Turkuaz rengi denizi, bembeyaz kumsalları ve adayı süsleyen hindistan cevizi ağaçları ile her göreni kendine hayran bırakan tropik bir ada Zanzibar.
26 Nisan 1964 tarihinde Tanganika ile birleşen Zanzibar, o tarihten bu yana iç işlerinde serbest ama dış işlerinde Tanzanya’ya bağlı bir toprak parçası. Tarih boyunca birçok medeniyetin ilgisini çekmiş olan Zanzibar’da iz bırakanlar arasında Mısırlılar, Fenikeliler, Yunanlılar, İranlılar ve Araplar ön planda. Özellikle İranlılar ve Araplar 15. yüzyılın sonuna kadar Zanzibar’ı Afrika’nın sayılı ticaret merkezlerinden biri haline getirmişler. Bu bölgeden fildişi, altın ve köle ihraç etmişler.
Dünyanın baharat üreticisi denilince ilk akla gelen yer olan Zanzibar’ın adı “Siyah insanların sahili” anlamına gelen Farsça “Zengibar” sözcüğünden geliyor. Baharat kokularının hakim olduğu ufak adanın her bölgesi farklı olanaklar sunuyor ziyaretçilere.
Tanzanya’nın 30 kilometre doğusunda yer alan bu cennet adanın başkenti Stone Town, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde. Günümüze kadar neredeyse hiç değişmeden gelen kentin labirenti andıran ve birbirine açılan dar sokakları, boyaları dökülmüş ve birbirine yaslanmış taş evleri, ahşap oyma kapıları fotoğrafçıların ilgi odağı. Ancak halk fotoğraf çektirmekten hoşlanmıyor.
Arap kültürünün etkisinin yoğun olarak hissedildiği Stone Town sokaklarında dolaşırken kapıların önlerine atılmış tahta taburelerde oturup birbiriyle sohbetteki esnaf, baş örtülü ve peçeli kadınlar dikkat çekiyor.
Köle Pazarı
Dönemin en büyük Arap köle ticareti merkezi olan eski köle pazarı kentin en etkileyici yerlerinden. Burada ibret olsun diye müzeye çevrilmiş olan iki zindan bulunuyor. Her biri maksimum 8-10 metrekare ve yüksekliği 1,5 metre civarında olan zindanlarda 30’ar 40’ar kişi tutuluyormuş. Bu kişiler 3 gün aç susuz bırakılıyor ve üçüncü gün sonunda hayatta kalanlar dayanıklılık testini geçmiş kabul edilerek Amerika’ya ve Avrupa’ya satılıyormuş. Zindanlarda o dönemden kalma kölelerin bağlandığı zincirler halen duruyor.
Zanzibar’ın ilk ve en büyük kilisesi ise müzenin hemen yanı başında yer alıyor. Eskiden köle pazarı olan yerde köleliği yasaklayan İngilizler tarafından yaptırılmış. 1873 senesinde İngilizler, Umman Sultanı Barghash'e köle ticaretine son noktayı koydurtan antlaşmayı zorla imzalatmış ve böylelikle köle ticareti son bulmuş. Kilisenin bahçesinde bulunan ve İsveçli heykeltraş Clara Sornas’a yaptırtılmış, birbirine zincirlerle boyunlarından bağlanmış beş Afrikalı köle heykeli, dönemin köle ticaretini sembolize ediyor.
Yüzde yüze yakın Müslüman olan bölgede kiliseler ağırlıkta. Bunda da sömürge döneminin büyük etkisi var. Zanzibar’da 1925’te inşa edilen cami şimdilerde Barış Hatırası Müzesi olarak ziyaret ediliyor.
Zanzibarlı Freddie Mercury
Gerçek adı ile Faruk Bulsara olan Queen grubunun solisti Freddie Mercury Zanzibar doğumlu. Freddie Mercury’nin evi ise Zanzibar’ın en fazla ziyaret edilen yerlerinden. Ancak günümüzde evin alt katı genişçe bir hediyelik eşya dükkanı olmuş. Üst katında birkaç odadan oluşan bir butik otel ve en üstte de bir restoran yer alıyor. Bu restoranda Queen’in şarkıları eşliğinde yemek yemek mümkün.
Arap Kalesi ve Taarab Dinletisi
Araplar tarafından 18. yüzyılda Portekiz saldırılarına karşı inşa edilmiş olan Arap Kalesi, günümüzde çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Tanzanya geleneksel müziği olan Taarab konserlerini dinlemek için ideal bir ortam.
Acayip Ev: Beyt-ül Acaip
1883 senesinde Umman sultanının kendisine yaptırdığı evin adını halk koymuş. Beyt-ül Acaip yani Acayip Ev demişler. Niye mi? Çünkü adada ilk kez elektrik ve asansör bu evde kullanılmış. Her tarafı balkonlarla çevrili olan ev, yapıldığı dönemde adanın en yüksek binasıymış. Günümüzde Umman sultanlarının kullandığı çeşitli eşyaların ve mobilyaların sergilendiği müze olarak hizmet veriyor.
