Long Beach, Los Angeles merkeze yarım saat uzaklıkta harika bir şehir. Sahilde gezerken su samurlarının ve deniz aslanlarının yüzüşünü Küçük Gezgin’in sevinç çığlıklarıyla şaşkın şaşkın izlediği, insanın bakmaya doyamadığı bir sahili var. Öyle abartıyorum felan diye de düşünmeyin. Birbirine kenetlenerek yüzen su samurlarından tutun da bir ordan girip bir burdan çıkan deniz aslanlarını görme şansının çok yüksek olduğu bir sahil burası.

Gerçi Pasifik Okyanusu'na yüzünü döndüğün her sahilde hemen hemen bu manzarayla karşılaşıyorsun ama her plajın keyfi bir başka. Plajda böylesi bir güzellik hakimken, sahilin yeşillik kısmında insanlar grup halinde yoga yapıyor. Yani velhasıl kelam bu şehrin insanları pek bir huzurlu, sağlıklı ve mutlu. Valla “bende bu şehirde yaşasam ben de mutlu olurum” dedim içimden itiraf ediyorum.

20150423_112304

Long Beach’in liman kısmı da oldukça büyük. Hem ticari hem de turistik olarak baya aktif olan bu limanda Aquarium of the Pacific var. Çocuklarla yapılacak harika bir aktivite olabilir. Biz akvaryum ihtiyacımızı Monterey’de giderdiğimiz için buradakine gitmedik ama akvaryum akvaryumdur; her yerde çocukları mest eder :) O yüzden başka bir şehirde gitmediyseniz buradakine mutlaka uğrayın.

Dünyanın en büyük gemilerinden Queen Mary Transatlantiği Long Beach’te demirli ve otel hizmeti veriyor. 1967’ye kadar okyanusta salına salına gezinmiş ama en son durağı Long Beach olmuş. O tarihten bu güne de tarihi otel, müze ve restoran olarak hizmet vermeye devam ediyor. Bizde olsa parçalarına ayrılır, demirleri satılır; tarihinden geriye sadece bir toz bulutu kalırdı. O yüzden bu tarihi gemiyi görmeden dönmeyin.

Sahilde otururken karşıdaki ufak ufak bakımlı adalar insanın dikkatini çekti. Ben bayağı gözlerimi diktim adaların üstüne, yahu dedim aceba turistik ada mı bunlar. Ama dikkatli bakınca bacaları felan görüyor insan; eee hal böyle olunca da tabii turistik ada olmadığını anlamak çok zor olmuyor. Adaların isimleri görev sırasında ölen NASA astronotlarından dolayı; Freeman, Grissom, White ve Chaffee. Bu adalar uzaktan oldukça güzel gözükse de aslında hepsi petrol kuyularının aktif olarak çalıştığı yapay adalar. Bu gerçeği bilmeyince daha bir güzel görünüyorlar insanın gözüne. Ama Pacific Coast-Pasifik Sahil kıyısı dedikleri yol boyunca arabayla giderken zaten sürekli okyanusun üstündeki demir yığınlarını görüyorsun.

Sürekli çalışan petrol kıuyuları akşamları ışıl ışıl görüntüleriyle renk katıyorlar o ayrı da gündüzleri hepsi pek bir çirkin görünüyor. Long Beach’te gördüğümüz bu adalar ise petrol kuyularının çirkinliğini kapatmak için inanılmaz güzelleştirilmiş. Hani nerdeyse tatil adası kıvamına getirilmişler.

20150423_113901

Long Beach’in oldukça büyük bir marinası var. Marinanın etrafına dizilmiş her yeri camekanlı yüksek apartmanlar, sahil kasabası havasındaki şehre başka bir görüntü katmış. Merkezi, küçük restoran ve kafelerle dolu. Ama bizim merkeze dair en çok dikkatimizi çeken şey; şehrin tam göbeğinde, en işlek Shoreline caddesinde araba yarışlarının olmasıydı. Grand Prix her sene Nisan ayının ilk haftalarında Long Beach’te yapılıyor.

Akın akın ünlünün geldiği, biraların su gibi aktığı, sesten kulaklarının zarının yırtıldığını sandığın böyle bir etkinliğin şehrin ortasındaki ana caddede yapılıyor olması bizi inanılmaz şaşırttı. Biz gitmeden birkaç gün önce yarışlar olmuş. Biz yarış arabalarının lastik izleri daha yolun üstünde tüterken yolda gezinebildik. Hala cadde yarış havasında olduğu için, insan kendini o atmosferde hissedebiliyor. Biz bile bu duruma bu kadar şaşırmışken Küçük Gezgin’in şaşkınlığını düşünün. Eğer ilkbaharda Los Angeles tatili planlıyorsanız, Long Beach’deki bu harika atmosferi yaşamak şansını kaçırmayın. Ne güzel bir enerjisi var bu şehrin!!! İnanılır gibi değil!

20150423_121308

Okyanus kenarındaki ara caddelerdeki barlar, restoranlar genç dolu. Tamam biz de pek olgun yaşlarda değiliz ama ben “genç-genç” ten bahsediyorum. Hani deli 20’li yaşlardan. İnsanın hep dönmek istediği, “ahhh şunu da yapsaydım keşke” dediği yaşlar. Ben bayılıyorum onların enerjisiyle dolu yerlere. Biz ilkbaharda gittiğimiz için sezon henüz açılmamıştı ama sezonda buranın havasına doyum olmaz onu söyleyim.

20150423_113945

Sahilinde yürüyüş yaptığımız, Küçük Gezgin’in buz gibi suya girdiği, sörf yapanları izlediğimiz, az da olsa yüzünü gösteren güneşle sahilin tadını çıkarabildiğimiz Long Beach’e tek kelimeyle bayıldık!!! Los Angeles’a gidecek olanlara duyurulur. Gidin… Gidin.. Gidin…

Sema Çelepci

Yazar Hakkında

Sema Çelepci

İçindeki gezme dürtüsünün hiç rahat bırakmadığı, göreceği yeni yerlerin hayaliyle uyanan; İKİ GEZGİN RUHUN KÜÇÜK GEZGİNLE MACERALARI fikrinden yola çıkarak Küçük Gezgin ile her yere gitmekten büyük