İnkaların Anavatanı: Cusco

Cusco kenti İnkalar Medeniyetinin merkezine bir giriş kapısı. Kent 12 dağ kütlesinin ortasındaki ovaya kurulmuş olduğundan, şehre “göbek deliği” anlamına gelen Cusco adı verilmiştir. İnkalar Cusco’yu inşa ederlerken, kutsal hayvanları Puma’ya benzetmişler.

Cusco’nun görkemli uygarlığının yanı sıra, sahip olduğu altın, gümüş madenleri ve değerli taşları da İspanyolların iştahını kabartmış. Bu müthiş uygarlık ne yazık ki İspanyollar tarafından sona erdirilmiş. Sonlarının gelişi ise Avrupalıların buraya ayak basması ile başlayan salgın hastalıklar ve yerel kabilelerin İspanyollar tarafından İnkalara karşı kışkırtılması ile neticesinde gerçekleşmiş.

Cusco havaalanında yerel kıyafetleri ile müzik yapan yerli bir grup bizi karşılıyor. Hoş bir sürpriz oldu bizim için. Cusco’nun rakımı çok yüksek, denizden 3.400 metre yükseklikte yer alıyor. Bu nedenle bol sıvı tüketmemiz, yavaş hareket etmemiz gerekiyor. Hatta havaalanında indiğimiz gibi çok sayıda stand görüyoruz. Bu standlarda yüksek irtifa hastalıklarına karşı çeşitli ilaçlar ve oksijen spreyleri satılıyor. Ne olur ne olmaz diye aldık biz de.

Havaalanı çıkışında ise seyyar satıcılar, yerel halkın da çokça kullandığı coco yapraklarında satıyorlar. Bunlardan da alıp, otobüste otele gidene kadar çiğniyoruz. Coco yaprağı insanı rahatlatıyor ve yüksek irtifa hastalıklarına karşı iyi geliyormuş. Ancak yaprağı çiğnedikten sonra yutmamanız gerekiyor. Gezi boyunca yaprak çiğnemekten resmen ağzımız yeşerdi.

Otelimizin adı Picoaga Hotel. Eski bir konaktan otele çevrilmiş, geniş bir avlu içerisinde yer alan, bol kolonlu hoş bir otel. Burada bize coco çayı ikram ediliyor.

Ardından odalarımıza geçtiğimizde her yatak ucunda bir düğme olduğunu görüyoruz. Bu düğme, eğer yüksek irtifaya karşı kendinizi kötü hissederseniz basmanız için konulmuş. Bastığınız gibi de doktor geliyor ve oksijen takviyesi yapıyormuş. Neyse ki, böyle bir ihtiyacımız olmadı. Odalarımıza yerleştiğimiz gibi kenti keşfe başlıyoruz.

Güneş Tapınağı, Nam-ı Diğer Altın Kale

Cusco İnka İmparatorluğu’nun merkezi. Cusco’nun merkezi ise Güneş Tapınağı, diğer adıyla Qoricancha Sarayı. “Qoricancha” altın kale anlamına geliyor. Bu tapınak ilk olarak Manco Tapac tarafından yaptırılmış, Pachautec tarafından da bu tapınağa bazı yapılar eklenmiş.

Altın Kale de denilen bu büyük taş blokların harç ve çimento kullanılmadan o dönemde yapılabilmiş olması bizi hayrete düşürüyor. Harç ve çimento kullanılmamasına rağmen büyük taş blokları o kadar sağlam bir yapı oluşturmuş ki, burası büyük depremlere rağmen ayakta kalabilmiş. Bu taşların üzeri o dönemde tamamen altın levhalarla kaplanmış, bu yüzden buraya Altın Kale deniliyor. Ne yazık ki, altın levhalar İspanyollar tarafından sökülüp eritilmiş. Ve eritilen altınların büyük kısmı İspanya’ya götürülmüş, ufak bir kısmı ise katedrallerde süsleme olarak kullanılmış.

