Belçika'nın Saklı Hazinesi Ghent

Belçika seyahatimizin ilk iki günlük rotası olan Brugge  gezimiz bitince yönümüzü Gent'e çeviriyoruz. Gezginler genellikle Brüksel'den hareketle günübirlik Brugge gezisi yaptıkları için yolun tam ortasında kalan Gent'i es geçiyorlar. Oysa Gent bence Brugge'dan çok daha güzel bir şehirdi, tabi bu tamamen kişisel bir görüş.
 
Sabah ilk işimiz Brugge tren garına gidip Gent'e gidecek olan tren biletimizi almak; kişi başı 6,60 EURO, eğer 26 yaşın altındaysanız ise biletler %50 indirimli.

Saat 10:30 trenine yetişiyoruz ve yolculuğumuz sadece 20 dakika sürüyor. Sient-Pieters Tren İstasyonu, Gent şehir merkezine yaklaşık 3km mesafede. Tren istasyonunun hemen önündeki otobüs duraklarından bineceğiniz otobüsle de ulaşabilirsiniz ama biz yürümeyi tercih ediyoruz. Yaklaşık 20 dakika sonra Gent'in pitoresk kanalı bizi karşılıyor. İlk karşılaşmamız çok güzel oldu bu güzel şehir ile...

Brüksel ile Brugge'ün arasında göz alıcı bir şehir Gent

Gent, varlıklı bir ticaret merkezi olduğu günlerden kalma Ortaçağ yapıları ve göz alıcı sanat hazineleriyle birçok açıdan Brugge'a benziyor. Pitoresk kanalların yüzeyine kalkan duvarlı eski lonca binalarının cepheleri ve kentin silüetine damgasını vuran üç ünlü kulenin külahları yansıyor.

Bu arada hem Brugge hem de Gent yazılarımda sık sık "pitoresk" kelimesini kullanır oldum, aslında bu geziden önce bu kelimeyi duymamıştım, ancak bütün gezi kitaplarında geçen bu kelimeyi araştırınca, bu kelimenin durumu ve görünüşü resmi yapılmaya değer olan görüntüler için kullanıldığını öğrendim. Bizim durumumuzda bu fotoğrafı çekilmeye değer anlamına geliyordu tabi ve pitoresk kelimesi bu bölge için sık sık kullanılabilecek en doğru kelime bence...

Gent'in kısa tarihi

Ortaçağ'da özerk bir yönetime sahip olan Gent, Altın Çağ'dan sonar düşüşe geçen Brugge'un aksine 19. yüzyılın başlarında Belçika'nın ilk endüstri şehri olarak yeniden hayat bulmuş. Kentte ayrıca binlerce öğrencinin eğitim gördüğü büyük bir üniversite var. Bu nitelikler sayesinde hareketli ve yaşam dolu bir kimlik kazanan Gent, göz alıcı tiyatroları, müzeleri, katedrali ve opera binasının gözler önüne serdiği görkemli bir zarafete sahip. Aynı zamanda bu tarihi kent, Avrupa'nın en büyük yaya bölgesini de kapsayan Ortaçağ sokaklarında yürüyerek keşfedilebilecek kadar küçük bir alana yayılmış. Biz yaklaşık 4 saat içinde bütün şehri yürüyerek gezebildik.

Gent'in Gezilecek Yerleri

Eski kentin batısıyla Leie Nehri arasında bir köprü olan Sint-Michielsbrug (Aziz Mükail Köprüsü), gezinize başlayacağınız en iyi noktadır. Solda Graslei'ın ve Korenlei'ın eski rıhtımları bulunur ve arkalarında Ortaçağ kalesi Gravesteen var.

Gent'in üç simgesi: Sint-Niklaaskerk, Belfort ve Sint-Baafskathedraal önünüzde uzanır.

Sint-Niklaaskerk / Aziz Nikolaos Kilisesi

Aziz Nikolaos Kilisesi, 13. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasında inşa edildiğinden farklı mimarı tarzları birarada yansıtıyor. Scheldt-Gotik olarak bilinen bu yalın tarzın Belçika'daki en güzel örneği bu kilisedir. Bir zamanlar kalabalık bir tüccar cemaatini ağırlayan Sint-Niklaaskerk, tüccarların koruyucu azizi olan Myra Piskoposu Aziz Nikalaos'a adanmış. 

Belfort / Çan Kulesi

Gent'in simgelerinden biri olan Belfort (Çan Kulesi) 91 metre yüksekliğiyle kent silüetine damgasını vurur. Tepesinde yaldızlı bir ejderha figure bulunan etkileyici yapı, 1380-81 yılları arasında inşa edilmiş ve yüzyıllar boyunca gözetleme yada saat kulesi olarak kullanılmış. 54 çandan oluşan can takımı konserleri büyüleyiciymiş, maalesef biz denk gelemedik. Tepeye çıkmak için asansörü kullanabilirsiniz. Giriş ücretli 8 EURO.

Sint-Baafskathedraal / Baaf

Adını 7. yüzyılda yaşamış Gentli Aziz Bavo'dan alan Sint-Baafskatheraal 10. yüzyıldan kalmış ancak Gotik bölümlerin büyük bölümü 13. ve 16. yüzyıllar arasında inşa edilmiş. 15. yüzyılda Hubrecht ve Jan van Eyck kardeşler tarafından yapılan Kutsal Kuzuya Tapınma altar panosu katedralin en ünlü eseri. Giriç ücretli 10 EURO.

Graslei ve Korenlei

Graslei ve Korenlei kanal turlarının başlangıç noktalarıdır. Her iki rıhtım boyunca, tüccarların 12. yüzyıldan kalma kalkanduvarlı lonca binaları sıralanıyor. Kanalın güney ucundaki Aziz Mikail Köprüsü'nden kentin en güzel manzaralarından birini izleyebilirsiniz.

Gravesteen Kalesi

Nehrin kuzeyi boyunca yürürseniz, gri duvarlarıyla Gravesteen Kalesi önünüze çıkacak. Masallardaki kalelere benzeyen bu yapı; mazgallar ve küçük kuleler, okçuların oklarını atması için küçük açıklıklar ve düşmanları durdurmak için bir hendek... Bu kale, bölgeyi yöneten düklerin yaşadıkları evmiş ve 1180 yılında yapılmasından sonar zenginliğin ve gücün simgesi olmuş. Biz içini gezmedik ama siz girerseniz içeride yaşama alanlarını, kullanılan aletleri, işkence odalarını ve zindanları görebilirsiniz. Giriş ücretli 7 EURO.

Gent'te kanal turu

Brugge'da olduğu gibi Gent'te de kanal turu yapabilirsiniz, yaklaşık 20-25 dakika süren turun kişi başı ücreti 5 EURO, biz burada kanal turuna katılmadık. Tüm gezimizi yürüyerek yaptık ve çok keyif aldık. Brüksel'e yolu düşenlerin mutlaka Gent'e de uğramalarını tavsiye ederim.

Gülçin Kaymak Sağkol

Yazar Hakkında

Gülçin Kaymak Sağkol

Her fırsatta gezmek için fırsat kollayan, her yeri merak eden bendeniz gezip gördüğüm yerleri sizlerle paylaşmak için yazıyorum. Detaylı bilgileri bloğumda bulabilirsiniz...