Parry Lodge’dan ayrılıp artık Navajo topraklarına girmenin zamanı geldi. Benim için uzun yıllardır kurduğum bir düş bu, gerçekleşiyor olması inanılmaz, içim içime sığmıyor.

Utah’dan Arizona’ya geçmemizi ve Navajo Land’e girişimizi, Navajo Köprüsü’nden yapacağız. Köprü aslında o kadar eski değil, 1927 yılında yapılmaya başlanıp 1929 yılında trafiğe açılmış. Ama Marble Kanyonu'nun üzerinde işleyen Lee’s Ferry işletmesinin gemileri hariç Colorado Nehri'nin üzerindeki bu bölgedeki tek ulaşım yolu. Colorado Nehri'nin üzerindeki gemiler hava şartlarından çok etkilendiği ve kanyonun duvarları bazı yerlerde çok alçaldığı ve çok güvenilir bir taşıma sağlanamadığı için köprü yapımına karar verilmiş.

Bugün yanyana iki köprü var: Biri 1927’de yapılan ve bugün sadece üzerinde yürüyüş yapılabilen; diğeri ise 1990’da yapılan yeni köprü. Eski köprünün giriş ve çıkış bölümlerindeki keskin virajlardan, trafiğin artmasından yeni köprü yapımına karar verilmiş. Çok da iyi olmuş böylelikle eski köprünün üzerinden Marble Kanyonu'nun harika resimlerini çekmek mümkün olabiliyor. Burası bungee jumping tutkunları için de harika bir noktaymış.

Bir sonraki noktamız ve kalış yerimiz, Page. Diğer şehirlere nazaran yerleşim açısından oldukça geç keşfedilen bir şehir, Page. İlk Colorado Nehri'nin üzerinde yapılan Glen Canyon Barajı işçileri 1957’de yerleşmişler. Şehir, denizden 1300 metre yukarıda ve Lake Powell üzerine kurulmuş, adını da şehir planlama komisyonunda çalışan John C.Page’den almış. 1960’larda barajın tamamlanmasının arkasından nüfusu 7 bin kişiye ulaşmış ve yılda 3 milyondan fazla turistin ilgisini çekmeye başlamış.

Page, dünyaca ünlü Grand Circle’un batı yakasında, Lake Powell’a tepeden bakan bir şekilde konumlanmış. Las Vegas’tan Grand Canyon ziyareti yaptıysanız şöyle düşünün: Siz Grand Canyon’un batısındayken, Page Grand Canyon’un doğu ucunda kalıyor. Ve Horseshoe da Grand Canyon’un tam doğusunda bir nal şeklinde konumlanmış.

Page’e öğleden sonra gibi varıyoruz. İlk Horseshoe’ya gidiyoruz ama Ranger’lardan biri yanımızda su görmeyince yürünecek mesafenin olduğunu ve yanımıza mutlaka su almamız gerektiğini söyleyince akşamüstü saatlerinde tekrar gelmek üzere baraja ve Lake Powell’a gidiyoruz. İyi ki de öyle yapmışız akşam 19’dan sonra çektiğimiz fotoğraflar mükemmel.

Yıllar önce Las Vegas’tan Grand Canyon’a gidip orada Sky Walk yapıp, kanyonda tüm bir gün geçirmiştik. Ne zaman ki Navajo Land ve San Francisco birleşti, o zaman aslında Grand Canyon’un diğer üç köşesini de bu turda görüp etrafında dönebileceğimizi görüyoruz.

Ama Horseshoe diğer yönlerle kıyasladığımda hepsinden daha farklı, daha etkileyici. Kendinizi bambaşka bir dünyadaymış gibi hissediyorsunuz. Hava iyice kararana kadar orada kalıyoruz ama her dakikasından da müthiş keyif alıyoruz.

Farklı deneyimler için Colorado Nehri'nde rafting yapmak ya da Horseshoe üzerinde uçuş yapmak mümkün. Aklınızda olsun :) 

Bir sonraki yazı: Antelope Canyon 
instagram: banuyollarda
 
 
  

BANU DEMİR

Yazar Hakkında

BANU DEMİR

İstanbul Üniversitesi Radyo-TV bölümü ve Marmara Üniversitesi Contemporary Business Management’tan (gece bölümü) mezun olduktan sonra İngiltere Nescot College’da okudum.