Çar I. Petro'nun Tuvali: St. Petersburg

St. Petersburg şehrini biz tuvale resmedilmiş bir sanat eseri gibi gördük. Eğer böyle ise bu ressam kesinlikle, bizim deli dediğimiz, oysa tüm dünyanın büyük dediği, Çar I. Petro'dur. 5 milyon nüfus ile Rusya'nın ikinci büyük şehridir. Neva Nehri, şehrin içlerine doğru 42 kanal oluşturuyor ve bunların üzerinde de yaklaşık 500 köprü bulunuyor. Bazı köprüler gece yarısı büyük gemilerin geçebilmesi için açılıyor, bu da muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Yüzlerce turist gecenin bir yarısı bu manzarayı seyreder.

Şehirde 2 havalimanı vardır: Pulkovo 1 ve Pulkovo 2; ancak Pulkovo 1, Rusya içi ulaşımda kullanıldığı için siz diğerine ineceksiniz. Şehre uzaklıkları yaklaşık 15 kilometredir ve raylı sistem yoktur. 39 (25 Ruble) ve 39A (25 Ruble) numaralı otobüsler Moskovskaya metro istasyonuna gider. Zaten herhangi bir metro istasyonuna ulaştıktan sonra nereye isterseniz metroyla gidebilirsiniz. İnanılmaz başarılı olan metronun havalimanına ulaşmamasını ise anlayamadık.

Neyse biz konumuza dönelim: 39 nolu otobüs 30 dakikada, 39A nolu otobüs 15-20 dakikada metroya ulaştırır. Çünkü 39A durmaksızın gidiyor. Her ikisi de gelen yolcu çıkışının önündeki otobüs durağından kalkar. Aynı zamanda aynı yerden kalkan K39 minivan ile de (36 Ruble) ulaşabilirsiniz. Taksiler ise gideceğiniz yere göre 500-1000 Ruble arasında fiyat isterler, mutlaka pazarlık yapın. (Nisan 2016 kuruna göre 1 Dolar=67 RUB)

Şehir içi ulaşım: Muhteşem bir metro ağı var ve ucuz. Diğer toplu taşıma araçlarının hepsi olmasına karşın metro varken onlardan söz etmeyi zaman kaybı olarak görüyoruz.

Gezilecek yerlerAkşam üzeri geldiğimizde Neva Nehri üzerinde görüntü buydu.

Hemen belirtelim: Ne bu blogda ne başka bloglarda Petersburg'un tamamını bulamazsınız; çünkü bunun için haftalarca kalınması gerekir. Bizde gördüğümüz en önemli yerleri size anlatacağız.

Evet, gezimizi Neva kıyısındaki Hermitage Müzesi ile anlatmaya başlayalım sonra yavaş yavaş ana cadde boyunca (Nevsky Prospekt) ilerleriz. Hermitage Müzesi, dünyanın en eski ve büyük sanat ve kültür müzelerindendir. 6 adet tarihi binada 3 milyonun üzerinde eser sergilenmektedir. Dünyanın en büyük resim koleksiyonuna sahip olduğu için Guinness Rekorlar Kitabı'nda yer almaktadır. Leonardo Da Vinci'den (214 nolu oda), Picasso'ya (338 nolu oda) kadar çok geniş yelpazede inanılmaz eserler göreceksiniz (giriş 300 RUB). Müzenin önü devasa bir meydandır (Dvortsovaya Pl-Palace Square). Meydanın ortasında kendi ağırlığı ile duran Alexander Kolonu yer alır. Müzenin tam karşısındaki muhteşem bina ise Genelkurmay ve Bakanlıklara aittir.

Müzeye en yakın gösterişli bina Donanma Binası'dır (The Admiralty); ancak halka kapalı o yüzden bizde şimdi St. İsaac Cathedral'ine doğru ilerliyoruz. St. İsaac Cathedral Petersburg'un en ihtişamlı binalarındandır. Günümüzde sadece özel günlerde dini törenler için kullanılıyor. Dünyanın en büyük kubbeli yapılarındandır ve bu kubbenin yapımında 100 kg altın kullanılmıştır. I. Pedro ve Katerina burada evlenmiştir. 300 basamaklı merdiveni tırmanmayı göze alırsanız, yukarıdan bütün şehri seyredebileceğimizi öğreniyoruz ama enerjimizi bunun için harcamak istemiyoruz. Katedralin terası, müze ya da her ikisi için bilet alabiliyorsunuz. Cathedral 250 ruble, teras 150 ruble, toplam 400 ruble. Ayrıca Audio-Guide (Türkçesi yok) 100 ruble. Katedralin önündeki meydanda (St. İsaac's Square) Nicolas heykeli de çok güzeldir. Heykelin yüzü katedrale dönükken arkasındaki muhteşem görünen bina Mariinsky Palace'dır. Ancak sadece uzaktan fotoğraflıyoruz. (Metro: Admiralteyskaya)

