Helsinki – Kuzeyin Beyaz Kenti

Büyüleyici bir kış masalı Lapland” gezimize Finlandiya’nın başkenti Helsinki’den başladık. Kentteki binaların birçoğunun yakın yöreden çıkarılan açık renkli granitten yapılmış olması nedeniyle burası “kuzeyin beyaz kenti” adını almış.

Geçen yaz Baltık başkentleri gezim sırasında gezdiğim bu güzel kenti, 6 ay sonra bir de karlar altında görmek çok keyifli oldu. Bence kar kentlere ayrı bir güzellik katar, en çok ağaçlara yakışır, bir kentte yeşile değer veriliyorsa, o da o kente kışın doyumsuz manzaralar sunar. Helsinki de karlar altında bir başka güzel görünüyor, yemyeşil parkları ve ağaçları ile güzel kent karlar altında ve Baltık Denizi de tamamen donmuş.

Helsinki'nin gezilecek yerleri

Suomenlinna Adası

Ülkenin en büyük limanı güzel kent Helsinki, yoksulluk, savaşlar ve salgın hastalıklar ve geçirdiği büyük bir yangınlardan çok zarar görmüş ve küçük bir kasaba olarak kalmış, denize daha kolay ulaşabilmek için güneye taşınan kent, yakınlarındaki “Suomenlinna” adasına yaptırılan kale ile biraz daha güvenli hale gelmiş. (Tarihi 18.yüzyıla uzanan ada UNESCO Dünya MirasıListesi’nde)

Senato Meydanı

Şehrin planlaması, St. Petersburg ve Tallinn kentlerinin başarılı mimarı, Alman asıllı C. L. Engel’e emanet edilir. Engel, eski bir pazar yeri olan alanı şehir merkezi olarak tasarlamış, “Senato Meydanı” çevresindeki seçkin yapılarla birlikte Neo-klasik mimarinin başarılı bir örneği.

Büyük Kilise

Şehrin Neo-klasik şaheserlerle, etrafındaki harika yapılarla donanmış meydandaki en büyük, etkileyici ve heybetli yapı, yeşil kubbeleri ve dört bir cephesindeki alınlıkların üzerindeki 12 havari heykelleri ile tarzdaki bembeyaz “Büyük Kilise”.

Şehrin her köşesinden görüntünüze giren muazzam yapının iç mekânı dış cephesinin aksine oldukça sade. Meydanı çevreleyen heybetli üniversite, üniversite kütüphanesi ve hükümet binaları da burayı süslüyor.

Üniversite Kütüphanesi” dış cephesi kadar iç mekânın güzelliği ve binlerce el yazması kitap,  milyonlarca ses kaydı ile çok değerli bir koleksiyona ev sahipliği yapmakta.

Meydanın tam ortasında yer alan heykel ilginç, bir Rus çarına ait. Finleri yıllarca süren İsveç yönetiminden kurtaran Ruslara bir minnet borcu nedeniyle olsa gerek.

Uspanski Katedrali

Şehrin diğer önemli ve şaheser yapılarından biri, “Uspanski Katedrali” – meydanın biraz ötesinde kilitlerin asıldığı köprünün ardında heybetle yükselen, 1860’larda inşa edilmiş yeşil kubbeli, kırmızı yapı, Orta Avrupa’nın en büyük Ortodoks kilisesi.

Helsinki Tren Garı

Şehrin “Tren Garı” – 1900’ün başlarında Art-Nouveau tarzdaki yapının cephesi önemli sanatkârların eserleri ve dev heykeller ile daha da ihtişamlı görünmekte.

Ulusal Sanat Müzesi (Ateneum)

Helsinki Merkez Tren İstasyonu’nun tam karşısında yer alan muhteşem tarihî bina “Ulusal Sanat Müzesi” (Ateneum). 18. yüzyıl Rokoko portreleri ve arasında Van Gogh’un bir eseri de dâhil çağdaş sanatta en iyi sanat koleksiyonlarından geniş bir yelpaze sergilenmekte.

