Buenos Aires’e Giriş 101 (:
- Güney Amerika’nın ikinci büyük şehri (Sao Paulo’dan sonra), Arjantin’in en büyük şehridir.
- Nüfusun çoğu İspanyol ve İtalyan kökenlidir.
- Resmi dil İspanyolcadır. Buenos Aires, İspanyolcada ‘güzel/temiz hava’ demektir.
- Güney Amerika’nın doğusunda Rio de la Plata denilen bölgede bulunmaktadır.
- 48 yerel bölgeye ayrılmıştır.
- 2018 G20 zirvesi ve 2018 Summer Youth Olympics’e ev sahipliği yapacaktır.
- Buenos Aires’te iklim nemli ve subtropik iklimdir. Yazları nemli ve sıcak, kışları ılımandır.
- Buraya dikkat: En sıcak ay ocaktır ve ortalama sıcaklık 25-31 C° civarındadır. Haliyle en soğuk mevsim de temmuzdur.
- En güzel yanı ise Arjantin, T.C. vatandaşlarından vize istememektedir.
- İki farklı kur vardır. Birincisi resmi kur, ikincisi ise dolarblue (Ayrıntılar yazının devamında.)
Source: Travel İllustrations by Migy
Buenos Aires’te Sanat ve Kültür
Avrupa stilinden oldukça etkilenen mimarisi ve zengin kültürel hayatı ile dikkat çeken Buenos Aires’te pek çok kültürel aktivite, sanat merkezi, müze, kitap evi bulmak mümkün. Özellikle Palermo ve Recoleta bölgesi kültürel geziler için pek çok müzeye ev sahipliği yapmakta. Bunlardan başlıcaları:
- Teatro Colon - Dünyaca ünlü bir opera ve tiyatro binasıdır - 9 de Julio Avenue’da
- MALBA - Latin American Art Museum of Buenos Aires - Palermo’da
- National Museum of Fine Arts (Museo Nacional de Bellas Artes) – Recoleta’da
- Fundacion Proa - La Boca’da
- Faena Arts Center - Puerto Madero’da
- Usina del Arte - Av. Don Pedro de Mendoza’da
- Buenos Aires Museum of Modern Art - San Telmo’da
Buenos Aires edebiyat alanında da çok gelişmiş bir kent. Okuma kültürü oldukça yaygın. Öyle ki şehirde 700’den fazla kitabevi bulunmaktadır. Corrientes Avenue’da pek çok ikinci el kitapçı bulmanız mümkündür. Ünlü Cafe Tortoni ve Cafe La Biela gibi tarihi mekânlar edebiyat tarihinde önemli yere sahiptir.
Şehrin mimarisi Colonial, Art Deco, art Nouveau, Neo-Gothic ve French Bourbon stillerini yansıtır.
Buenos Aires’te Gezilecek Yerler:
Florida Caddesi
Trafiğe kapalı, sağlı sollu mağazaların sıralandığı bu işlek caddeyi biz Taksim'e benzettik. Galerias Pacifico isimli büyük alışveriş merkezinden tutun yerde incik boncuk satan satıcılara kadar irili ufaklı pek çok noktayı burada bulabilirsiniz. Buenos Aires gezimizin ilk durağı Florida Caddesi'ydi; çünkü dolarlarımızı pezoya çevirmemiz gerekmekteydi. Arjantin'de hükümet para değiş-tokuşunun önünü çok açmamak için bankalardan yaptığınız para değişim (Exchange) işlemlerinden bir hayli komisyon alıyor. Bu sebeple de sokaklarda kambiyocu simsarlar türemiş, bu kişilere Florida Caddesi'nde adım başı denk gelebiliyorsunuz. Pek tekin görünmeseler de biz bir sorun yaşamadık. Tabii uluorta yapmıyorlar bu işi, kapalı bir yere götürüyorlar ve orada çeviriyorlar paranızı. Bankalardan daha uygun kurdan çevirdikleri için oldukça karlı sayılıyorsunuz bu alışverişten ama bu işlemi yaptırırken yalnız olmamanızda fayda var. Arjantin'e gelirken nakit dolar veya Euro'larınızı yanınıza almayı unutmayın. Her ne kadar Arjantin'de fiyatlar yer yer Türkiye'dekinden daha bile ucuz olsa ATM'den, ya da bankalardan yapacağınız alışverişlerde dolar kuru oldukça yüksek olduğu için paranızın pek bir değeri kalmıyor. Bu sebeple seyyar borsacıları es geçmemeniz tavsiye olunur.
