İlkinde Moskova’dan uçakla ikincisinde ise hızlı trenle Helsinki’den gitmiştim. Beyaz Geceler kavramını en yoğun ve güzel yaşayabileceğiniz bir şehir. Her seferinde Nevsky Prospekt üzerindeki Corinthia Hotel’de kaldım. Aynı cadde üzerinde daha uygun fiyatlı 5 yıldızlılar bulmak mümkün.
St. Peter’in en güzel yönlerinden biri tüm şehri yürüyerek dolaşabilmenin kolay olması. Havanın geç kararması, şehri doyasıya yaşamanızı sağlıyor. Moskova’daki kadar yaygın bir ağa sahip olmasada kolay kullanılan bir metrosu var. 4 gün şehri dolaşmak için ideal bir süre.
Özellikle 23.00’ten sonra çıkılan nehir turları şehrin güzelliğini daha katmerli yaşamanıza imkân veriyor. İkinci gidişimde Rus Deniz Kuvvetleri gününe denk geldiğimden Rus Donanmasının denizaltı ve muharip gemileri arasında motor gezisi yapıp bol bol foto çekerken kendimi amatör casus gibi hissetmiştim. Gezi teknelerinde diğer turistlerle ya da özel olarak kiralayabileceğiniz sürat motorları ile gece ya da gündüz kanalları ve ana gölde keyifle tur atabilirsiniz. Standart güzergâh dışına pek çıkmıyorlar.
Moskova’nın aksine özellikle şehir merkezinde ciddi bir bina yüksekliği sınırlaması var, bu nedenle birbiri ile aynı seviyede olan çatı ve terasların restoran, cafe, bistro olarak kullanılmasına ve baktığınızda gözünüzü rahatsız etmeyen bir manzara oluşmasına imkân veriyor. Üstelik bazı girişimciler, beyaz gecelerde çatı turu adı altında turlar düzenliyorlar.
Moskova’daki kadar sert olmasa da St. Petersburg’da da sigara yasağı birçok güzel manzaralı mekandan alacağınız keyfi sınırlandırıyor (benim gibi puro içenler için ciddi bir sorun).
Dünya ve Rus mutfağının en güzel örneklerini bulabileceğiniz birçok restoran Nevsky Prospekt üzerinde ve nehir kenarında bulunmakta. Ginza Project şehirde farklı konseptlerde son derece güzel restoranları olan başarılı bir grup.
Votkadan sonra Rusların diğer tutkusu olan sushi ve nargile türü ne olursa olsun neredeyse tüm restoranlarda mevcut. Yaz aylarında gittiğinizde çeşitli meyvelerden yapılmış limonata ve buzlu çay serinlemek için son derece ideal.
Nevsky Prospekt üzerinde yer alan Yeliseev marketi pahalı olmasına rağmen muhteşem şekerlemeleri ve tatlıları ile insanın aklını başından alıyor.
Nevsky Prospekt üzerinde Coffeshop Company, sıcak ya da soğuk bir şeyler içip balkonundan bulvarı seyretmek için ideal bir yer. Sigara içebileceğiniz gibi bedava internetinden 7/24 yararlanabilirsiniz. Aynı binayı paylaştığı restoran ise biraz pahalı bir otantik Rus restoranı.
Nevsky Prospekt’e kesen sokaklardan birinde yer alan 48 Chairs, şehrin belki de canlı olarak Jazz dinleyebileceğiniz en güzel mekanı. Orada yemek yiyebileceğiniz gibi etrafından da farklı dünya mutfaklarından örneklerin olduğu restoranlar ve sonrası için barlar var.
Hermitage yakınlarındaki St. Isaac Katedrali, ikonları ve belirli saatlerde çalan çanları ile önemli turistik noktalardan biri. Hemen karşısındaki parkın içinden nehir kenarına inmek güzel bir yürüyüş güzergahı oluşturuyor.
Aurora zırhlısı ile Peter ve Paul kalesinin yer aldığı ada arasında kalan kısımda yer alan cami mozaikleri ve doğu tarzı yapısı ile insanı ruhani bir yolculuğa çıkartıyor.
Hermitage Müzesi için tam bir gün ayırmak gerekiyor. Sabah 10.00’da gişeler açılıyor ama gişe kuyruğu saat 9.00’dan önce başlamış oluyor. İnternet üzerinden bilet alanlara girişte öncelik veriyorlar. Birçok sergi alanında foto çekilmesi yasak. Altın ve elmas odalarına ancak belirli saatlerde rehber eşliğinde girebiliyorsunuz. Sarayın alt katlarından Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinin farklı devletlerindeki kazılarda bulunmuş ya da Çarlık döneminde başta Çin ve Hint medeniyetlerinden gönderilmiş eserler; Yunan, Bizans ve Anadolu medeniyetlerinden getirilmiş eserlerle birlikte sergileniyor.
Peter ve Paul kilisesi ile deniz kalesinin yer aldığı adaya 2 noktadan giriş var. Kumsal tarafından kaleye giriş yapıp diğer uçtan çıkmak gezmek açısından kolaylık sağlıyor. Hava güzel olduğunda burçlara ve çan kulesinden foto çekmek oldukça keyifli ama her giriş ayrı ayrı ücretlendiriliyor. Hermitage’ın tam karşı sahilinde yer alan adada yer alan restoran kaliteli menüsü ve ortamı ile yorgunluk atmak için ideal bir yer.
Kazan Kadetrali ve tam karşındaki eski postane yeni kitapçı şehrin Nevsky Prospekt üzerindeki turistik noktaları. Her gittiğimde içini göremediğim tek katedral buydu.
Bilet bulabilenlerin Mikhailovsky Opera ve Balesinde bir gösteri izlemelerini hararetle tavsiye ederim. Özellikle eski sahnesi muhteşem. Her ne kadar Batı klasikleri de sahnelensen tüm gösteriler Rusça.
Letny Sad ise labirent formasyonu ve içindeki fıskiyeler ile gezecek başka bir yer bulamadığınızda vakit öldürebileceğiniz bir park.
Anickov Köprüsü'nün 4 atı belki de dünyadaki en ünlü atlar. Fotoğraf meraklılarına özellikle gece çekim yapmalarını tavsiye ederim.
Aurora zırhlısı devrim ateşinin başladığı savaş gemisi. Bundan atılan mermi ile çarlık rusyasına karşı devrim başladı. Şu an bir müze, ancak Ruslara giriş 30 Ruble iken yabancılar ancak 300 Rubleye girebiliyor. Savaş müzelerine meraklı olanların gitmekten hoşlanacağı bir yer.
Topçu ve İstihkâm Müzesi bahçesindeki Rus zırhlıları ve topları ile insanın aklını başından alıyor. 4 katlı yapında ise Rusya İmparatorluğunun kuruluşundan günümüze askeri devrimi görebilirsiniz.
Strelka Vasilievkiy Adası ya da burnu yeni evlilerin fotoğraf çekimi için favori noktalarından biri.
Hermitage'ın yakınlarında ve kiliselerin çevresinde köstümlü olarak dolaşan ve biraz pahal bir şekilde birlikte fotoğraf çektirebileceğiniz sokak sanatçıları var. Hermitage'ın girişindeki meydanda farklı tarzlarda sürücülü ya da sürücüsüz bisiklet kiralamak mümkün.
Moskova’dan farklı olarak St. Petersburg daha çok insanın İngilizce konuştuğu, daha sıcak kanlı insanların yaşadığı bir şehir.