Bonjour Paris!

Audrey Hepburn'ün dediği gibi “Paris her zaman iyi bir fikirdir.” Güneşli günler ve Paris... Yazın bile çoğu zaman bulutlu olan bu büyülü şehri ışıl ışıl ve yemyeşil iken keşfetmek şahane. Paris; geniş caddeleri, birbirinden güzel kocaman parkları, sokaklarındaki heykelleri ve mimarisi ile ruhu olan bir şehir. Birbirinden güzel sokaklarında kaybolurken şehrin derinliğini hissedebiliyorsunuz.

Paris'in ünü artık kendini aşan kafeleri yıllar boyunca birçok sanatçıyı, politikacıyı, bilim insanını ağırlamış, düşünsenize sizden önce aynı masalarda Karl Marx, Hemingway ve Picasso oturmuş ve belki de dünyaca ünlü bir eserine burada hayat vermiş. Heyecan verici değil mi? Cafe de Flore’da yer olmayınca sanki Les Deux Mogots'ya geçelim hissi yaratsa da her ikisi de oldukça eski bir geçmişe sahip. Cafe De Flore'da yüzünüzü caddeye dönüp bir şeyler içerken şehrin içine girdiğinizi hissedebiliyorsunuz. Cafe de Flore’dan çıkıp Saint-Germain Caddesi’nden Mabillon’a doğru ilerlediğinizde şehrin en eski kafesi olan La Procope’a da uğranabilir.

Bir Paris klişesi olan Eiffel'e ise gidip gitmemek arasında çok anlamlı fark olmasa da görmeden dönmek istemeyenler için kısa bir süre ayrılabilir. Fotoğraf çekme turunu bitirdikten sonra, Eiffel'in etrafında bulunan küçük dükkânları keşfetmek daha keyifli.

Arc de Triomphe yani Zafer Takı ile Concorde Meydanı arasındaki meşhur Şanzelize Caddesi üzerinde dünyaca ünlü birçok markanın mağazaları bulunuyor. Mağazaların yanı sıra kafe ya da restoranlarda dinlenme molası verilebilir.

Paris denilince ilk akla gelenlerden biri de o muhteşem tatlıları. Ara sokaklardaki lokal tatlıcıların yanısıra Şanzelize üzerinde birçok seçenek bulabiliyorsunuz.

Ünlü dizi Vikingler’i izleyenler bilir 845 yılında yaklaşık 5 bin Viking savaşçısıyla Sen Nehri’nden başlayarak Paris’in ele geçirildiği meşhur Sen Nehri’ni. Günümüzde nehrin üzerinde birbirinden güzel 30’dan fazla köprü bulunuyor. Köprülerin üzerindeki heykeller ve nehir manzarası eşliğinde gezerken birçok yerde olduğu gibi gelin ve damat görebilirsiniz. Düğün fotoğrafı için en romantik şehirlerden biri olan Paris'te düğün fotoğrafı çektirmek unutulmaz.

Nehir kenarında bir araya gelen ve müzik yapan gençleri dinleyerek yollardan parklara ve cadde üzerindeki mimariye çıkılıyor.

Victor Hugo'nun muhteşem eseri "Notre Dame’ın Kamburu" ile tanıdığımız Notre Dame Katedrali de şehrin turistik yerlerinin başında geliyor. Dış mimarisi bile inanılmaz derecede büyüleyici. Duvarların üzerindeki onlarca heykele dakikalarca bakarken vaktin nasıl geçtiğini anlayamayabiliyorsunuz. Katedralin içi de dışı kadar etkileyici; 13. yüzyıldan kalan cam vitraylar ve yüksek tavanlarla birlikte tam bir renk şöleni.

Tuileries de Jardin şehri ve müzeleri gezerken ayaklarınıza kara sular indiğini anda imdadınıza yetişecek şehrin merkezinde şahane kurtarıcı yemyeşil bir park. Şehrin dokusuna uygun tasarlanmış kocaman heykeller ve birbirinden renkli çiçeklerle yeşil ağaçların gölgesinde dinlenmek adeta metropolden çıktığınızı hissettiriyor.

Her dönem olduğu gibi eskiye duyulan özlem bizi Avrupa'nın en eski balmumu müzelerinden biri olan Grevin’e getirdi. Birçok ünlü heykelin yanısıra bina dekorasyonu ile de Paris'te olduğunuzu hissettiriyor. 3 yaşında piyano çalmayı öğrenip 7 yaşında tamamen kör olan blues ve cazın efsanevi babası Ray Charles ile kafa kafa verip bir beste dinlemek mutluluktan öte bir şey olsa gerek.

350.000’den fazla esere ev sahipliği yapan ve bir tam günün yetmeyeceği müze Louvre. Müzenin büyüklüğü görüldüğünde tüm dünyada hiçbir şey kalmamıştır adeta hepsi buradadır hissi yaratıyor. Tabii ki ülkemizden getirilen eserleri görünce duygulanmamak elde değil. Eski Mısır, Antik Yunan, Anadolu medeniyetleri ve Avrupa gibi birçok temanın yer aldığı müzede ünlü Leonardo da Vinci ve Michelangelo’nun da eserleri de yer alıyor. Meşhur Mona Lisa'yı önündeki kalabalıktan incelemek zor olsa da binlerce eser içinde kaybolmak paha biçilemez.

Bir kitap, sıcak bir kahve ve bisiklet: Özgürlük ucuzdur. Bisikletlilere dost olmuş şehirlerden biri olan Paris belediyesinin 14.000 adet bisikleti hizmete sunması hem hava kirliliğini önlüyor hem de ucuz seyahat imkânı sağlayabiliyor.

pariste bisiklet

Bütün ahengiyle günün her saati sizi büyüleyen bu şehri, güneşin batmasına yakın tepeden görebileceğiniz bir yerden yudumladığınız bir kahve ile bitirmek ise gerçekten büyüleyici.

Sevgiler...