Avrupalı Bir Rus Şehri: St. Petersburg

Kuzenimle 2014 yılını nerede karşılayalım diye düşünürken, vize istemeyen, bize yakın bir konumda olan Rusya, ön plana çıkmaya başladı.St. Petersburg beyaz geceleriyle meşhurdu ama soğuğu dert etmezsek, yılbaşında da güzel bir gezi olacağını düşündük. Üstelik çok da kalabalık olmayacaktı. Uygun bir uçak bileti de bulunca, gidiş St. Petersburg, dönüş Moskova olacak şekilde biletlerimizi aldık. Arasını bir şekilde bağlarız diye düşünüyorduk. Nitekim hem ekonomik olması hem de farklı bir tecrübe olacağından tren yolculuğunu seçtik.

Biraz teknik bilgi vermek gerekirse St. Petersburg Rusya'nın 2. büyük kenti. Daha çok Avrupai mimarisiyle bilinen kent, bu özelliği ile Rusya kentlerinden biraz farklılaşıyor. Rossiya Airlines ve THY'nin bu şehre direkt uçuşları var. THY'nin oldukça pahalı olduğunu belirtelim, fiyat neredeyse 2 katı. 5-6 saatlik seyahati göze alıyorsanız, seçenekleriniz artıyor. Moskova, Kiev ya da yakın Avrupa şehirlerinden aktarma yapmayı düşünebilirsiniz.

İstanbul'dan uçağımız 13.25'te kalkıyordu. Sırt çantalarımızı alıp, uçağı beklemeye başladık. İlk süpriz Fatih Altaylı'nın da bizim uçakta oluşuydu. Gündemden uzak kalmak istemiş anlaşılan. St. Petersburg'a uçuş yaklaşık 3 saat sürdü. Yerel saatle 18.30'da uçağımız indi. Daha önce havaalanının küçük olduğunu okumuştum ama bu kadar küçük olmasını beklemiyordum. Şu anda zaten yeni bir havaalanı inşa ediliyormuş. Uçaktan indikten sonra pasaport kontrol noktasına 1-2 dakikada ulaşabilirsiniz. Pasaport kontrol noktası 4-5 bankodan oluşuyor, 30 günlük vize kaşesini bastırıp bankodan geçiyoruz. Herhangi bir soru sorulmuyor, Rusya ile ilişkilerimiz en iyi döneminde. Eskiden uçakta doldurulan bir form varmış, şimdi ona da gerek yok. Pasaport kontrolünden sonra küçük bir salona geçiliyor, bizim de Kiril alfabesiyle cebelleşmeye başladığımız yer burası oldu. Bir tek döviz bankosu vardı ve kapalıydı. ATM'lerden para çekmeye çalışırken, çırpındığımızı gören Rus bir taksici bizi nakit döviz alan bankamatiğe yönlendirdi de ilk rublelerimize böylece kavuşmuş olduk.

Şehre gitmek için 3 seçeneğiniz var. 13 numaralı otobüs hattı, 13 M numaralı minibüs hattı ve taksiler. Biz en ucuz olan otobüsü seçtik. 13 numaralı otobüs hattı şehir merkezine kadar giden metro hattına yakın bir noktadan geçiyor. Ring hattı olduğundan yolun karşısına geçip havaalanına gitmeyi beklemeyin. İçerisinde bizim eski halk otobüslerinde olduğu gibi para geçiyor, paraları sizden toplayan görevliler var. Bir bilet 25 Ruble idi, yani yaklaşık 1,80 TL. Metro istasyonunda inip, metroyla otelimizin de üzerinde bulunduğu Nevsky Prospeckt-Nevski Caddesi'ne ulaştık. Şuraları gezdik diye uzun uzadıya anlatmayacağım, ama ilerde gitmeyi düşünürseniz ihtiyacınız olan bir kaç noktayı özellikle belirteyim. Oteli-hosteli mutlaka Nevski Caddesi'ne yakın bir yerde ayarlamaya çalışın. Cadde 5-6 km uzunluğunda ve şehir adeta bu hat üzerine kurulmuş. Tüm tarihi mekanlar, meydanlar, müzeler, kliseler, eğlence merkezleri, restorant ve kafeler bu cadde üzerinde. 

