St. Petersburg’u gezdikten sonra gemiye binerek Volga üzerinden Moskova’ya gitmek üzere yola çıkıyoruz. Gemiler, çok büyük olmasa da oldukça lüks. Neticede nehir gemisi. Kamaralar oldukça küçük. Yemekler gayet lezzetli. Bu gemi yolculuğunun en keyifli taraflarından biri sabahları güne müzikle uyanmak. Ama bu müziği oluşturan nehir, orman ve kuşların sesleri...
St. Petersburg’dan kanallar, nehirler ve göller üzerinden 1.800 km yol gidip Moskova’ya ulaşacağız. Bu su yolları üzerinde insan gücü ile yapılmış kanallar mevcut. Haziran başından temmuz sonuna kadar devam eden dönem “beyaz geceler” olarak adlandırılıyor. Hatta bir çok tur şirketi bu dönemde “Beyaz geceler” adı ile bu bölgeye turlar gerçekleştiriyorlar. Biz de böyle bir seyahate katıldık. Nehir ve göller üzerinde yapılan bu seyahat, çok çok güzel. Gün batımı gece yarısından çok sonra gerçekleşiyor. Gökyüzünün hafif kararıp, tekrar aydınlanması muhteşem. Gece saat 23:00’e doğru gökyüzü kırmızı, turuncu, sarı oluyor. Bu kızıllık geçerken gökyüzü önce hafif mavi, sonra koyu mavi, daha sonra lacivert renge bürünüyor. Bir iki saat sonra tekrar maviye, ondan sonra da açık maviye dönüyor ve gün doğumu gerçekleşiyor. Yani gece tam kararmadan 1-2 saat içinde gün aydınlanıyor.
St. Petersburg’dan gemiye bindiğimizde yolculuğumuz da Neva nehri üzerinden başlıyor. Buradan yaklaşık 75 kilometre sonra Neva nehrinden Avrupa’nın en büyük gölü olan“Ladoga” gölüne ulaşıyoruz. Bu göl 135 nehirle besleniyor. Gölde biriken su Neva nehri aracılığıyla Baltık denizine dökülüyor. Gölün uzunluğu 200 kilometre ve eni 125 kilometre.
St. Petersburg’dan 200 kilometre yol aldıktan sonra “Mandrogi” adasına ulaşıyoruz. Bu ada yemyeşil bir ada... Adada turizme yönelik yapılmış ahşap binalar ve hediyelik eşya satan ufak mağazalar ve tezgahlarla dolu. En çok satılan ürünler arasında renkli masa örtüleri, çanlar, ahşap oyma objeler, Rusya’ya özgü matruşka bebekler göze çarpıyor.
Mandrogi adasından sonra yeniden gemimize dönüp, Ladopa gölü üzerinden Svır nehrine girip, 224 kilometre yol alıyoruz. Önce Onega gölüne ulaşıyoruz, ardından Svır nehri üzerinde 2 havuzdan yükselerek geçiyoruz. St. Petersbug ve Moskova arasında yükseklik farkı bulunduğundan, aradaki yükselti – alçaltıyı sağlamak amacı ile yol boyunca toplam 16 havuzdan geçiyoruz.
Burada kanallardaki havuz sistemini anlatmak faydalı olacaktır; St. Petersburg ile Moskova arasında 162 metre yükseklik farkı var. Bu fark göller arasındaki yapay kanallardaki havuzlar sayesinde azaltılıyor. Şöyle ki; yan yana 2 havuz var. Her havuz rahatlıkla 1 gemiyi içine alacak büyüklükte. Örneğin, St. Petersburg’dan Moskova’ya gidecek gemi havuza alınıyor. Havuzun kapakları kapanıyor. 1-2 saat gibi bir zaman içinde havuza su pompalanarak su ile birlikte gemi yükseltiliyor. Yaklaşık 9-12 m kadar. Havuzdaki su, öndeki suyun seviyesine gelince ön kapak açılarak gemi yoluna devam ediyor. Moskova’dan Petersburg’a gelen gemilerde de olayın tersi yaşanıyor. Yani havuza alınan gemiler, suyu tahliye edilerek alçalıp, devam edeceği ırmağın seviyesine inince yoluna devam ediyor.
Petersburg’da ki oteller arasında Golden Triangle Boutique Hotel’i tercih edebilirsiniz. Otel şehir merkezinde yer alıyor ve konum olarak da çok iyi. Otele birçok müze, kafe, restoran yürüme mesafesinde. Fiyat olarak da uygun. Bu otelin yanında Nevsky Prospekt caddesi üzerinde ki Solo on Nevsky Prospekt otelini de düşünebilirsiniz. Bulunduğu cadde şehrin en önemli ana caddelerinden biri. Turistik mekanlara yakın, ekonomik ve ulaşım ağlarının tam ortasında bir otel arıyorsanız da Martin Hotel seçenekleriniz arasında bulunsun. 170 yıllık bu otel Vladimirskaya Kilisesine 700 metre uzaklıkta bulunuyor. Bu önerilerin dışında Petersburg’da ki diğer otellere buradan booking.com’a girerek göz atabilir, isterseniz rezervasyon da yapabilirsiniz.