Araya Sıkışmış Bir Ülke: Andorra

İspanya ile Fransa arasına sıkışmış kalmış, adını sadece Avrupa ve Dünya Futbol Şampiyonası Elemeleri'nde yedikleri gollerle duyuran, küçük ama bir o kadar da şirin, şirin ama gerçekten çok küçük bir ülkeye yolculuk yapmak üzere Kuzey Barcelona Otogarı'na -Barcelona Nord- metroyla geliyorum. Her zaman yaptığım gibi erkenden otogardayım. Akrep ile yelkovan henüz 180 derecelik açıya ulaşmamışlar. 

Kahve+kruvasan şeklindeki asimile olmuş bir Türk tarzında kahvaltı yapıp otobüsüme geçiyorum. Sponsorum her zamanki gibi ALSA (İspanya'nın en büyük karayolu ulaşım şirketi). 3,5 saat sürmesi beklenen bir yolculuk, yaklaşık 3 saatlik bir serbest zaman ve tekrar 3,5 saatlik bir geri dönüş yolculuğu bekliyor beni. Günübirlik bir gezi yani… Gidiş-dönüş 48 Euro tutuyor bilet ücreti (güncel fiyat 50,85 Euro şu an). Andorra'ya gitmeden önce orası hakkında bildiğim tek şey İspanya ve Fransa arasında bulunduğu. Bu yüzdendir ki daha önce yapmış olduğum seyahatlerimden biraz daha farklı, biraz daha heyecanlı olacak. Keşfedilmeyi bekleyen ilginç bir lokasyon benim için…

Haritaya dikkatli baktığınızda en üst kısımda FRANCE yazısının hemen altında üzerinde ANDORRA yazan minik yuvarlağı göreceksiniz. İşte bu kadar küçük bir ülke. Nüfusu 80 bin dolaylarında ve en çok konuşulan diller sırasıyla Katalanca, İspanyolca, Portekizce ve Fransızca. Yemek yahut alışveriş için ortalama bir İngilizce, düşük seviye bir İspanyolca yeterli insanlarla iletişim kurmak için.

Ülkedeki tek otogar, yukarıda gördüğünüz otogar. Evet, yanlış duymadınız; bizde bir semt dolmuş durağı diyebileceğimiz bir alan Andorra'da otogar. Geri plandaki dağlar ise ünlü Pireneler. Zaten etrafa her baktığınızda bu dağ sırasıyla bir şekilde göz göze geliyorsunuz. Bir ülke düşünün ki her iki tarafını dağlar sarmış ve ortasından da bir nehir geçiyor olsun ve caddeler boyunca alışveriş merkezleri yer alıyor. Öyle bir ülke Andorra… Aslında benim bahsettiğim yer, ülkenin başkenti Andorra la Vella. Nüfusu 65.000 civarı. Zaten ülkenin toplam nüfusu 85.000 dolaylarında. Yani Andorra la Vella -Eski Andorra- eşittir Andorra diyebiliriz.

Andorra'da kâğıt üzerinde 7 şehir/bölge var; başkent Andorra la Vella, Katalanca'da Eski Andorra demek. Bizdeki mantık gibi (Bilmeyenler için dipnot: Örneğin Malatya'nın Battalgazi adı ile bilinen ve aynı zamanda merkez ilçe konumundaki en eski yerleşim yeri Eski Malatya olarak geçer). Şehir dediysem de aklınıza hemen İzmir, Antalya gibi şehirler gelmesin. Bizdeki neredeyse kasaba büyüklüğünde şehirler… 

Andorra denilince akla ilk gelen kelime; alışveriştir. Ben çok hissetmedim ama söylenene göre Andorra, Avrupa'nın alışveriş cenneti olan bir bölgesi. Bir yanında Fransa, diğer yanında İspanya olduğundan; özellikle bu ülkelerden insanların kendi özel araçlarıyla gelip alışverişlerini yapıp araçlarını doldurarak geri döndüklerine şahit oluyorum. Sokaklar ES ve F plakalı araçlardan geçilmiyor.

Türk’seniz ve hele ki Doğuluysanız, bir kruvasanla koca bir günü geçirmeniz mümkün değildir. Ben de öğle yemeğimi 7-8 Euro’luk bir menü ile geçiştiriyorum. Hamburger zinciri olan markalar da dâhil olmak üzere fiyatlar çok uygun değil. Zira Türkiye'de 7-8 liraya yiyebildiğiniz menüler Andorra'da 25 lirayı buluyor. Ayrıca konaklama için de 25-30 Euro’yu gözden çıkarmanız gerekecek, düşük bütçeli gezginler için çok ideal bir lokasyon değil; hostel yok denecek kadar az ve pahalı. Buraya günübirlik gelme tercihim bu yüzden. 

Andorra gezime devam ediyorum. Gezi dediysem sağlı sollu alışveriş merkezleri… Bizdeki AVM formatında da değil, daha çok iş hanı tarzında. Ama her marka var neredeyse. Hayatında görmediği markaları bu ufacık yerde görmek şaşırtıyor haliyle insanı.

Ülkenin (ya da şehrin) ortasından bir nehir geçiyor; Gran Valira. İki yanı dağlarla çevrili, ortasından nehir geçen bir ülke Andorra. Yeşilin ve kahverenginin her tonu mevcut… Gerçekten şirin ve kafa dağıtmak için ve tabii alışveriş yapmak için gelinebilecek bir lokasyon. Ama geziyi çok uzun tutmamakta da fayda var; dediğim gibi konaklama hayli pahalı ve çok fazla seçeneğiniz de yok.

Andorra'ya gelmek benim gibi düşük bütçeli gezginler için biraz pahalı bir tercih oluyor. Zira Andorra'da geçirdiğim her saat için aşağı yukarı 20 Euro harcamış bulunuyorum. Ama buna değer…

Bu eşsiz günden geriye bana kalan en tatlı anılardan biri de belki de bir daha hiç göremeyeceğim AND plakalı araçlar oluyor.

*** Eyüp Özkaya'nın diğer yazılarına www.eyupozkaya.com'dan da ulaşabilirsiniz.

eyubozkaya

Yazar Hakkında

eyubozkaya

Erasmus programı sayesinde ilk yurtdışı deneyimimi 22 yaşında Polonya'ya giderek yaşadım.