Karlovy Vary’yi 2 kelime ile tanımlayacak olsam, kesinlikle “Kaplıcalar Diyarı” derdim.
“Vary” kaynayan anlamına geliyormuş. Karlovy Vary’de çok fazla kaplıca oteli bulunuyor. Yaklaşık 100 tane kaynak var burada. Genelde Prag’dan günü birlik turlar düzenleniyor. Ancak tren ya da otobüs ile de buraya daha uygun fiyatlara gelmek mümkün.
Buradaki kaynağın ilk bulunuş hikayesi de oldukça ilginç. 13.yy sonunda 4. Charles arkadaşları ile birlikte, Karlovy Vary’de sülek avına çıkıyor. Onun malikanesi de buralara yakınmış. Ama bütün gün bir şey vuramıyorlar. Artık akşam saatleri oluyor ve bir geyik görüyorlar. Geyiği gizlice takip ediyorlar ve peşinden gidiyorlar. Geyiği göremiyorlar ama geyiğin olduğu yerde devasa bir su kaynağı görüyorlar. Kral, doktorlarına bu suyu araştırmaları emrini veriyor. Doktorlar araştırıp, suyun şifalı olduğunu, hastalıklara iyi geldiğini söylüyorlar. Bunun üzerine kral diyor ki, “madem bu su şifalı, buraya binalar yapalım, tesisler yapalım insanlar bu sulardan faydalansın.” O gün, bugündür burası kaplıcalar şehri olarak biliniyor.
Bu sular yerin 5000 metre altından çıkıyor. Bu sular lavlar ile ısınıyor ve yüzeye yaklaştıkça soğuyorlar. Yüzeye çıkıp hava ile buluştukları andaki sıcaklıkları 30 derece ile 72 derece arasında değişiyor.
Toplam 100 kaynaktan 12’sinden belediye kanallar ile suyu şehrin içine getirerek herkes yararlansın diye çeşmeler yapmış. Bu yüzden şehir içinde çok fazla devamlı akan çeşme var. Her çeşmenin üzerine derecelerini yazmışlar ve numaralandırmışlar. Mesela 1 numaralı kaynağın adı Geyik, 2 numaralı kaynağın adı ise 4. Charles.
Her bir kaynağın içerdiği mineral farklı. 30-50 derece arası sular mide ve bağırsağa iyi geliyormuş, 50 derece üzerinin ise sakinleştirici etkisi varmış.
Şehrin ortasından “Kepra” isimli bir nehir geçiyor. “Kepra”nın anlamı sıcak demekmiş. Çünkü dağlardan çıkan kaynak suları nehri oluşturuyor.
Karlovy Vary’deki en eski otel Grand Otel. Atatürk ve Nazım Hikmet’te geldiklerinde bu otelde kalmışlar. Diğer özelliği ise her sene düzenlenen uluslararası film festivaline ve Çek Cumhuriyeti güzellik yarışmalarına da ev sahipliği yapıyor olması.
Atatürk, buraya tedavi için ilk 1918’de gelmiş ve o zaman Florencia Senatorium Hotel’de kalmış.Karlovy Vary’de çok büyük bir yunan mimarisi ile yapılmış bina var. Bunun hikayesi de oldukça ilginç. 17.yy sonunda yunan kralı buraya tedavi olmaya gelmiş. O zaman tabii krallar gelirken soyu sopu ile geliyor. O zamanlar da Yunanlılar ile Çeklerin arası gerginmiş. Çekler de arayı yumuşatmak ve Kralı iyi ağırlamak için kral tedavisi süresince kalsın diye çok büyük ve gösterişli bir bina yapmışlar. 101 tane kolonunun tamamı granitten yapılmış.
Karlovy Vary’deki öğlen yemeğimizi keman ve akordion eşliğinde yedik. Hatta müzik yapan kişiler Türk olduğumuzu anlayınca bol bahşiş toplamak için mastikayı çaldılar.
Karlovy Vary’den dönerken akılda camdan yapılmış eşyalar, kaynaklar ve kuş sesleri kaldı.