Plaza De Mayo
Mayıs Meydanı, Buenos Aires'in en ünlü meydanlarından birisidir. İsmini cumhuriyet rejiminin başlangıcı olan 25 Mayıs 1810 devriminden almıştır. Meydan Arjantin politik yaşamının kalbidir. Mayıs Meydanı etrafında görülmeye değer pek çok yapı mevcut. Pembe rengiyle dikkat çeken hükümet binası, Casa Rosada, Metropolitan Cathedral of Buenos Aires, Mayıs Piramidi (rejim değişikliği sırasında çocuklarını kaybeden annelerin toplandığı meydana annelere ithafen dikilmiştir), belediye binası, ulusal bankanın merkez binası bu bölgede yer almaktadır.
9 Temmuz Bulvarı (Avenida de Julio)
İsmini Arjantin'in bağımsızlık günü olan 9 Temmuz 1816'dan almıştır. 18 şerit ve yaklaşık 130 metre genişliğiyle Avenida de Julio dünyanın en geniş bulvarı unvanına nail olmuştur. Bulvardan karşıdan karşıya geçmek biraz zaman alabiliyor, geçerken bir kaç kez ışığa yakalanmanız mümkün :) Bulvarın ortasında yer alan uzun ince beyaz anıt (Obelisco de Buenos Aires) şehrin kuruluş yıldönümü şerefine 1936 senesinde inşa edilmiş. Ayrıca bu cadde üstünde bulabileceğiniz Teatro Colon da dünyaca ünlü bir opera ve tiyatro binasıdır ve ihtişamlı yapısıyla görülmeye değerdir.
Recoleta
Agüero'da yer alan evimizden kısa ve keyifli bir yürüyüşle Recoleta'ya ulaşıyoruz. Buenos Aires sokaklarında özellikle de bu bölgede yürümek oldukça keyifli. Çünkü adım başı fevkalade yapılarla karşılaşıyorsunuz. Özellikle İtalyan, İspanyol ve Fransız mimarisinin etkisi yadsınamayacak kadar belirgin. Recoleta gelir dağılımının yüksek olduğu bölgelerden. Bu bölgenin en meşhur turistik yerlerinin başında Recoleta Mezarlığı gelmekte. National museum of Fine Arts (Museo Nacional de Bellas Artes) ve Pilar Kilisesi de ilginizi çekebilecek diğer noktalar olabilir.
1822'de inşa edilmiş olan Recoleta Mezarlığı ihtişamli heykelleri ve özel inşa edilmiş anıtlarla mezarlıktan çok bir açık hava müzesi gibi ve tek kelimeyle büyüleyici. Yaz sıcağında giderseniz mutlaka şapkanızı alın. Çünkü bu güzel açık hava müzesinin büyüsüne kapılıp saatlerce gezebilirsiniz. Ben mezarlık girişindeki seyyar şapkacıdan bir hasır şapka almıştım.
Buenos Aires'te en etkilendiğim noktaların başında yer alıyor Recoleta Mezarlığı. Eva Peron, Napolyon'un torunu ve pek çok ünlü ailenin (yazar, gazeteci, siyasi lider, aktör vb.) mezarları bulunuyor burada. Bu anıt mezarların bazılarının değerinin milyon dolarlar düzeyinde olduğunu da söylemeden geçmeyeyim. Recoleta bölgesinde yer alan kafeler öğlen saatlerinde yorgunluk atmak ve demlenmek için birebir. Bira patates fena olmuyor.
Palermo
Palermo da turistler için oldukça keyifli bir bölge. Sokak aralarında tatlış kafeler yer alıyor. Özellikle Palermo Soho'da güzel mekânlar bulabilirsiniz. Tasarım merakı olanlar için 'Ferio Plaza Serrano' isimli pazar ilgi çekici olabilir. Latin Amerika sanatına ilgi duyanlar için de bu bölgede yer alan MALBA-Latin American Art Museum of Buenos Aires güzel bir tercih olabilir.
La Boca
La Boca, Buenos Aires'in en ünlü ve renkli bölgelerinin başında yer almaktadır. Buenos Aires'in güneydoğusunda konumlanmış bu ilginç bölge rengârenk sokakları ve İtalyan etkisindeki tarzıyla Buenos Aires'te görebileceğiniz en orijinal bölgelerin başında geliyor. Caminito Caddesi'ndeki tatlı evler eski gemilerin saçaklarından inşa edilerek tekne boyası ile boyanmış. Nehir ağzında bulunduğu için bölgeye ağız anlamına gelen Boca ismi verildiği söylenmektedir. Sokaklarında tango yapanlara rastlayabilir, İtalyan tavernalarında zaman geçirebilirsiniz. Kaldırımlarda minik hediyelik eşyaların satıldığı tezgâhlar da gezinizi süsleyecek. La Boca dünyaca ünlü Boca Juniors futbol takımına ev sahipliği yapmaktadır. Maradona'nın da yetiştiği Boca Juniors'ın sarı lacivert stadyumları (La Bombenara Stadyum) eminim ki Fenerbahçelilerin de ilgisini çekecektir.
