Geç Kalınan Seyahat: Kuala Lumpur

Daha önce Uzakdoğu gezilerimde defalarca es geçtiğim bir ülkeydi Malezya. Nepal, Laos, Tayland baştan başa adalar falan derken Malezya’yı düşünmeden Singapur’a uçtum Phuket Adası'ndan. Bir sonraki sefere ise Filipinler vardı sırt çantamda. Nedendir bilmiyorum bir türlü Malezya ilgimi çekmemişti. Şimdi anladım ki neler kaçırmışım neler... Başkent Kuala Lumpur, Petronas Kuleleri ve Batu Mağaraları ile başlı başına kültür turizm ve fotoğraf dünyası resmen. Penang Adası ise sokak sanatı ve doğası ile unutulmayacaklardan... Langkawi Adası'nda ise bambaşka bir doğa, bambaşka bir ada ile karşılaştım ilk defa. Yalnız seyahatin en sevdiğim yanı kendinle başbaşa olabilmek bir taraftan da... Ancak sürprizler de vardı bu defa. Türkiye’den gezgin dostlarımla da Malezya’da buluşmak daha bir anlam kattı bu seyahatime. Sen nerelerdeydin şimdiye kadar Malezya. Ne iyi ettim de geldim, iyi ki geldim. İyi ki Malezya’daydım.

gezenkelebek.com Kuala Lumpur'da

THY ile İstanbul’dan Kuala Lumpur’a direkt olarak yaklaşık 10 saatlik bir uçuş ve +6 saatlik bir zaman farkı ile Malezya’dayım. Malezya, Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Vize olmadığı zaman işte o ülkeyi çok seviyorum. Rahat rahat gir çık sorun yok stres yok, seyahat böyle güzel. Her şey iyi güzel de havayolu şirketleri bir de sırt çantaları için bagaj konusunda bir şeyler düşünseler iyi olacak. Her defasında sırt çantamı alırken 1-2 darbe görmek beni çok üzüyor. Neyse bu defa da ucuz atlattık çok sorun yok.


Havaalanı - KL arası tren seyahati

Kuala Lumpur Havaalanı'ndan şehir merkezine tren ile gelmek 35 Ringit yani yaklaşık 20 TL civarı. 40 dakikalık bir tren yolculuğu ile KL Merkez Tren istasyonuna geliyorsunuz. KL ne derseniz Kuala Lumpur’un kısaltması ve buna alışmanız gerekiyor. Çünkü burada herkes bu şekilde kullanıyor. Kısaca KL. Neyse, daha sonrasında ise taksi ya da metro hattını kullanmanız gerekiyor. Bir görevli yardımı ile otelimin hangi bölgede olduğunu öğrendim ve o bölgeye giden metro ile gidip oteli bulmam çok zor olmadı. Tahmin ettiğim gibi otelim merkezi bir yerde. China Town yürüyerek 5 dakika. Merdeka Meydanı ve Central Market otelimin alt tarafında. Zaten KL'da gidilecek ve görülecek yerler birbirinden çok uzakta değiller. Taksiler uygun ve metro ağı çok çok iyi. +6 saatlik saat farkının dezavantajı olarak benim otele yerleşmem falan akşam saatlerini aldı ve hava da karardı ama şehri hemen bir kolaçan etmem lazım. Otelden aldığım bir harita ile biraz yürüyorum. Üzerimde jetlag etkisi var mı? Galiba var. Az yürüdüm sanıyorum ama dönüşte anladım ki amma yürümüşüm. Kendimi dünyanın en büyük ikiz kuleleri olan Petronas Kuleleri'nin dibinde buldum. Elimde fotoğraf makinem iyi-kötü birkaç fotoğraf ve bugünlük yeter. Daha ilk gün git yat Ufuk ne işin var daha vakit çok. Yer bildirimi, 1-2 fotoğraf, Instagram, Facebook derken artık uyumalıyım yarın çok yoğun bir gün olacak.


Petronas İkiz Kuleleri dibinden ilk fotoğrafım
 

Jamek Mescid / Kuala Lumpur

Sabah kahvaltısında ne var bilin bakalım; noodle : ) seviyorum ben bu noodle olayını ama sabah sabah da olmaz ki! Yiyoruz artık ne yapalım. Bugun hava biraz yağmurlu olacak gibi. Yağmurluk ve ufak sırt çantamla ilk durak Jamek Mescidi. Kapıdaki görevli beni içeri almıyor 10.00'da açılacak diyor. Ya kardeşim namaz kılmak istiyorum diyorum. Tamam o zaman diyor ve kapılar açıldı. Şükür burada bir namaz kılmak da güzeldi. Ardından en çok merak ettiğim çok özel bir yere gidiyorum. Elimdeki metro haritası ile yola çıkarak doğruca Batu Caves yani dünyanın en büyük mağara tapınağı olan Budist Tapınağı'na gidiyorum. Trenle gidiş-geliş gayet uygun. 4 Ringit gidiş, 4 Ringit geliş. Toplam 5 TL ancak işte. Gerçekten harikulade, büyüleyici bir yer. Mağaraya çıkıyorum oturuyorum, sohbet dinlenme derken öğlen oldu ne çabuk anlamadım. Öğleden sonra ise Merdeka Meydanı, China Town ve Central Market var. Buraları geziyorum tüm gün ve akşamüzeri oteldeyim.

