Belki de Baltıklar'a seyahat etmek için en güzel zaman yaz ayları. Çünkü hem hava yumuşak, hem de gece geç saatlerde bile hava aydınlık. Biz de turumuzu Temmuz sonu - Ağustos başı yaptık.
Genelde münferit geziler yapmayı tercih etsek de bu kez 3 ülke, 3 şehir konseptli bir tura katıldık. Rotamızda Helsinki, Tallinn ve Riga var.
Sibelius Anıtı ve Anıtın Anlamı
Helsinki'de ilk gördüğümüz yer Sibelius anıtı ve büstü oldu. Güzel ve büyük bir parkın içinde bulunuyor. Sibelius bir müzisyen. Ancak hayatı çok inişli çıkışlı ve zor olmuş. Finliler de çok sevdikleri bu müzisyenin büstünü (bu arada büstü aynı Nazım Hikmet'inkine benziyor) ve onun müziğini temsil eden uç boyutlu metal anıtı inşa etmişler. Anıtın içi de gezilebiliyor. Aynı zamanda anıttaki iniş çıkışlar, hayatının iniş çıkışlarını, yıpranmış olan metaller de Sibelius'un hayatının zorluğunu temsil ediyormuş.
Temppeliaukio Kaya Kilisesi
İkinci gördüğümüz yer ise Temppeliaukio Kaya Kilisesi. Biraz şehrin dışında sayılabilir. Büyük bir Kaya'nın içi oyularak yapılmış. Ben ilk gördüğümde epey eski bir yapı zannettim, ancak bir yarışma sonucu bu tasarım seçilmiş ve 1969 yılında yapılmış. Çok büyük bakırdan bir kubbesi var. Hiç sütun kullanılmamış. Bu nedenle akustiği çok güzel ve sürekli konserler veriliyormuş. Çok enteresan bir yapı... Modern ve eskinin karışımı.
Senato Meydanı ve Tuomiokirkko Katedrali
Tuomiokirkko Katedrali en tanınmış sembolüdür Helsinki'nin. Senato meydanında bulunur.
Meydan aynı küçük bir Rusya gibidir. Görenler St. Petersburg'a benzediğini söylediler ama ben görmediğim için yorum yapamıyorum. Katedral beyaz ve gri bir kubbeden oluşur, kiliseye ulaşmak için epey bir merdiveni çıkmanız gerekir. Etkileyici ama bir o kadarda sade bir meydandır. Kilisenin önünde sevdikleri Rus çarı Aleksandr II'nin heykeli bulunuyor. Meydanın çevresinde üç yapı daha var; Bunlar hükümet sarayı, Helsinki Üniversitesi ve Fin ulusal kütüphanesi.
Uspenski Katedrali
İkinci büyük kilisesi şehir merkezinde ve denize yakın olan Irticama Kilisesi Uspenski Katadreli. Soğan kubbesiyle Rusya'yı hatırlatır. 1862-1868 yılında yapılmıştır. Tam karşısında Başkanlık Sarayı bulunuyor. Başkan eğer konuttaysa bayrak yukarıda oluyormuş, konutta değilse bayrak çekilmiyormuş.
Suomenlinna Adası
Yine sahilde çok güzel bir havuz var. Büyük market meydanı bulunuyor. Bu meydandan gezi tekneleri ile sahilde tur yapabilirsiniz. Zira Helsinki yaklaşık 180 göl ve adadan oluşmaktadır. Bu güzel manzarayı başka şekilde göremezsiniz zaten. Kısa tur 45 dakika, uzun tur 1 saat 30 dakika sürüyor. Çok da pahalı olmayan bu tur kesinlikle yapılmaya değer bence. Yine aynı meydandan Suomenlinna Adası'na tekneler kalkıyor. Yaklaşık 15 dakikalık yolculuk sonrası 6 Euro karşılığında adaya ulaşabiliyorsunuz. Tur'un 50 Euro'ya yaptığı ekstra geziyi kendiniz 6 Euro'ya yapabilirsiniz. Gerçi biz gitmedik. Çünkü II. Dünya Savaşı ile ilgili şeyleri sevmiyorum. Ancak UNESCO kültür mirasında bulunuyor. İlginiz ve zamanınız varsa mutlaka gidin.