Puerto Madero
Buenos Aires'te görülmesi gereken yerlerden bir diğeri de Puerto Madero. Burası modern binaların arasında bir liman, limanın çevresinde birbirinden güzel ama azıcık pahalı lokantalar sıralanmakta. Yorgunluk atmak için bütçeye uygun kafeler de mevcut. Limanın ortasında mimar Calatrava tarafından yapılmış olan ve 'Kadınlar Köprüsü' anlamına gelen 'Puente de las Mujeres' ilginç yapısıyla uzanıyor. Limanın ortasında eski ve dünyayı 40 defa gezmiş olduğu söylenen bir gemi açık hava müzesi olarak ziyaretçilerini karşılıyor.
San Telmo
San Telmo, Buenos Aires’te enerjisini en çok sevdiğim yer oldu diyebilirim. Metrodan indikten sonra yemyeşil parkların ve sakin ama grafitilerle renklendirilmiş sokakların içinden geze geze ulaştık San Telmo’ya. İlk durağımız eskici ve antikacılarla dolu büyük bir pasaj oldu. Dışarıdan, ilk etapta pek bir şeye benzetemediğim eski pasajın içi eski eşya severler için adeta bir cennet. Yıllar öncesinden kalma bir balo kıyafeti veya çantadan tutun da gümüş çay tabak altlığı ve kaşıklara ve yaklaşık bir TL’ye alabileceğiniz ikinci el takılara kadar pek çok şey çıkıyor karşınıza. Ben burada kendimi kaybettim desem yeridir.
Çıktığımda acıkmış olduğumu fark ettim ve algıda seçici gözler hemen pasajın çıkışında gördüğü ‘La Brigada’ tabelasıyla parladı. Burası methini pek çok yerde okuduğum, ismini not ettiğim ve gitmek için can attığım restorandı. Bir heves girdik içeri, bizimkiler içerdeki kuyruğu görünce mırın kırın ediyor fakat günlerdir can attığım bu yere bu kadar yaklaşmışken vazgeçemem, inat ediyorum ve bekliyoruz. Tabii ben içimden dua ediyorum lütfen yemekler güzel çıksın diye. Yaklaşık 20 dk bekledikten sonra güzel bir masaya alınıyoruz. Mekânın içi futbol temalı eşyalarla süslenmiş ama kaliteli olduğunu hissettiren oldukça keyifli bir dekorasyonu var. Sanırım hayatımda yediğim en güzel eti ve şarabı tadıyorum La Brigada’da. Gerçekten muazzamdı. Herkesten birer teşekkür aldım. Yüzler gülüyordu. Arjantin’de kişi başına düşen büyükbaş dört ayaklı sayısı bir hayli fazla olduğundan burada et yemekleri Türkiye’dekine kıyasla oldukça ucuz. Şarapları da pek güzel ve uygun fiyatlı. Lütfen az pişmiş et yiyemem demeyin en azından orta pişmiş olsun, buradaki etler çok pişmiş yenmemeli yapmayınız a dostlar.
Lokantadan mutlu bir şekilde ayrılıyoruz ve birkaç adım sonra ünlü San Telmo semt pazarında buluyoruz kendimizi. Buradaki tezgâhlarda birbirinden güzel eski plaklardan, bohem tarzda aksesuar ve kıyafetlere, incik boncuktan hediyelik eşyalara ne ararsanız var. Her köşe başında farklı bir sokak sanatçısı grup gezinize keyifli müzikleriyle eşlik ediyor. Bir anda önünüze tango yapan tatlı bir çift de çıkabiliyor. Ne güzel yerler. Beyoğlu’nun arka sokaklarını anımsatıyor buradaki binalar… Hatıra olarak mate bardağı ve çayı alıyorum buradan. Unutmadan San Telmo’ya pazar günü gidin ki bu pazarı kaçırmayın. Pazar, Plaza Dorrego’da yer alıyor.
