Küçük Gezgin ile Dısneyland, Los Angeles

Los Angeles’a gidince yapılacaklar listesi bayağı bir uzun. Biz de listeyi yaptık, düştük yollara…

– Disneyland & California Adventure Land– Universal Stüdyoları
– Los Angeles Downtown
– Hollywood Highland
– Beverlyhills
– Sunset Bulvarı
– Hollywood Sign
– Long Beach
– Manhattan Beach
– Marina Del Rey
– Venice Beach
– Santa Monica
– Malibu Beach – Santa Maria

Tabii Küçük Gezgin ile yollara düşünce bu listedeki gidilmesi gereken en önemli yer haliyle Disneyland oluyor. Biz iki gezgin, kızımız olmadan önce de yollardaydık. Yolumuz Paris’e düştüğünde Disneyland’a bir gün ayırmadan duramadık tabii. Valla ne yalan söyleyim, çocuklar gibi şendik; deli gibi eğlendik :) Gündüz vakti bir o oyuncağa bin, bir oyuncaktan in derken sırtımızdan ter aka aka koşturduk. Gece yarısına kadar geçitler ve havaii fişek gösterileriyle de resmen mest olduk. Ben, Tom Hanks’in oynadığı, Walt Disney’in hayatının anlatıldığı Mary Poppkins filmini izleyene kadar, ilk Disneyland’ın Los Angeles’ta kurulduğunu bilmiyordum bile. Şimdi Los Angeles’a gitmişken buraya gitmemek, Çakıl’ı bu zevkten mahrum etmek olur mu? Mümkün değil…

20150422_141232

Disneyland, Los Angeles merkeze 40 dakika uzaklıktaki Annheim bölgesinde yer alıyor. Walt Disney, çok düşkün olduğu kızı için ufak bir eğlence merkezi kurayım demiş; ama sonra bunu ticarete dönüştürmek isteyince 1955 yılında dünyanın en büyük tema parkını açmış. Yılda yaklaşık 12 milyon kişinin ziyaret ettiği park aslında Los Angeles şehrinin en önemli istihdam kapılarından biri. Yaklaşık otuzbin kişinin istihdam edildiği kocaman bir açık alan parkı düşünün.

Annheim, Disneyland’dan dolayı şehre özel bir otoban yolla bağlanan ve yüzlerce otelin yer aldığı, özel olarak geliştirilmiş bir bölge. Haliyle parkın dışında da bir istihdam merkezi oluşmuş. Onbinlerce insan bu otellerde çalışıyor. Kafanı çevirdiğin her yerde herkese uygun çeşit çeşit otel var. Seç-beğen-al!!! Biz yine her zaman ki gibi zincir otellerden birini, Best Western’i seçtik. Öyle ahım şahım bir otel değildi; ama beklentimiz çok yüksek olmadığı ve sadece uyumak için kullandığımızdan öyle ayrıntıları pek de dert etmedik…

Disneyland için vereceğim birkaç ipucu, söyleyeceğim birkaç şey var.

– Hafta sonu gitmeyin. İnanın bana her mevsim hafta sonlarında dudak uçuklatan bir kalabalık söz konusu.

Disneyland’da iki park var. Disneyland ve California Adventure Park. Eğer iki parkı aynı güne sığdırmaya çalışırsanız bunun iki ayağınızı aynı pabuça sığdırmakla aynı şey olduğunu anlarsınız. Eğer iki parka da gidicem diyorsanız mutlaka 2 park, 2 gün!!! Parka 1 günlük giriş ücreti, 10 yaşa kadar 93 dolar, 10 yaş sonrası 99 dolar. Eğer 2 park, 2 gün diyorsanız fiyatlar biraz düşüyor. 172 dolar 10 yaşa kadar, 185 dolar 10 yaş sonrası. Şimdi şöyle bir gerçek var, Türk parasının karşısında dolar çok değerli olduğu için, bu park ücretleri bizim için oldukça yüksek. Ama yapacak bir şey yok! Gitmek istiyorsan paşa paşa ödüyorsun bu rakamı :( Biz Disneyland ve Universal Stüdyo biletleri için Küçük Gezgin’in harçlıklarını biriktirmesini sağladık:) Bir yıllık bayram harçlıkları boşa gitmedi yani :) Değdi mi… Değdi… Hem de fazlasıyla :)

– Vaktim yok bir park tercih etmem gerekiyor diyorsanız veya iki parkın ücreti fazla geliyorsa mecburen bir parkı tercih edeceksiniz. Bu durumda, yaşı küçük çocuklar için Disneyland, yaşı büyükler için California Adventure Park’ı tavsiye ederim. Biz 5 gün ayırdığımız Los Angeles gezimizde 2 günü parklara ayıramayacağımız için bir tanesini seçmek durumunda kaldık. Gişedeki kadının yönlendirmesiyle Disneyland’ı seçtik kiiiii… Paris’tekiyle neredeyse aynı olduğunu görünce keşke diğerini seçseydik diye biraz hayıflandık. California Adventure, adrenalin yüklü eğlencelerin daha yoğun olduğu bir park… Biz tabii ki Disneyland kısmına gittiğimiz için pişman olmadık ama bir “Aahhh… Keşke öbür tarafa girseydik” dedik. Gerçi ilk kez rollercoastera binen Küçük Gezgin’in bu kadar keyif alacağını önceden de tahmin edemedik…

20150422_110737

20150422_113057

– Parkların içinde pek çok restoran mevcut. Ama fast foodun dibine vurdukları bir kesin. O yüzden yanınızda atıştırmalık meyva, süt gibi şeyler götürmenizi tavsiye ederim. Tüm gün o oyuncaktan bu oyuncağa koştururken bırakın çocukları siz bile kurt gibi acıkıyorsunuz!!! Ben Paris’ten deneyimli olduğum için, bol meyve, meyva suyu, kraker, süt, kek gibi ufak atıştırmalıklar hazırladım çantaya. Tıka basa öğle yemeği yememize rağmen tüm hazırladığım atıştırmalıkların bittiğini söyleyim de duruma hazırlıklı olun :)

– Parkların açılış ve kapanış saatleri günlere göre değişiyor. Bakmadan programınızı yapmayın.