Esplandi Parkı
Market meydanının yanında Esplandi Parkı bulunuyor. Burada bütün gününüzü geçirebilirsiniz, çok güzel bir park. Parkın sağında ve solundaki caddelerde lüks alışveriş ve eğlence ortamları bulabilirsiniz. Gece de çok güzel bir ortam oluşuyor. Zengin turistler ve otellerin bulunduğu yer, çok elit bir ortam oluyor. Parkın bitiminde Swedish Theatre bulunuyor. Bu şehirde epey tiyatro ve opera yer almaktadır. Ben her seyahatimde mutlaka Opera - Bale'ye giderim. Burada da çok istedim, ama zamanımız yeterli değildi.
Helsinki'de Alışveriş için seçenek çok
Park'tan Yukarı Mannerheiminne caddesinden (burada da güzel alışveriş yapılabilir) yukarı gidince, tren garı geliyor. Burada da güzel bir çiçekli meydan var. Çok düzgün ve temiz. Bu parkın yanında ise National Theatre yani Ulusal Tiyatro bulunuyor.
Aslında bu tren garı ve arasındaki tüm sokaklarda alışveriş ve eğlence bulunabilir. Alışveriş merkezi olarak Stockmann vardır. Pazar meydanı (Kauppatori)'nda da taze balıktan kazağa kadar her şeyi bulabilirsiniz. (Pazartesi, Cumartesi)
Fin saunası, hemen hemen her otelde var. Ancak biz gidemedik.
Ayrıca hava çok geç kararıyor Ağustos başında bile. Saat 23:00'de bile alacakaranlık halindeydi hava. Çok intihar oluyormuş. Ama bunun nedeni iç karartıcı hava değilmiş. Nedeni rehberimizin dediğine göre psikologların konuşmayıp, direkt ilaç verip eve yollamasıymış. Bu da hastaların pek yararına olmuyor. İnsanın ve arkadaşın yerini hiç birşey tutmuyor. Sanırım bu da Batılılar'ın eksik yönü. Ancak sağlık sistemi çok gelişmiş durumda. Hastaneleri ve hastane şartları çok üst seviyelerde. Devlet bu konuda çok başarılı olsa da özel hastaneler çok pahalıymış.
Helsinki çok büyük olmadığından rahatlıkla otobüs ya da tramvay kullanabilirsiniz. Ancak yürüyerek de şehri keşfetmek keyif veriyor insana. Tramvay bileti sürücüden alınıyor. Fiyatı ise 2,2 Euro.
Biz zamanımız olmadığı için hiç bir müzenin içini gezemedik.
Helsinki'den St Petersburg'a gemi ile gidebilirsiniz. İki şehir arası çok uzun sürmüyor. Yol ise çok keyifli eminim. Bence tur ile gitmezseniz mutlaka St. Petersburg'a da geçebilirsiniz. Nasıl olsa artık Rusya bizden vize istemiyor. Ama Finliler'den vize istendiği için, onlar gidemiyorlarmış. Çok içimde kaldı ama tura dahil olduğumuz için yapacak bir şey yoktu. Biz de bir gün Helsinki'de geçirdikten sonra, o büyük gemilerden birine binerek Tallinn'e doğru yola çıktık. Gemiden çok korkan ben bile çok eğlendim. Zaten iki saat sonra Estonya'da idik.
Genel olarak ben Finliler'i biz Türklerle bağ kurulduğu için mi bilmem çok sevdim. Bir kere kız olsun erkek olsun çok güzeller... Porselen gibi! Son derece mütevazı, kibar, saygılı, hatta çok da eğlenmesini bilen insanlar. Her şey çok düzgün ve kurallı, adalet duygusu çok yüksek, hatta vergileri ve cezaları bile insanların ekonomik durumlarına göre fiyatlandırıyorlarmış. Finlandiya pahallı bir ülke. son dönemde vergiler yükselmiş. O yüzden tüm yatırımları Estonya'ya yani Tallinn'e yapıyorlarmış hatta daha ucuz olduğu için gemilere binip Tallinn'de alışveriş yapıp geri dönüyorlarmış. Ayrıca sonradan görme değiller! Nokia'nın merkezi burada. Ama ben bir tane telefonla konuşan adam görmedim. Biz de konuşmayan yok.
Neyse, ben Finlilieri ve Finlandiya'yı çok ama çok sevdim. Bence mutlaka görülmeli, değişik bir kültür ve coğrafya...