İlginç bir Paris'e gidiş hikayem var aslında. Haziran ayıydı sanırım, seyahat için uçak bileti alıyoruz eşimle. Önce Roma'ya aldık. Sonra dedik ki hazır vizemiz var, bir yerlere daha alalım. Ben Amsterdam istedim. Eşim Paris istedi. Hep de en sonunda benim dediğim olurdu. Ama bu sefer eşimin istediği oldu.
Benim istememe sebebim de hani herkesin dilinde ya Paris... Fazla turistik, hem de abartılıyor anlatımlarda diye düşünürdüm. Yani bana kalsa belki en sonlarda giderdim.
Ama iyi ki de eşimi dinlemişiz. Aşık olup döndüm evime.. Roma'dan döndüğüm gibi normal hayatıma döndüm ama Paris'ten sonra dönemedim.
Neyse çok da uzatmadan anlatıma geçelim...
Hangi şehre giderseniz gidin, önce havalimanında turist infosuna uğrayın. Hem şehrin haritasını alırsınız hem de kısa bir bilgi alışverişinde bulunursunuz.
Paris Havalimanı'ndan şehir merkezine ulaşım
Biz Orly Havalimanı'na indik. Uçak biletini önceden aldığımızdan ucuza gitmiş olduk.
Otelimiz de Eiffel Kulesi'nin dibindeydi. Uçaktan indikten sonra farklı ulaşım seçenekleri vardı merkeze gitmek için.Bir tanesi tren ile birkaç aktarma ile şehir mekezine ulaşmak mümkün. Ama sorduğumuz kimse önermedi. Hatta turist infosu bile kötü seçim olur dedi bize. Diğer seçenek bir Orly Bus. Bu otobüs ile Denfert Rochereau durağına 7.90 Euro'ya gidebilir ve oradan metroya geçebilirsiniz.
Diğer bir seçenek ise Air France otobüsleri. Bu servisi kullanmak için Air France ile uçmanız gerekmiyor. 12,50 Euro karşılığı şehir merkezine götürüyor sizi. Giderken üç merkezi yerde duruyor. Son durağı Invalides durağı. Bizim de otelimiz buraya yakın olduğundan biz bu seçeneği kullandık.
Bu durakta inince hedefimiz Ecole Militaire durağı için metroya binmekti. Ama indiğimizde sorduğumuz kişi yürümemizi söyleyince biz de öyle yaptık. İyi de olmuş. 10-15 dk yürüyerek otele ulaşmış olduk.
Giderken gördüğümüz metro haritası bizi fena halde korkutmuştu. Ama hiç de öyle değilmiş. Detaylı bakınca ve kullanmaya başlayınca aslında çok kolay olduğunu anlıyorsunuz.
Şehir merkezinde ulaşım ile ilgili günlük, iki günlük, üç günlük, haftalık gibi farklı seçenekler vardı. Biz ilk gün havalimanındaki uzun pasaport kuyruğundan dolayı akşam üstü otele vardığımızdan almadık. Otelimiz Eiffel'e de yakın olduğundan yürüyerek gezmeyi tercih ettik.
Ama sonraki gün iki günlük metro bileti aldık ve kişi başı 25 Euro ödedik. Son gün içinse yine yürüyerek ya da tek binişlik biletler ile idare ederiz diye düşündük.
Yürüyerek her yer birbirine çok yakın aslında. İki günlük bilet almamıza rağmen çok da kullandığımızı söyleyemeyeceğim.
Gittiğimiz yerlerde Tripadvisor uygulaması çok işimize yarıyor. Bir yeri gezdikten sonra yakınındaki yere mesafeye baktığımızda 500-600 metre gösteriyordu. O kadar yolu zaten metronun içinde de binmek için yürüyeceğimizi düşündük ve biz de dışarıdan yürümeyi seçtik. Zaten hep söylerim bir şehri en güzel yürüyerek keşfetmek en güzeli...
Paris'te Nerede Kalınır?
Paris pahalı bir şehir. Bu otelleri için de geçerli. Herkesin otel seçerken kriterleri farklıdır tabi. Biz otel seçerken öncelikle güvenli bir bölgede olmasına dikkat ediyoruz. Tabi bu biraz da şans :) Ama çok okuyup çok araştırıyoruz. Sonrasında ise ucuz ve konfor arıyoruz. Biz bunları Prince Otel'de bulduk diyebilirim. Eiffel Kulesi'nin dibinde, Ecole Militaire durağında, canlı bir caddede ve Paris'e göre daha uygun fiyata kaldık. İçi lüks değil, odalar ve banyo küçüktü. Ama bu zaten tüm Paris'te aynı. Kalmak için iyi bir seçenek. Hem de merkezi.
Bir daha gidecek olsam yine aynı otelde ve bölgede kalmak isterim. Ama bölge değiştirecek olsam da Opera bölgesini seçerdim. Orası da hem her yere merkezi hem de canlı bir bölge.
Paris'te Yeme-İçme
Her şeyde olduğu gibi yeme-içme konusunda da maalesef pahalı bir şehir. Öyle şurada şunu yeyin demek istemiyorum. Çünkü ben gittiğim yerlerde hep beğendiğim yerlere girip yemek yerim. Bence siz de öyle yapın.
Sabahları kahvaltı olarak kahve ve kruvasan ( ama çok lezzetli :) )
Sandviçleri güzel ve çeşitli. Eğer domuz eti yemem derseniz tavuk ve ton balığı tercih edebilirsiniz.