Kaya Kilise - Temppeliaukio

Mutlaka görülmesi gerekli, enteresan ve ilginç bir mimarî eser “Kaya Kilisesi” (Temppeliaukio)

Sert kayalıklarının içi oyularak inşa edilen kilise, 13 metre yüksekliğindeki bakır kaplama kubbe ve kubbe içindeki tavanı sarmal biçimde kaplayan 22 kilometre uzunluktaki bakır tellerle, tümüyle muhteşem bir mimari sergilemekte. Bu kubbeyi cam bir kaburgaya taşıtan tasarımcılar Timo ve Tuomo Suomalainen, oldukça ilginç bir kilise yaratmışlar. Penceresi olmayan kilisenin ışıklandırması cam kubbeden içeri yansıyan doğal ışık, doğal kaya yüzeyleri, duvarları üzerine yansıtılan harika ışıklandırma ile mistik bir görüntü yaratılmış. Bu doğal duvarlar aynı zamanda mükemmel bir akustik sağladığı için kilise zaman zaman konser salonu olarak da kullanılıyormuş.

Sibelius Anıtı ve Parkı

Helsinki’den bahsederken Finlandiya’nın en ünlü ve sevilen klasik müzik bestecisi ve keman virtüözü Jean Sibelius’dan bahsetmeden olmaz. Ünlü bestecinin anısına yapılan anıt, “Sibelius Monument” yine sanatçının adının verildiği “Sibelius Parkı” içinde. Fin mimar E. Hiltunen tarafından yapılmış görkemli bir anıtın hemen yanında bestecinin çelikten yüzü de yer almakta.

Yazın gittiğimde oldukça kalabalık olan park, karlar altında biraz ıssızdı. Bir kahve molası isterseniz hemen yakınlarındaki “Cafe Regatta” çok şirin.

Pazar Meydanı - Kauppatori

Yaz aylarında hediyelik eşya, ahşap objeler, Fin giysileri bulacağınız tezgâhları ile Fin yemeklerinin satıldığı çadırları, ayaküstü balık-ekmek yiyebileceğiniz, meyve, çiçek alabileceğiniz capcanlı, ünlü “Pazar Meydanı” (Kauppatori), donmuş Baltık Denizi kenarında sessizce yine yaz aylarını bekler gibi sessiz.

Pazarın hemen yakınında, Baltık kenarında, tepe alınlığında 1889 yazan, her türlü gıda, yöreye özgü deniz mahsulleri, orman meyveleri ve bu meyvelerden yapılmış reçellerin satıldığı, yemek de yiyebileceğiniz hareketli, hoş mini kapalı çarşıya mutlaka girin ve ünlü somon çorbasını mutlaka deneyin, bir kâse ile doyacaksınız.

Esplanade Park

Yemek sonrası bir kahve içmek isterseniz kentin bir başka meydanına giden ana caddeleri arasında yer alan ışıl ışıl Esplanade Park’a doğru yürüyün, önce bir kadın heykeli göreceksiniz, “Havis Amanda” deniz perisi. Çıplak oluşuyla epey tepki almış.

Biraz ilerlediğinizde ise cam bir kafesi andıran şipşirin bir bina göreceksiniz, 1867 den beri kentin en gözde kafesi “Kappeli”. Özellikle geceleri ışıl ışıl çok hoş görünen kafeye girin ve ister bir kahve ister bir likör için, ama pastalarından tatmayı da ihmal etmeyin.

Karl Fazer Cafe ise bir başka ünlü kafe, ünlü Karl Fazer çikolatalarını da tadabileceğiniz mekân da bu meydanın yakınında, kahvesi, çikolatası, tatlıları ve kahvaltısıyla ünlü.

Müze gezmeyi sevenler endüstriyel tasarım, moda ve grafik tasarım başta olmak üzere yerli ve yabancı tasarımcılara ait pek çok çalışmanın sergilendiği “Design Museum” “Kiasma Çağdaş Sanat Müzesi” tam size göre. 

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.