Yemek konusunda ağız tadınıza bağlı olarak pek çok seçeneğiniz var. Benim gibi yabancı ülke mutfaklarına şartlı yaklaşanlardansanız, cadde üzerinde 3-4 adet Subway, birkaç Mc Donalds, 1 adet KFC ve Pizza Hut olduğunu söyleyeyim. Bunun dışında pek çok Sushi restoranı, İtalyan restorantları, bakery tarzı mekan bulabilirsiniz. KFC'de bir kova but ve 2 kola 550 Ruble, yaklaşık 35 TL. Mc Dolands'ta 2 tavuk burger ve bir kolayı 150-160 Ruble'ye yani yaklaşık 10 TL'ye yiyebilirsiniz. Bunların dışında adım başı kahve zinciri görebilirsiniz. Bazı yerel kahve zincirlerinin 10'dan fazla kafesini gördüm. Adım başı kahveci çıkıyor karşınıza. Bizim bildiğimiz Sturbacks ve CoffeeShop Company'ye de rastlanıyor. Buralar yemeğe göre biraz daha pahalı, orta boy mocha ve muffin yaklaşık 350-400 Ruble yani 20-25 TL arası. Bu kafelerin hepsi ücretsiz internet bağlantısı sunuyor. Rusya ücretsiz internet konusunda zaten bir cennet. Neredeyse tüm kafeler şifresiz wi-fi hizmeti veriyor. Tren garları, hava alanları da ücretsiz ve hızlı internet bulabileceğiniz yerlerden. Bağlantı hızları da çok iyi. Upload hızları 5 MB.

Sanırım kadınları ayrı bir paragrafı hak ediyor. Gitmeden önce herkes gibi güzelliklerinin ününü duymuştum ama bu kadar olacağını tahmin etmiyordum. İlk gün etkisinden çıkamadık. Nereye kafamızı çevirsek ayrı bir güzellik görüyorduk. Esmer ve sarışın hanımların ortak özelliği o derin mavi ve yeşil gözleri olsa gerek. Boy ortalaması da Türk erkeğinden bile uzun olmalı. İncecik bir fizikleri, ince bel ve kalçaları var. Ama yüzleri özellikle çizilmiş gibi. Burunları bizim estetik doktorlarından en çok talep gören kalkık burun. Sadece gözlerini belirginleştirecek bir makyajları var, o da güzelliklerini daha sade bir hale getiriyor. İşin komik tarafı erkeklere göre sayıca da çok fazlalar, dışarıda anneleriyle y ada 3-4 kız arkadaşıyla beraber dolaşmaları ilk başlarda garip gelmişti. En son düşüncem biz gerçekten çirkin bir milletmişiz demek oldu. 

Şehir oldukça düzenli. Özellikle Nevski Caddesi... Bir yere benzetmem gerekirse Nişantaşı'na benzetebilirim. Oteliniz, hosteliniz buraya yakınsa yürüyerek şehrin çok büyük bir bölümünü gezebilirsiniz. Cadde tren garından başlayıp 5-6 km'ye kadar uzanıyor. Meşhr Deli Petro, zamanının Avrupai şehirlerine benzemesi için büyük çaba harcamış ve bunda başarılı da olmuş. Rusya'nın genelinde göremeyeceğiniz kadar parlak ve şaşaalı bir şehir. Yalnız bu caddenin arka sokaklarında biraz yürüdüğünüzde, tekrar Rusya'ya dönüş yapıyorsunuz. Nevski Caddesi üzerinde, onu bölen pek çok nehirler var. Şehre biraz daha Avrupailik katıyor. Havalar ısındığında bu kanallarda tekne turları yapabilir ve teknede yemek yiyebilirsiniz. Gittiğimiz dönemde de turlar vardı ancak soğuktan pek tercih edilebilir gibi değildi.

Avrupa'da değil de tekrar Rusya'da olduğunuzu hatırlamak istediğinizde, geniş cadde, park-bahçe  ve meydanlar size yardımcı oluyor. Şuralara gidin demeyeceğim, bunlardan bahsetmeyi sevmiyorum ama mutlaka ziyaret edin diyeceğim 2 yer var. Biri Church of the Savior on Blood-İlk Kan kilisesi, diğeri de meşhur Ermitaj Müzesi.