St. Micheal caddesinde aison Pradier diye bir kafede şansımıza Türk bir kız vardı çalışan. Bize özel önerilerde bulundu. Orayı tavsiye edebilirim.
Bir de Operada ve bir ok yerde şubesi olan Brioche Doree isimli bir kafede de uygun fiyata yemek yiyebilirsiniz. Kahve de ikramları oluyor. Güzel sandviç ve tatlıları vardı.
Yemeden dönmeyin diyebileceğim, et yemeği olur (özellikle çok pişmiş isteyin, yoksa çiğ geliyor), soğan çorbası güzel deneyin derim. Eklerin ve makaronun başkenti, bol bol çikolatalı tatlı yeyin (tabi seviyorsanız); makaronların farklı seçeneklerinin tadına bakın..
Eğer Aralık ayında gitmişseniz ve Noel Pazarları varsa şanslısınız demektir. Sıcak şaraplar ve yerel lezzetleri denemek için iyi bir fırsat. Buraları da değerlendirin derim.
Paris'te Alışveriş
Gitmeden araştırmalarımızda Benlux diye bir mağazanın ucuz olduğunu ve Türk ekibinin olduğunu görmüştük. Ancak burası bizi hayal kırıklığına uğrattı. Sadece parfüm alacaksanız bu mağazaya gitmeniz doğru. Ama çeşidi çok az ve küçük bir yer.
Biz Opera'nın orada La Fayette Avm vardı. İçerisinde kıyafet, oyuncak, saat, takı, parfüm vb. aradığımız her şeyi kolayca bulduk. Hemen alt katında da taxfree vardı. Bir daha havalimanında uğraşmamak için çok güzel düşünülmüş. Fiyat ve çeşit olarak kesinlikle öneririm.
Şanzelize Caddesi'nde Disney mağazasını gezmenizi tavsiye ederim.
Bunun dışında gördüğünüz butik dükkanlardan ihtiyacınıza göre alışveriş yapabilirsiniz. Eiffel Kulesi'nin altında, Louvre Müzesi çıkışında ve turistik yerlerde birçok sokak satıcısı var. Uygun fiyata anahtarlık ve benzeri şeyler satıyorlar. Bunlardan da alabilirsiniz.
Ayrıca bizim gittiğimiz dönem itibariyle Noel Pazarları vardı. Buradan da hediyelik eşyalar alabilirsiniz.
Paris'te Gezilecek Yerler
Paris için bu kısmı anlatmak gerçekten zor. O kadar dolu bir şehir ki... Gezmekle bitmeyen bir şehir. Kısa süreye birçok yeri sığdırmak çok zor. Önceliğinizi belirleyin bence. Biz bir daha gitmek için bahanemiz olsun diye Disneyland'ı programımızdan çıkardık. Oraya inşallah bir sonraki sefere kızımızla gideceğiz.
Tüm rotamızı Paris'e çevirmemize rağmen yine bitmedi gezilecek yerler. Biz bitiremedik. Ama çok üzülmedik, bir daha gitmek için bahanemiz olsun diye sevindik :)
- Eiffel Kulesi - Bence hazır gitmişken kıyın paraya ve çıkın tepesine
- Louvre Müzesi - Eğer müze gezmeyi seviyorsanız 1 tam gününüzü ayırın. Yok ben sadece Mona Lisa'yı görsem yeter derseniz bile en az yarım gün ayırmak gerekli. Ama gitmişken de bu müzeyi mutlaka gezin derim. Fiyatı, hangi saatte hangi günde giderseniz gidin, aynı.
- Notre Dame Katedrali - Hem içi hem dışı harika bir yer. Biz burada kuleye çıkmadık. Diğer görülecek yerleri kaçırmamak için.
- Şanzelize Caddesi - Zafer Takı zaten bu caddenin başında yer aldığı için aynı yere yazdım. Şanzelize Caddesi'nin sonundaki Noel Pazarı'na mutlaka uğrayın (dönem uygunsa)
- Concorde Meydanı
- Sacre Coeur Bazilikası / Ressamlar Tepesi - Hem gece hem de gündüz görülmeli. Gerçekten manzarası da harika!
- Pantheon - Roma'daki Pantheon'dan esinlenilmiş. Ama bence Roma'daki daha gösterişli :)
- Orsay Müzesi
- Lüksemburg Bahçeleri - Hayat standartlarını anlamak için mutllaka gidilip görülmeli
- Opera Binası
- Les Invalides - İçini çok detaylı gezemedim, vakit yetmedi. Ama zaman kalırsa gidin bence.
- Versay Sarayı ve Bahçeleri - Burası da merkezin dışında kalıyor. Biz önceliğimize almadık ve zaman da yetmedi.
- Aşk Köprüsü'ne de kilidinizi takmayı unutmayın. Çok keyifli oluyor. Ama oraya gitmeden kilidinizi yanınıza almanızda yarar var. Yoksa oradaki satıcılardan yüksek fiyata almak zorunda kalırsınız.
Biz gezi planımızı yaparken kendimize öncelik belirledik. Mesala Versay Sarayı ve Invalides'i detaylı göremedik. Ama diğer yerlerin hakkını verdik :)
Kısaca Paris her dönem harika bir yerdir diye tahmin ediyorum.
Gidilip görülmeli...