu ve Lviv'in Polonya tarihinde büyük önemi olduğu doğrudur. Bazı Polonyalılar Lviv'e bir "Polonya kenti" olarak değinirler, ancak bugün Polonyalılar nüfusun sadece % 0,9'unu oluşturur. Tarihi ve bölgesel önemi nedeniyle birçok kişi akıcı derecede Rusça ve Lehçe konuşuyor. Bununla birlikte, Rusça'nın kullanımı gittikçe azalıyor çünkü günlük hayatta Rusça'nın pek kullanım alanı yok. Yine de Rusça, daha çok kullanılan Lehçe veya İngilizce dilleri gibi yabancı bir dil olarak kabul ediliyor ve okullarda öğretiliyor.
Lviv, eski bir duvarlı şehir olup Poltva Nehri kıyısındaki Yüksek Şato'nun eteklerinde yer alıyordu. 13. yüzyılda Poltva Nehri mal ve erzak taşımak için kullanılıyordu. 20. yüzyılın başlarında ise Poltva kentin içinden akmaya başladı ve etrafı şehirleşti. Bugün, nehir doğrudan Lviv, Freedom Avenue (Prospect Svobody) ve Opera ve Bale Lviv Tiyatrosu'nun merkezi caddesinin altından akıyor.
Şehirde birçok katedralin zarif kubbeleri ile kiremitli çatılardaki bacalar bir masal diyarını dolaşıyormuş hissi verir. Taze çekilmiş kahve kokusunun sızdığı evler, esrarengiz ahşap kapılar ve romantik avlular Lviv'e tuhaf görkem veriyor. UNESCO korumalı eski kenti sahip şehir, ziyaretçileri çekmek için Ukrayna'nın geri kalanından daha fazla şeye ev sahipliği yapmakta ve böylece Ukrayna'daki bir numaralı turistik bölge unvanını taşımaktadır.
Tanıtıcı Video: