Uzun süredir heyecanla planladığımız Kopenhag ve Legoland Billund seyahatimizi nihayet gerçekleştirdik.
Temiz havasına, yeşil alanlarına, düzenine, haritayı her elimize aldığımızda yanımıza yardım etmek için koşan yardımsever halkına biz hayran kaldık. Tüm bu güzelliklerin dışında soğuk ve pahalı bir şehir olduğunu da belirtmem lazım. Eylül ayının başında gitmemize rağmen hava oldukça soğuktu. Çocuklar için bere ve şemsiye valize ilk ekleneceklerden olmalı :)
KOPENHAG
Şehir düz bir alanda kurulmuş, 4 günlük seyahatimiz boyuna hiç yokuş çıkmadık. (Bebek arabası ile gitmeyi planlayanlar için harika)
Sokaklar çok temiz, tüm şehir yeşil alanlar ve parklar ile donatılmış. Trafik problemi yok, her yere metro ve otobüsler ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Taksileri ise mümkünse tercih etmeyin, inanılmaz pahalı. Biz 2 günlük Copenhag Card aldık. Hem ulaşımda hem de müze girişlerinde kullanılabiliyor. Ayrıca kanal turunda da % 50 indirim sağlıyor.
Otobüs duraklarında da beklediğiniz otobüsün kaç dk sonra geleceği ekranlarda yazdığı için rahatlıkla planlanma yapabilirsiniz. Ayrıca herkes iyi derecede İngilizce konuştuğu için dil problemi de yaşamazsınız.
NYHAVN LİMANI
Şehrin en turistik ve hareketli noktalarından biri olan Nyhavn, restoranlar ve kafeler ile dolu. Biz Havfruen’de akşam yemeğimizi yedik. Çocuklar için Fish&Chips sipariş verdik, çok da sevdiler. Tavsiye ederim.
KANAL TURU
Şehri gezmeye başlamadan önce kanal turunu tavsiye ederim. Böylece gezeceğiniz yerleri bir saatlik kanal gezisi ile önceden görebilirsiniz, çok keyifliydi.
NATIONALMUSEET (DANİMARKA ULUSAL MÜZESİ)
Çok büyük bir müze ancak çocuklar ile beraber tüm müzeyi gezmek ve detayları incelemek çok zor ya da en az 3-4 saatinizi ayırmanız gerekiyor. Giriş ücretsizdi.
Müzenin ilk katında çocuklar için oluşturulmuş ayrı bir alan var, bu alanda keyifli vakit geçirebilirler.
TİVOLİ
Tek kelimeyle muhteşem, zamanın Tivoli Bahçeleri'nde nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Giriş ücretli ancak Copenhag Card ile ücret ödemeden girebilirsiniz.
http://www.tivoligardens.com adresinden gideceğiniz gün açılış-kapanış saatlerini, o gün için planlanan etkinlikleri takip edebilirsiniz.
Bence Tivoli’nin hem gece hem de gündüz hali mutlaka görülmeli. Gezi planımızı akşamüstü 16.00-17.00 arası Tivoli’ye giriş yapacak şekilde planladık. Böylece hem hava kararmadan parkı gezdik hem de çocuklar oyuncaklara bindi. Lunapark kısmında her yaş grubuna göre oyuncaklar var ancak boyu 120 cm altında olan çocukları yanında yetişkin olmadan binmesine izin verilmiyor. Ayrıca oyuncaklara biniş için de bilet almanız gerekiyor.
Akşam yemeğimizi de Italia – La Vecchia Signora’da yedikten sonra hava kararmış oldu. Parkın ışıklandırması harika, yemeğimizi yedikten sonra tekrar park içinde gezerek renkli halini keşfetmiş olduk.
CHRISTIANSBORG SARAYI
Ülkenin parlamentosu olarak da kullanılan, ihtişamı görebileceğiniz eski bir saray. Girişte sarayın temelini ve yıkıntılarını gezebileceğiniz ayrı bir alan da oluşturulmuş. Bu alanları gezdikten sonra resepsiyon odalarını, kütüphaneyi ve saraydaki diğer alanları da gezebilirsiniz.
Saray gezmek, kral ve kraliçenin tahtını görmek çocuklar için ilgi çekici bir deneyim olabiliyor.
RUNDETARN (ROUND TOWER)
17. yüzyılda yapılmış bir gözlemevidir. Gezinizin son gününde gitmenizi tavsiye ederim. Böylece en tepeye çıktığınızda tüm şehir ayaklarınızın altında olacak ve gördüğünüz her yeri bir de tepeden izleme şansı yakalayacaksınız.
FREDERIKSBORG MÜZESİ
Şehrin biraz dışında Hillerod bölgesinde ancak biz araba kiraladığımız için rahat ulaştık. Kanalların ve harika yeşil alanların ortasında konumlanmış bu kaleyi mutlaka gezmenizi tavsiye ederim.
Kaleyi gezdikten sonra çıkışındaki yolda kanal boyunca yürüyüş yapabilir ve parkta biraz çocukların oynamasını sağlayabilirsiniz.
FRILANDSMUSEET – AÇIK HAVA MÜZESİ
1650-1950 yılları arasında geçmişe yolculuk yapmanızı sağlayacak açık hava müzesini ziyaret edebilirsiniz. 50’nin üzerinde değişik dönemlere ait çiftlik evlerini, o dönemlere kullanılan eşyaları ve zaman içindeki değişimleri inceleyebilirsiniz.
Büyük bir alana kurulmuş olduğu için rahatlıkla, keyifle çocuklarınızla gezebilirsiniz.
LEGOLAND BILLUND
Otelimiz Kopenhag’da olduğu için yaklaşık 3 saat süren Billund yolculuğumuza sabah erkenden başladık.
Legoland’e gitmeden önce internetten giriş biletlerini alırsanız hem fiyatı daha uygun olur hem de girişte bilet alma sırası beklemezsiniz. (http://www.legoland.dk/en)
İnternet sitesinden gideceğiniz güne ait etkinlikleri önceden inceleyebilir ve planlayabilirsiniz. Çok fazla etkinlik ve oyuncak olduğu için plan yapmak oldukça önemli.
Çoğu etkinlik açık alanda olduğu için ve Danimarka’nın iklimi Eylül ayında genelde yağmurlu olduğu için epey ıslandık diyebilirim. Ayrıca su parkı ve su içindeki oyuncaklar da oldukça fazla, eğer yanınızda yağmurluğunuz yoksa girişte sarı yağmurluklar satılıyor. Almakta fayda var, bizim çok işimize yaradı.
Parkın içinde yemek yenebilecek çok fazla alan var ancak biz hem ortamı hem de açık büfe olması sebebiyle Knights Restaurant’ı tercih ettik. Dinlenebileceğimiz ve yemek yiyebileceğimiz keyifli bir mola oldu.
Parktaki oyuncaklar bizim gittiğimiz dönemde 10.00-18.00 arası açıktı ancak oyuncaklar kapandıktan sonra parkın içinde 20:00’a kadar gezip alışveriş yapabilirsiniz. Bu yüzden Miniland’ı gezmeyi ve tabiî ki lego alışverişini sona bıraktık. Böylece tüm etkinliklere rahatlıkla katılmış olduk.
Sanırım Temmuz ve Ağustos aylarında daha kalabalık oluyor, biz Eylül ayında gittiğimiz için sıra beklemek gibi bir sorunumuz olmadı. 5-10 dk içinde çok sıra beklemeden aktivitelere katılabildik.
En kısa sürede görmeniz dileğiyle...