Ankara’da yaşıyorsanız ve haftasonu için günübirlik küçük bir kaçamak yapmak istiyorsanız hiç kuşku yok ki en ideal lokasyonlardan biridir Amasra. Çok ciddi yerli turist akınına uğrayan bu şirin ilçe aynı zamanda yabancı turistlerin de ilgi odağı. Nitekim 6 bin nüfusa sahip olan ilçe, 2014 yılında 600 bin turisti ağırlamış.
Ankara’dan yaklaşık dört saatlik -313 km- bir otobüs yolculuğunun ardından sizi karşılayan 1.100 metre uzunluğundaki Amasra Tüneli’ne girdikten birkaç saniye sonra tünelin ucunda sizi harika bir Amasra manzarası bekliyor olacak. Keskin virajlarıyla, yeşiliyle, mavisiyle ve harika doğasıyla hoş geldin diyor Amasra.
Otobüsünüz garaja yanaştığı anda Amasra sahili bekliyor olacak sizi ve ülkenin çeşitli yerlerinden gelen yüzlerce turist. Az ileride merhum şarkıcı Barış Akarsu heykeli var. Amasra’nın medarı iftiharı, oraya gelen hemen herkesin karesinde yer buluyor kendine.
Amasra Müzesi, Amasra Kalesi, Tavşan Adası, Kuş Kayası Yol Anıtı, Cenova Şatosu, Gürcüoluk Mağarası, Kilise; görülmeye değer yerler olarak göze çarparken yöre kadınlarının yaptığı yöresel tatların satıldığı Amasra Galla Pazarı ve ahşap işçiliğinin sayısız örneğini bulabileceğiniz Amasra Çekiciler Çarşısı da hediyelik eşya satın almak ve keyifli vakit geçirmek için ideal yerler olarak ön plana çıkıyor.
Amasra’da birçok balık restoranı mevcut. Uygun sayılabilecek fiyatlarıyla bol porsiyonlu onlarca çeşit balıktan tadabilirsiniz. Haftasonu gidiyorsanız yer bulmakta sıkıntı çekeceğiniz gibi tek başınıza gidiyorsanız muhtemelen restorana alınmayacaksınız zira çok ciddi talep olduğu için sadece gruplar kabul ediliyor. Ayrıca yemeğinizi yedikten sonra restoran görevlileri tarafından yeni gelen müşterilere yer açmak için restorandan çıkarılmanız da olası.
Amasra’ya gitmişken tekne turu yapmadan olmaz. Yaklaşık 40 dakika süren bu keyifli yolculuk için ödeyeceğiniz ücret ise 10 lira. Mendirek boyunca bir tur atıp doğanın tadını çıkarmayı da unutmamak gerek.
Amasra, Bartın ilinin bir ilçesi. Amasra’dan Bartın’a her yarım saatte bir karşılıklı sefer düzenleyen yerel bir işletme mevcut. Mesafe sadece yirmi dakika ve ücreti ise 4,5 lira. Amasra’ya gitmişken Bartın’ı da görmeden dönmeyin derim. Amasra’nın gölgesinde kalsa ve ihmal edilse de Bartın mutlaka görülmeyi hak eden çok şirin, müthiş doğaya sahip güzel bir şehir.
Bartın'a gitmek üzere bindiğim araçtan son durakta inip çarşıya doğru yürüdüğümde 63.000 nüfuslu (tabelada yazan rakam) bir şehre göre beklediğimden çok daha canlı bir tablo buluyorum karşımda. Çarşı düşündüğümden çok daha büyük. Şehrin içinden geçen Bartın Çayı, müthiş bir hava katıyor şehre. Etrafındaki ormanlık alanlarla bütünleşince harika bir doğa vaat ediyor ziyaret edenlere. Belediye tarafından 2011 yılında çok ciddi çevre düzenlemesi yapılan bölgede Şükrü Bankoğlu adında 650 metrelik harika bir yürüyüş yolu da mevcut. Huzur bulmak için eşsiz bir parkur. Ayrıca Bartın Çayı kenarında çeşitli kafeler, banklar ve spor alanları da var. Her yaştan insanlar burada hem piknik hem de spor yapma imkanına sahipler.
Bartın’da beni en çok etkileyen husus da geneli üç katlı olan müstakil ahşap evler. Şehrin hemen her sokağında gördüğüm bu evlerin insanı etkilememesi mümkün değil. Şehre inanılmaz bir hava katıyor ve insanı hayallere sürüklüyor. Gerçekten görülmeye değer.
Uzun lafın kısası; evet Amasra şahane bir turistik lokasyon ama Bartın da çok güzel. Es geçmeyin. Amasra’ya gitmişken Bartın’a da mutlaka uğrayın. Pişman olmayacaksınız. Bartın bunu fazlasıyla hak ediyor. Demedi demeyin!