Meşhur Nevsky Prospeekt caddesindeyiz. bBurada önce Kazan Katedrali'ni (Cathedral of Our Lady of Kazan) ve karşısındaki meşhur dikiş makinası Sınger'in binasını (Singer Company Building) görmek istiyoruz. Kazan Katedrali bir Rus Ortodoks Kilisesidir. SSCB'nin yıkılışına kadar müze olarak kullanılmış, 1992'de ise tekrar kilise olarak hizmete başlamıştır. Karşındaki Singer Binası'nın mimari güzelliğinin yanı sıra giriş katındaki kitapçı da çok meşhurdur. (Metro: Nevsky Prospekt)

Nevsky Prospekt Caddesi üzerinde ara sokaklara bakarak gezinirken bir anda sizi şaşkına çevirecek muhteşem bir mimari ile karşılaşacaksınız. Yeniden Diriliş Kilisesi/Dökülen Kan Kilisesi gibi isimlerle bilinen The Church of the Savior on the Spilled Blood, "buraya koşarak gel" diye seslenecek. Çar II. Aleksander'ın suikaste uğradığı ve kanının döküldüğü yerde onun anısına inşa edildiği için bu ad verilmiştir. Yapımına 1883'te başlanan ve 1907'de tamamlanan kilise, St. İsaac Katedrali ile birlikte, şehrin en önemli ve en tarihi iki mabedidir. Giriş 250 ruble, Audio-guide 100 ruble, yaz aylarında akşam 400 ruble. (Metro: Nevsky Prospekt)

 

Hikayesi ve görkemi ile ziyaret edilmesi gereken bir başka yer Kruvazör Avrora' dır(Cruiser Avrora). 1917 Ekim devrimini başlatmak üzere rıhtıma konuşlandırılan Avrora için zamanın hükümeti, limanı terk etmesi emrini veriyor. Ancak emir reddediliyor ve 25 Ekim 1917, saat 09.45'te açtığı top ateşi ile saraya saldırılar başlıyor. Gemi ücretsiz gezilebiliyor, makina dairesini gezmek için 300 ruble ücret ödemek gerekiyor.

Konakladığımız Park inn Pulkovskaya Otel'den sabah çıktığımızda çok ilginç heykelleri ile Zafer Meydanı (Ploschad Pobedy) dikkatimizi çekiyor. Nazilere karşı o zamanki adı Leningrad olan St. Petersburg'u savunan kahramanlar için yapılmış bu heykeller (Monument to the Heroic Defenders of Leningrad). Heykellerin alt tarafında ise bir sergi salonu bulunuyor. Giriş 120 ruble. (Metro: Moskovskaya)

Heykellerin önündeki Moskovskaya Caddesi'nden şehir istikametinde kısa bir süre yürüdüğünüzde karşınıza yine çok görkemli bir yapı çıkacak. Meydandaki bu yapı Sovyetler Evi'dir (House of Soviets). Bina Stalinist dönemin en iyi örneklerindendir. Binanın önünde ise çok az sayıda kalmış olan Lenin Heykeli yer almaktadır. Heykel, Mikhail Anikushin tarafından tasarlanmış ve 1970 yılında dikilmiştir. Giriş 600 ruble. (Metro: Moskovskaya)

Evet, St Petersburg hakkında bizim aktaracaklarımız bunlar ama yazılanlar var olanların çok azı. Biz iki günde bunları görebildik ancak 5-6 gün sürecek bir gezi çok daha doğru olacaktır. Aklımızın kaldığı bu muhteşem şehre ikinci kez, bu defa ekürisi Moskova'yı da ilave ederek tekrar gelmeyi arzu ediyoruz.

 

haydigeziyoruz

Yazar Hakkında

haydigeziyoruz

Biz Dilek ve Bora Aydoğdu, gezmeyi seven iki gezginiz. Dilek emekli öğretmen, Bora emekli askeri öğretmendir.