İstanbul'un Başlangıcı: Tuzla

Tuzla, İstanbul’un Anadolu yakasındaki başlangıcı ve en güzel ilçelerinden bir tanesidir. 6 yaşımda ailemle beraber Tuzla’da yaşamaya başladım ve 20 sene boyunca orada oturdum. Eskiden İstanbul’un en sakin ilçelerinden bir tanesiyken son 3 senedir inanılmaz bir hızla nüfus artısına maruz kaldı. Tabii ki bunda ilçede yapılan yeniliklerin etkisi büyük. Yeniliklerin en büyüğüyse ilçeye marina açılması.

Tuzla Marina'da diğer marinalardan değişik olarak akvaryum ve lunapark mevcut. Ancak benim en sevdiğim tarafı yıllık kart üyeliği olması. Yıllık kart ile bir sene boyunca sınırsız sinema, akvaryum, game center ve lunaparka giriş hakkınız mevcut. Kart üyeliği ben aldığımda 180 TL idi ancak haziranın basında gittiğimde yetişkin 219 TL, öğrenci 199 TL olarak değişmişti. Açıkçası ben çok sinemaya gittiğim için kart parasını haliyle çoktan çıkardım. Kartlar kişiye özeldir ve sinema, lunapark, game center, akvaryuma girişte kimlik ile beraber kontrol ediliyor.  Akvaryum;  okyanuslar, soğuk kuşak, ılıman bölge ve tünel olmak üzere dört bölüme ayrılmış. Büyük cam akvaryumların ardında yaşadığı okyanusa veya denize ait canlıları görüyorsunuz; bölmelerin hemen yanında canlılara ait bilgiler mevcuttur. Çok büyük olmasalar da akvaryumda köpek balıkları da mevcut. Eğer ayrıntılı bir şekilde inceleyerek gezerseniz bir saati bulur tamamen gezmeniz.

Balık 1

Tünel

Lunapark çok büyük değil ancak atlı karıncadan Range Rover'a ve hızlı trenlere kadar içerisinde her şey mevcut. Lunaparkta en dikkat çekici oyuncak boyu 55 metreye kadar uzanan kırmızı tren. Açıkçası ben binmeye cesaret edemedim çünkü hem çok yüksek hem çok hızlı hem de rayların üzerinde ters dönerek ilerliyor. Bir de kırmızı trene oranla daha küçük olan sarı tren mevcut; ben ona bindim. Açıkçası sarı tren de gayet hızlı ancak tabii ki diğeri kadar yükseğe çıkmıyor.

Tuzla'da yemek deyince bence akla ilk Tuzla Balıkçısı geliyor. Tuzla Balıkçısı merkeze gittiğinizde sahil kesiminde kalıyor. Mekân her daim çok kalabalık ve hatta hafta sonları önünde kuyruk oluyor.  Gittiğiniz zaman menüden bir balık seçebilirsiniz ya da meze yemek istediğinizi söyleyebilirsiniz. Meze dediğimiz normal yoğurtlu mezeler değil, bildiğimiz balık çeşitleri geliyor. Soslu somon, kılıç balığı, minekop, dil balığı, kalamar tava ve diğer tüm mezelerinin lezzetleri harika. Garson elinde tabakla geliyor; kaç parça istiyorsanız tabağınıza koyuyor ve parça veya kaşık başına ücret alıyor. Ücretleri de 5 tl civarı; yani ben tıka basa yiyorum içeceğimle beraber 30 TL civarı ödüyorum. Aynı zamanda tatlılarından da irmik helvası veya sufle öneririm. Hem fiyatları uygun hem de tadı gerçekten enfes.

Aynı zamanda Tuzla’nın köftesi meşhurdur. Zaten merkeze gittiğinizde birçok köfteci göreceksiniz. Bunlardan en meşhuru merkezdeki uzun yıllar önce açılmış olan Meraklı Köfteci ancak benim favorim Esentepe Köftecisi; İTÜ Denizcilik Fakültesi'ni geçtikten sonra yol üzerinde kalıyor. Yine uygun aynı zamanda lezzetli bir yemek alternatifi olarak buraya da gidebilirsiniz.

Kafe olarak ise en güzel yer bence Adriano Antique Kafe. Huzur bulmak ve kafa dinlemek isteyenler buraya gelebilirler. Burası tahtadan çitlerle çevrili, çok tatlı küçük bir bahçenin içinde yer alan iki katlı ahşaptan bir ev. İçeriye girdiğiniz anda şaşırıyorsunuz; duvarlarda porselen süsler, aynalar, aydınlatmalar, saatler bir sürü süs var ama aynı zamanda hepsi de birbiriyle uyumlu. Hafta sonları dışarıda oturup deniz manzarasını izleyerek kahvaltı yapabilirsiniz. Kahvaltı fiyatları bence normalin biraz üzerinde ancak lezzeti gayet iyi. Diğer bir alternatif de Medcezir Kafe; burası da deniz kenarında bulunuyor; manzarası güzel ama başka bir özelliği yok.  

Tuzla'da gitmekten keyif aldığım yerleri özetledim; yolu Tuzla’ya düşenler için umarım yararlı olur.