Kültürler Mozaiği: Malay-Asia / Kuala Lumpur

Güneydoğu Asya’da, iki kara parçasına ayrılmış, 18 binden fazla ada devletinin birleşmesiyle oluşmuş. Burada Malay, Çinli ve Hint halkları bir arada yaşıyor. Bu nedenle buradan söz ederken “Kültürler Mozaiği” demek en doğrusu…

Adını Melaka ağacından alan, Malezya tarihinin başlangıç noktası olarak kabul edilen şehirdeyiz şimdi de…

Bir kültür mirası, bir masal şehir Melaka, Portekiz, Hollanda ve İngiliz dönemlerinden kalma pek çok esere sahip. Koloni döneminden kalma binaları, farklı kültürlerin etkisinin hissedildiği rengârenk sokakları ile bizi hemen etkisi altına alıyor. Kaldığımız koloni bölgesinin içinden geçen Melaka Nehri’nin kıyısındaki rengârenk resimlerle bezenmiş binaların önünden geçerken şehrin büyüsünü içimizde hissetmememiz mümkün değil. Ünlü caddesi “Jonker Street” şık restoran ve kafeler, butik oteller oldukça fazla.

Akşam yemeğimizi yediğimiz “Geographer Cafe” de pek çok dünya gezgininin uğrak noktası.

Neredeyse yan yana inşa edilmiş cami, kilise ve tapınaklar farklı inançlara sahip insanların barış ve uyum içinde yaşamlarını sürdürebildiklerinin iyi bir örneği.

Kuala Lumpur ise Malezya’nın başkenti ve en kalabalık şehri...

19. yüzyılın ortalarında Gombak ve Klang nehirlerinin birleştiği yerde kurulmuş. Kelime anlamı “çamurlu kavşak” olsa da bu ifade, şehrin şu anki görüntüsüne oldukça ters düşüyor.

Yüksek ve modern binaların yanında şehrin tropik iklimi, özgün kültürü, doğal güzellikleri, lüks havaalanı, şık restoranları, ışıl ışıl caddeleri ile tam bir sentez.

Dünyanın en yüksek binalarından olan Petronas İkiz Kuleleri, Kuala Lumpur’un en önemli yapısı…

İçinde birçok alışveriş merkezi, doğal bilimler müzesi "Petrosains", bir senfoni orkestrası, bir sanat galerisi ve birçok büro olan 452 metre yüksekliğindeki kuleler bir çelik köprü ile birbirlerine bağlı. 

Kuala Lumpur Kulesi, ise şehrin en önemli yerlerinden biri. Gözlem kulesi bölümünden şehrin manzarası oldukça etkileyici. Biz Petronas Kulelerine çıkamasak ta bu kulenin 270 metre yüksekliğindeki seyir bölümünden şehrin manzarasını keyifle izledik.

Hindular için kutsal bir ibadet yeri olan “Batu Mağarası”, dünyanın en büyük Hindu mağara tapınağı. Hacıların en çok ziyaret ettiği tapınaklar arasında olan mağara, yerden yüz metre yüksekte olup, Tapınak Mağarası, Karanlık Mağara ve Sanat Galerisi olmak üzere üç bölümden oluşuyor.

Tapınak Mağarası en çok ziyaret edilen bölüm. İçeride çok sayıda irili ufaklı tapınma yerleri bulunuyor. İyi aydınlatılmış mağara içinde, Hindu efsanelerini anlatan çok sayıda süsleme var. 
Mağaraya ulaşmak için 272 basamaklı merdivenden çıkarken çok sayıda maymun da bize eşlik ediyor.
Merdivenlerin orta yerinde, Karanlık Mağara var. Dünyanın en nadir örümcek türlerinden Trapdoor Spider ve yarasalar bu mağaranın sakinleri arasında.

Sanat Galerisi…

Zeminde, üzerinde çok sayıda Hindu Tanrılarına ait heykelleri olduğu bölüm. Burada küçük bir de göl var.Mağaranın önünde yükselen 43 metre yüksekliğindeki altın renkli Lord Murugan heykeli, dünyanın en büyük heykeli.

Batu Mağaralarında her yıl ocak ayında yapılan Hindu festivalinde pek çok inanç sahibi burayı ziyaret ediyor. Bu festival sırasında inanç sahipleri şişler ile yanak, dil ve derilerini delerek pişmanlıklarını, ifade ediyor, kefalet ödüyorlar. Lord Murugan heykelini yıkamak için testiler ile buraya süt taşıyorlar.

Galeri Kuala Lumpur, şehrin şu anki ve kurulumundan bu yana gelişiminin izlenebildiği önemli bir kent müzesi. Bütün şehrin maketini de ışıklı gösteri eşliğinde izlerken hayranlığımızı gizlememiz mümkün değil.

Ve…

Tünellerle başlayan, kuleler ile son bulan masalsı yolculumuzun sonunda yaşamımı sürdürdüğüm yere hiç benzemeyen yerlerde gördüklerim, duyduklarım, tattıklarım ve hissettiklerimin yaşamıma neler kattığını düşünürken aklımdan; Kitaro’nun: “İç huzuruma kavuşmamı sağlayan olay, doğduğum şehirden kilometrelerce uzakta, bir başka ülkenin, herhangi bir sokağındaki, benimle hiçbir benzerliği olmayan bir dilenciyle eşit olduğumu fark etmemdir” cümlesinin geçtiğini fark ediyorum.

SEMRA YEŞİL

Yazar Hakkında

SEMRA YEŞİL

YOLCULUK HİKAYELERİM...Çocukluğumdan bu yana yaşadığım yerden farklı coğrafyalardaki yaşam biçimlerine ve kültürlerine ilgi duymuşumdur…İnsanın gelişiminin ve düşünce şeklinin bu sayede zenginleşec