Dünyanın Sonu - Uzungöl

Karadeniz denince sık ormanları ve doğal güzellikleriyle çok duyduğum ve aklımda kalan yörelerden biri de, yöre halkının “dünyanın sonu” olarak tanımladığı yayla. Belki de bu nedenle çok merak ediyordum; ancak gidip gördükten sonra, bence son yıllarda “güzelliğin sonu” olmuş.

Soğanlı ve Kaçkar Sıradağları’nın birleşim yerinde, yamaçlardan düşen kayaların Haldizen Deresi'nin önünü kapatarak 1100 metre rakımda oluşturduğu bir göl. Uzunluğu genişliğinden oldukça farklı olması nedeniyle almış Uzungöl adını. 2300 metre rakımlı tepeden bakıldığında sık ormanların ortasında doğal bir güzellik, zengin yağmur ormanları, muhteşem bir orman örtüsü, bölgenin en yaşlı ormanları ile bir cennet. Aynı zamanda da kuş gözlem yeri.

Ancak bu anlattıklarım sanırım eskilerde kalmış, duyduklarımın ne yazık ki doğru çıktı... Göl etrafı restoranlarla, hava ızgara dumanlarıyla mahvedilmiş, tüm güzellikleri örtmüş. Doğayı, güzellikleri korumak bu kadar zor olmamalı… İnsanlarımız, turistler korumuyor diyelim, yetkililer de gereken önlemleri almaz ise yakın gelecekte güzel ülkemizin birçok doğal güzelliği yok olacak, hatta doğal afetlere de davetiye çıkarılmış olacak.

Siz yine de Uzungöl'e gidin, görün. Burada yenen alabalık daha lezzetlidir demişlerdi, doğru ama sessiz, sakin bir yer bulun ve keyifle yiyin balığınızı, göl kenarında bir yer aramayın. (biz Dursun Ali İnan'da yedik ve memnun kaldık)

Biraz hayal kırıklığı ile ayrıldığım Uzungöl’den. Sonra yol boyu izlediğimiz yemyeşil dağların yamaçlarındaki çay bahçeleri ve çay toplayan köylü kadınları bizlere görsel güzellikler sunuyor. Toplama işlemini daha yakından görebilmek üzere yamaçlardan ziyade yola yakın bir tarlada çay toplayan işçileri yakalamak için herkes dikkat kesildi ve biraz sonra bir tarla gördük. İşlerin çoğu yabancı uyruklu, nedeni de daha az gündelik talep etmeleri imiş. 

,

(Ben tabii fotoğraf çektikten sonra tarlaya inerek işçilerle çay topladım ve onlarla sohbet etme olanağı buldum). Ellerindeki torbanın ağzına monte edilmiş makas sayesinde kestikleri çaylar doğrudan torbalara doluyor, böylece zamandan kazanılıyor. Dikkatimi çekti 2,5 yapraktan fazla kesiyorlar (ne demek derseniz anlatacağım).

Şimdi yolumuzun üzerinde bulunan bir çay fabrikasına giderek yetkili ağızlardan çayı ve çayın geçirdiği evreleri öğreneceğiz.2,5 yaprak olarak toplanan çaylar (en üstteki iki yaprak ve bir yarım yaprak olarak açmış olan kısım) çuvallarla fabrikaya geldikten sonra yürüyen bantlara dökülerek imalathaneye alınıyor. Ön kurutma, kurutma, oksidasyon vb işlemlerden geçtikten sonra en son bir nevi elek olan makinelerde eleniyor, değişik boyutlarda ayrıldıktan sonra değişik çuvallara dökülen çay artık paketlemeye hazır. En değerli olan "elek altı" denen en büyük boyun bir küçük boyu, ki bize bu çaydan ikram ettiler. Biz de sevdiklerimize bu çaylardan hediye paketleri aldık. 

Peki siz çay demlemeyi biliyor musunuz? Eğer Karadeniz'e gitmediniz ve bir çay fabrikası gezmediyseniz inceliklerini bilmiyor olabilirsiniz. Anladım ki ben çay güzel çay demleyemiyormuşum. Sizlerle öğrendiklerimi paylaşmak isterim.

Öncelikle demliğiniz porselen olmalı. Çayı asla yıkamayın, tüm aroması kaybolur. Çayı demlerken altındaki suyu fokurdamaya başladığında hemen demleyin ancak demlikteki çayın üzerinde gezdirerek değil tam ortasından dökün, çay suyu kendi emerek içine çeksin. 5 dakika demlendikten sonra içmeye hazır. Ocağı da en fazla 15 dakika sonra kapatın, devamlı kaynamasın, çayın lezzeti de kaybolmasın. Ve çay soğudu diye asla tekrar ısıtmayın, yeniden demleyin. Öğrendiklerim bunlar :)

Çayın faydalarına gelince... Şekersiz içiyorsanız ki lezzetini alabilmek için şekersiz içmelisiniz, kalorisi olmayan, hazmettirici bir içecek. İçindeki tein maddesi de çok fazla içilmez ise faydalı.

Yarın bu yöreden ayrılıyoruz; Çamlıhemşin, Zilkale ve Ayder’e doğru gezimize devam edeceğiz. 

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.