Yılbaşını geçirmek üzere Moskova'ya giderken treni kullandık. Rusya'nın tren hattına saygı duymamak imkansız. Çok büyük bir ağı var. Rusya'nın bir ucundan, Çin'e kadar seyahat edebilirsiniz. Trenler de oldukça konforlu.

Moskova'ya geçiş için 9 saatlik tren yolculuğunu seçtik. 2.sınıf 4 kişilik bir vagonda 50 USD civarında bir tutara yolculuk ettik. 3-4 saatlik Sapsan denen hızlı trenleri seçebilirsiniz, fiyatı 100 USD civarında ya da 30-40USD'ye, 6 kişilik kompartımanlarda daha ucuza seyahat edebilirsiniz. Tren istasyonu St. Petersburg'un merkezinden, Moskova'nın merkezine kadar gidiyor. Bulunduğumuz dönemde Volvograd'ta tren istasyonuna saldırı olmasına rağmen, çok sıkı güvenlik önlemine rastlamadık. Tren istasyonunda da internet ücretsiz. İstasyon hava alanı gibiydi, 1 saat içinde 10'dan fazla tren kalkıyordu. İlk başta treni bulmak kolay olmadı. El işaretleriyle treni bulduk, her kompartımanın girişinde görevliler var, pasaport ve bilet kontrolü yapılıyor. İnternetten alınan biletlerin çıktısı yetiyor, ayrıca bastırmaya gerek yok. Yanlış trene geldiyseniz, görevliler sizi tekrar yönlendiriyor. Vagonlar çok dar, çift ranzalı, yorgan ve çarşaf veriyorlar, ayrıca kalorifer var. İlerleyen saatlerde dayanılmaz bir sıcaklık oluyor, o yüzden yorganları kullanmamak akıllıca olabilir. Trende uyuyabilir miyim diye düşünüyordum ama lokomotiften uzak bir vagon seçtiyseniz, çok sessiz oluyormuş. Bir de hafif sallanarak gidince beşik etkisi yapmadı değil.  Tren tam vaktinde hareket edip, vaktinden bir kaç dakika önce Moskova'ya geldi.

St. Petersburg ile ilgili tespitlerim;

* Yollar geniş, temiz, trafik düzenli akıyor, şöförler birbirlerine saygılı, çok az korna çalınıyor.* Her araba taksi gibi çalışıyor. Gideceğiniz yönde elinizi kaldırıyorsunuz, araba sahibi fiyatı söylüyor, kabul ederseniz biniyorsunuz.
* Sessiz, sakin bir şehir, insanları saygılı.
* Soğuğu etkili, ilk gittiğimde İstanbul'a göre sıcaklık farkı 4-5 idi, fazla soğuk olmaz diye düşündüm, kaban giyme ihtiyacı bile hissetmedim ama 2. günün sonunda hastalık emareleri belirmeye başladı. O yüzden tavsiyem mutlaka bere ve atkı-boyunluk olmalı.
* Şehir çok düzenli inşa edilmiş. Sanki caddeyi koyup, binaları sonradan serpiştirmişler gibi...
* Gece kulüpleri ana caddenin hemen arka sokaklarında, girişte yüz ve giysi kontrolü var (dress code), hem kadın hem erkek için.
* Hava soğukluğundan olsa gerek kafe ve restorantlar dopdolu. 
* Çok fazla sushi bar var, görmeyi beklemediğim bir durumdu. 
* Güneş bizim bulunduğumuz dönemde 10 gibi doğup, 4 gibi batıyordu. İnsana karamsar bir hava veriyor, bu yönünü hiç sevmedim. Turistlerin çoğunun yazı tercih etmesinin sebebi de bu zaten.
* Benzin 2 TL civarında.
* Arabalar bize göre lüks sayılır, ancak Moskova'da daha fazla lüks araç vardı.* İngilizce yok, sadece resepsiyon görevlisiyle anlaşabildim. Rusya genel itibariyle İngilizce bilmiyor, öğrenmek gibi bir çabaları da yok anladığım kadarıyla...

Yazar Hakkında

mesuttoker

Hayatın anlamını bulur muyum bilmiyorum ama gezmek bana hayat katıyor, orası kesin.