Tigre Deltası
Keyifli şehir Buenos Aires’teki son durağımız Tigre oluyor. Buenos Aires’e uzaklığı yaklaşık otuz kilometre. Retiro tren istasyonundan trenle gelebilirsiniz. Parana Nehri’nin denize döküldüğü yer etrafına kurulmuş farklı bir yerleşim yeri burası. Tigre’de yapılacak en güzel aktivite keyifli deri, ahşap ürünler, dekorasyon eşyaları ve hediyelik eşya satan dükkânları gezmek ve delta üzerine kondurulmuş evleri ve yeşilliği izleyebileceğiniz bot turuna katılmak. Bölgede bir şeyler yiyebileceğiniz irili ufaklı restoran ve kafeler de mevcut. Tekne turu esnasında kanoya binenler, nehirde yüzenler evinin bahçesinde demlenenleri gözlemlemek güzel oluyor. Üstünden geçtiğimiz suyun rengi çamur gibi bir renk. Çünkü nehirden deltaya bol bol çamur ve kil taşınıyormuş. Ama girip yüzenler halinden şikâyetçi görünmüyor. Buralara kadar gitmişken Igazu Şelaleleri'ne gitmek lazım. Ama biz seyahatimizi Arjantin, Uruguay ve Brezilya olarak planladık ve zamanımız her bir ülkede üç şehre ancak yetiyordu. Ama doğal güzelliklerini görmek için o bölgeye bir gün tekrar gitmeyi isterim. İmkân ve zamanı olanlar ikisini aynı seyahatte yapmalı.
Buenos Aires Gezisinde Yapılması Tavsiye Edilenler:
- Öncelikle gezinizde yeteceğini düşündüğünüz kadar nakit dolarınızı (eurodan ziyade dolar tavsiye ederim. Euroyu daha yüksek kurdan bozuyorlar) yanınıza alın ve Florida Caddesi'ndeki seyyar borsacı arkadaşları bulup bozdurun. Bu işi iki kişi yapın yalnız olmayı ben tercih etmezdim şahsen. Değilse bankalar ve exchange ofisler oldukça yüksek kurdan bozacağı için neredeyse yarı yarıya zararda olursunuz. Kredi kartı kullanımında da aynı mantık geçerli.
- Konaklama için illa ucuz diye güvensiz bölgeleri seçmeyiniz. Tatiliniz zehir olmasın, sevimsiz bir hırsızlık vakasıyla. Ben Agüero’da bir ev tuttum Airbnb’den, fiyat olarak da konfor ve güvenlik açısından da çok memnun kaldım. Metroya ve Recoletta’ya da yürüme mesafesinde olduğu için ulaşımda da oldukça rahattı.
- Ben yazın (Ocak) gittim, en sıcak mevsimdi, Türkiye’de temmuz gibi. Seyahatiniz Arjantin’in kışına denk geliyorsa (Temmuz- Ağustos gibi) sıkı giyinin. Evlerde kalorifer olmadığını hatırlatmak isterim. Sanırım yalıtımlarına çok güveniyorlar biz anlam veremedik. (Yalıtım da bi yere kadar tabii...)
- Güzel et restoranlarında et yiyin. Vejetaryen ya da vegansanız bir şey diyemem fakat ben et düşkünü birisi olmamama rağmen hakikaten burada yediğim orta pişmiş steaklere ba-yıl-dım.
- Kahvaltı işi için marketler fevkalade. Neredeyse ülkemizdekine benzer kahvaltılıklar bulabiliyorsunuz.
- Empanada isimli, kıymalı, peynirli poğaçalarını deneyebilirsiniz.
- Mate’yi deneyin. İnsan içtikçe alışıyor. Kışın özellikle tango gecelerinde iç ısıtmak için içilen mate, yazın da harareti aldığı (tanıdık geldi mi?) düşüncesiyle bolca tüketiliyor. Tadı yeşil çayı andırıyor, bir tık daha serti.
- El Ateneo Grand Splendid Tiyatrosu'na gidin. The Guardian tarafından dünyanın en güzel ikinci kitapçısı olarak seçilmiş barok bir tiyatro burası. Dönem filmlerinde gördüğümüz devasa, şatafatlı tiyatro, opera salonlarından burası ve gerçekten büyüleyici. Yetmişten fazla dilde kitap bulunan bu dev kitaplıkta Türkçe kitap bulmanız da mümkün.
- Bir pazar gününüzü San Telmo’ya ayırın.
- Tigre’yi keşfedin. Detaylar yukarıda...
- Büyüleyici güzellikteki Recoleta Mezarlığı'nı es geçmeyin.
- La Boca’da rengârenk evlerin arasında dolaşın.
- Palermo Soho’yu es geçmeyin.
- Sokaklardaki tango gösterileri yetmiyorsa tango şovu olan gösteri merkezlerine uğrayın. Sonuçta tangonun anavatanındasınız. Dans edemeseniz de izleyip büyüsüne kapılmamak elde değil.
- Metro kullanın, gidilebilecek her yere rahatlıkla ulaşılıyor. Taksiler de pahalı değil.
Buralara gitmişken zaman ve paranıza kıyıp 1200 km uzaklıktaki İgazu Şelaleleri'ni ziyaret edin. Benim için de gezin :)
Rahatlığın, güleryüzlü insanların, dansın ve müziğin, şarabın keyfini doya doya çıkarın...
Diğer yazılarım için www.rotasizkus.blogspot.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Esen kalın!