– Parkın biletini internetten almayı tercih edin. Gişelerin sayısı çok fazla olsa da boşu boşuna vakit kaybı!

– Parka götürebileceğiniz çantaların listesini yapmışlar. Şöyle anlatayım, Küçük Gezgin’in ufacık tefecik tekerlekli çantasını, tekerlekli çanta içeri sokmak yasak olduğu için sokturmadılar. Bize 12 dolara bir dolap kiralatıp oraya koydurdular. Kuralcılıktan ölüyorlar. İstediğin kadar dil dök, işe yaramıyor! O yüzden gitmeden internet sitelerine bir göz atın derim.

– Parka girdiğinizde yapmanız gereken ilk iş, elinize bir harita almak olsun. En atraksiyonlu, en binmek isteklerinizi seçip, ona göre bir güzergah belirleyin. Amaaaan bu kadar plana ne gerek var demeyin. Bütün günü parkın içinde koşturarak geçirip de, doğru düzgün hiçbir şey yapmadan çıkmak var parktan :) O yüzden, haritada sıralama yapın ve sırayla hepsine binin derim :)

– İçerde fastpass denen bir sistem var. Sıralarda çok uzun beklemek istemiyorsanız ilk yapmanız gereken şey hafta içi gitmek. İkinci yapmanız gereken şey ise fastpass sistemini akıllıca kullanmak. Kafanızdaki sıralamaya göre, bir sonraki oyuncağa binmeden önce mutlaka fastpass alın. Size verilen süre de orda olduğunuzda hooop diye hızlıca içeri alınıyorsunuz.

– Belli saatlerde bazı gösteriler oluyor. Gittiğiniz dönemdeki en ünlü çizgi filim neyse genelde onlara yönelik komik müzikalleri ve gösterileri kaçırmayın. Biz Karlar ülkesi ve Elsa’ya doyduk.

20150422_135335

– Alacağınız hatıralık eşyayı son dakikaya bırakmayın. Adım başı bir dükkan var zaten. Parkın kapanma saatine doğru inanılmaz kalabalık oluyor. Önceden alacağınızı alın. Şimdi burda şöyle bir tüyo da vereyim. Ufak bir hediyelik alın kendinize. Biz şapka ve taç aldık mesela. Ama kostüm gibi daha pahalı şeyler almayı planlıyorsanız, parkın içindeki dükkanlar çok pahalı. Parka gitmeden önce Annheim’a çok yakında bulunan Citadel outlet alışveriş merkezindeki Disney outlet store’dan alın. Hatta giysin ve parka öyle gitsin. Çünkü içeride kostüm giymiş o kadar çok çocuk var ki, giymeyenler onlara özenerek bakıyor. Biz düşünemedik, Küçük Gezgin’in içi gitti kostümle gezenlere.

– Parkın her yerinde, birlikte büyüdüğümüz ve şimdi çocuklarımızın birlikte büyüdüğü tüm karakterlerle fotoğraf çektirmeniz mümkün. Bizim Küçük Gezgin hepsine tek tek sarılabilmek için en az 2 saatimizi yemiştir :) Yesin… O kadar mutlu oldu ki her saniyesine değdi :)

2015-10-19 09.46.29

2015-10-19 09.47.10

– Biz Paris’te neredeyse gece yarısına kadar harika bir şov izleme şansı yakalamıştık. O yüzden internetten akşam şovlarının hangi gün olduğuna bakın. Mümkünse o günlerde gidin. Hem çizgi film karakterlerinin geçit töreni, hem ışık gösterileri hem havaii fişek gösterileri… Ağzınızın bir karış açık kalmasına, çocuklarınızın çığlıklarına hazır olun :)

20150422_201706

Diyeceğim o ki büyük-küçük hiç fark etmiyor. Disneyland ayrı bir dünya. İnsanı, ayaklarınız biraz şiş de olsa mutlu etmeden göndermiyor. Biz Küçük Gezgin ile harika vakit geçirdik. Mutluluktan uçmaya yakın olan Küçük Gezgin, Disneyland’ı aylarca dilinden düşürmedi. O roller coasterlardan bizimle beraber çığlık çığlığa, bağıra bağıra keyif aldı. Böylece çocukluk anılarına bir yenisini daha eklemiş olduk.

Biz Küçük Gezgin ile Los Angeles’a gitmişken Disneyland’a gitmezsek, içimizde kalırdı… Sizin de içinizde kalmasın. Bizden söylemesi, sizden dinlemesi :)

Sema Çelepci

Yazar Hakkında

Sema Çelepci

İçindeki gezme dürtüsünün hiç rahat bırakmadığı, göreceği yeni yerlerin hayaliyle uyanan; İKİ GEZGİN RUHUN KÜÇÜK GEZGİNLE MACERALARI fikrinden yola çıkarak Küçük Gezgin ile her yere gitmekten büyük