Akşam yemeği için Bukit Bintang'da çok şık bir restoran buldum. Fiyatlar uygun, menüde gözüme çarpan balık var sadece. Zaten diğerleri hakkında bilgim yok. Bu arada Bukit Bintang, alışveriş merkezleri ve dünyaca ünlü mağazaların bulunduğu, ayrıca barları ve güzel restoranları bulabileceğiniz, gece hayatının aktığı bir bölge. Dönüşte bir gece kulübü görüyorum ve güzel müzik sesleri geliyor. Bir saat takıldım ancak bu kadar eğlence yeter. Zaten alkol almıyorum. Yarın da gezilecek daha çok yer var. İsim isteyenlere ise Beach Bar Club'ı tavsiye ediyorum.


Bukit Bintang semtinden bir kare

Güne daha sakin, daha rahat başlıyorum. İstikamet KL Park. KL'a gelmişseniz buradaki Kuş ve Kelebek parkını mutlaka ziyaret etmelisiniz. Dinlenmek için harika bir yer. Birbirinden rengarenk kelebekleri burada görebilmek, rengarenk kuşların içinde dolaşmak harika bir duygu. Benim olmazsa olmazım kelebekler. Epey bir vaktimi burada geçiriyorum. Kelebekler etrafta uçuşuyorlar, elime, çantama geliyorlar ve onları fotoğraflamadan gitmek olmaz. Ben kısa sanıyorum ama burada epey vakit geçirdim sanırım. Neredeyse tüm gün burada kalabilirim ancak Kuala Lumpur’un simgelerinden KL Tower’a da gitmek istiyorum. KL Tower çok güzel bir kule ancak gördüğüm anda yukarısı pek ilgi çekici gelmedi. Yukarı çıkmaya değmez diye düşündüm ve param cebimde kalsın dedim. Bence hala doğru karar.


KL Park'ta kelebekler ile birlikte güzel bir gün
 

KL Tower

Petronas Kuleleri'ne gittim gördüm, fotoğraflar çektim de ancak bu kuleleri karşıdan gören bir yer mutlaka olmalı. Etrafı biraz geziyorum soruyorum falan derken bana Sky Bar’ı tavsiye ediyorlar, bu fırsatı değerlendirmeliyim. Sky Bar, Traders Hotel’in 33. katında yer alıyor. Burası da karşıda bulunan Petronas Kuleleri'nin yarısına ancak geliyor ama manzara müthiş. Bar içinde yüzme havuzu, arka taraf Petronas Kuleleri manzarası. Giriş ücretsiz, fiyatlar gayet makul. Daha ne olsun, müthiş bir yer keşfettim.


Petronas Twin Towers, Sky Bar’dan görünüm

Bu arada Gökhan Hepşen kardeşim de Kuala Lumpur’da. Kendisi çok beğendiğim ve takip ettiğim bir gezgin kardeşim. Artık aynı şehirde iki Türk gezgin olarak buluşmanın zamanı da geldi. Facebook üzerinden yazıyorum kendisine ve yazım aynen şu: "Gökhan şu an Sky Bar'dayım ve burası harika bir yer. Mutlaka görüşelim gel seni bekliyorum". Sağolsun adam gibi adam Gökhan. Kendisi beni kırmayarak davetime icabet ediyor. Yalnız onu beklerken az bir uzanıyım daha gelmez derken bir gözümü açtım başımda oturmuş gözlerinin içi gülüyor. Neredeyse eliyle koymuş gibi buluyor beni. Üstelik çoktan benim o uzanmış uyuklayan halimi de fotoğraflamış. Elbette güzel sohbetler ve güzel bir gezgin buluşması yaptık. Dopdolu 3 gün Kuala Lumpur seyahati ve artık benim yarın Kuala Lumpur’dan ayrılma vaktim geldi. Yeni rotam; Penang Adası. Penang’ta görüşmek üzere...


yoldaki.com Gökhan Hepşen ile birlikte Sky Bar'da
 
Ben uyuklarken Gökhan’ın çektiği muzip fotoğaf

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı
UFUK AKKUŞ

Yazar Hakkında

UFUK AKKUŞ

Gezgin, Fotoğrafçı 1977 Karabük doğumlu, Safranbolu da yaşıyor.. Mesleğini çok seven bir sigortacı. Hayallerinin peşinden düştü yollara. Farklı kültürleri tanımayı çok seviyor.