Girişte İnkaların baş kitabı olarak tanımlanan orijinali altın olan levhanın replikasını görüyoruz. Burada dünya yuvarlak olarak gösterilmiş. Güneş, ay, yıldızlar kabartma olarak resmedilmiş. Bu tapınağa yalnızca asiller çıkabiliyormuş.

Tapınaklarda yapılan dinsel törenlerde Güneş Tanrıları İnti’ye çiçek, yiyecek, içecek ve giyecekleri ateşe atmak suretiyle kurban ederlermiş.

Bazen kralın tahta çıkması, ölmesi, kıtlık, bulaşıcı hastalık veya doğal felaketler gibi önemli olaylarda ise felaketi önlemek için bazen genç insanları ve çocukları da kurban ediyorlarmış. Bu tapınak aynı zamanda İnkaların astroloji çalışmalarını da yürüttükleri mekanmış.

Tapınağın dışında rengarenk yerel kıyafetli çocuklar, kollarının altında yavru Alpaka denilen Peru koyununu taşıyan kadınlar ve ufak çocuklar, tapınaktan çıkan turistler ile fotoğraf çektirme yarışındalar. Her poz 1 dolar.

Cusco'da popüler konumu, yemek ve kahvaltı servisleri ile kaliteli hizmet sunan otellerde konaklayabilirsiniz bunlardan birkaçı; Garden of San Blas ve Samana Inn & Spa..

Raqchi Kalıntıları

Raqchi kenti İnkalar döneminde askeri ve politik anlamda büyük öneme sahipmiş. Buradaki İnka arkeolojik sit alanı Raqchi Kalıntıları olarak biliniyor. Vilcanota nehrinin kenarında yer alan Raqchi Kalıntıları, denizden 3.500 metre yükseklikte yer alıyor.

Raqchi kalıntıları, her birinin özel bir işlevi olan farklı alan ve yapılardan oluşmaktadır. Ancak bu yapılardan en önemlisi iki katlı Virakoça Tapınağı’dır. Virakoça Tapınağı, İnka mimarisinin en ilginç ve kendine özgü örneklerinden biridir. Silindir biçimli sütunları ve dört adet büyük avlusu bulunan tapınağın günümüzde sadece yaklaşık 12 metre yükseklikte bulunan merkezî bir duvar kalmış olsa da, İnka tapınaklarının en büyüğü olduğu söylenmektedir.

Virakoça Tapınağı 92 metre boyunda, 25 metre eninde ve 12 metre yüksekliğinde olan devasa bir yapıymış. Buradaki taş bloklar lav taşlarından oluşmuş. Tapınaktaki 22 sütundan yalnız 1 tanesi ayakta kalmış. Mimari özelliği açısından Andlar’da buna benzer başka bir bina daha yokmuş.

Ayrıca bu bölge yiyecek depolamaya elverişli iklim şartlarına sahip olduğundan, pek çok depo inşa edilmiş. İnka döneminde 160 depo varmış, ama günümüzde 7 tanesi görülebiliyor.

Virakoça Tapınağı’nın önündeki yerel pazar da bir hayli ilginç. Burada çömlek yapımı çok gelişmiş. Özellikle çok küçük hayvan figürleri (puma, öküz, lama, kondor) ve Peru yaşamını anlatan minik insan figürleri çok etkileyici. En fazla 2 santimetre büyüklüğündeki bu el yapımı heykelciklerden biz de satın alıyoruz.

Ardından çok güzel bir restoranda yemek yemek için mola veriyoruz. Bu restoranın bahçesinde çok sayıda lama var. Fazla yaklaşmamakta yarar var, çünkü üzerinize tükürebiliyormuş. Bahçedeki lamalarla fotoğraf çektirip, yemeğimizi yedikten sonra yolumuza devam ediyoruz.Cusco'da populer konumu, yemek ve kahvaltı servisleri ile kaliteli hizmet sunan oteallerde konaklayabilirsiniz bunlardan birkaçı; Garden of San Blas ve Samana Inn & Spa..

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı
NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.