Acayip Ev’in sahile bakan kısmındaki Foradhani Gardens diye bilinen meydan, akşam saatlerinde sokak tezgahları süslüyor. Kurulan tezgâhlarda uygun fiyatlar ile Tanzanya mutfağına has yiyecekleri tatmak mümkün. Elektrik olmayan tezgâhlar genelde gaz lambaları ile aydınlatılıyor.
Prison Island ve Dev Kara Kaplumbağalar
Prison Island diğer adıyla Chango adası, dev kara kaplumbağaları ile ünlü. Adadaki dev kara kaplumbağaları, 1919 senesinde Seyşeller hükümetinin Zanzibar sultanına hediye ettiği kaplumbağaların çocukları ve torunları. Günümüzde adada yaklaşık 100-110 civarında dev kara kaplumbağası var. 200 yaşına kadar yaşayabilen bu kaplumbağaların yaşları kabuklarının üzerine mavi renklerle işaretlenmiş.
Ada adını burada yer alan hapisaneden almış olsa da hapisane olması için inşa edilmiş olan yapı aslında hiç hapishane olarak kullanılmamış. Buraya Zanzibar Adası’ndaki cüzzamlı hastalar getirilip yerleştirilmiş, bir nevi lepra hastanesi olarak görev yapmış.
Yunuslarla yüzmek için Kizimkazi
12. yüzyıldan kalan adanın en eski camisine ev sahipliği yapan Kizimkazi, adanın güneyinde bir balıkçı köyü. 420 kilometrekare alanı ile Yunuslar için koruma bölgesi olan Menai Koyu burada yer alıyor ve yunuslarla yüzmek için ideal bir nokta oluşturuyor. Yunuslarla yüzmek için bir diğer alternatif ise Stone Town merkezine yaklaşık 50 dakikalık mesafedeki Fumba.
Kırmızı Colobus maymunları
Soyu tükenmekte olduğu için 1900’lerin ortalarından beri koruma altında olan Kırmızı Kolobus maymunlarıyla ünlü Jozani Ormanı, patikaları ve eşsiz doğası ile yürüyüşseverleri cezbeden bir yer. Yerel halk, beslendikleri ağaçlara zarar verdikleri için bu kırmızı renkli, omuz ve kollarında siyah çizgi olan, siyah suratlı maymunlara Swahili dilinde zehirli maymun anlamına gelen “kima pinju” adını takmış.
Tarçın, vanilya, kırmızı biber
Zanzibar’da ilk baharat üretimi 1818 senesinde Umman sultanının zencefil üretilmesini emretmesi ile başlamış. Yüzyılın ortalarına gelindiğinde Zanzibar dünyanın en büyük baharat üreticisi haline gelmiş. En fazla üretilen baharatlar arasında tarçın, vanilya, kırmızı biber ve kara biber türleri var. Hatta baharat ihracatı o kadar gelişmiş ki, köle ve fildişi ticareti baharatın gerisinde kalmış. Bu nedenle 19. yüzyıl sonlarında ada, Baharat Adası olarak anılır olmuş. Baharat bahçelerini ziyaret ederseniz baharatları tanıdıktan sonra onlarla yapılan Zanzibar’a özgü yemekleri tatma şansı da bulabilirsiniz. Zanzibar’dan alınabilecek en meşhur hediyelik ise baharat kokulu sabunlar.
Gökyüzünden Zanzibar
Adanın kuzeyindeki Nungwi Beach medcezire en net şahit olacağınız noktalardan biri. Nungwi ve Kendwa kumsalları uçsuz bucaksız uzanıyor. Sahile bakan hamaklar huzur ve dinginlik arayanlar için birebir. Biraz adrenalin isteyenler ise parasailing yaparak Zanzibar’ı gökyüzünden izleyebilirler. Yemyeşil ağaçlarla kaplı adayı çevreleyen turkuaz deniz muhteşem görünüyor.
Nungwi bölgesinde iki tane doğal akvaryum var. Bunlardan biri daha geniş ve içinde bulunan su kaplumbağalarını kenardan besleyebiliyorsunuz. Bir diğeri ise daha küçük ama burada su kaplumbağaları ile birlikte yüzebiliyorsunuz. Kayaların arasındaki bu doğal havuzda kaplumbağalar ile yüzmek ve yüzerken onları beslemek ilginç bir deneyim.
Zanzibar’da güneş, okyanus üzerinden batıyor ve çok hoş manzaralar sunuyor. Ya Dhow denilen teknelerle gün batımı turlarına katılabilir; ya da sahilden günbatımını izleyebilirsiniz.