Kutudaki Sürpriz: Berlin

Berlin Almanya'nın en dikkat çekici şehirlerinden biri. Bu kentin farklı bir dokunuşunun olacağını önceden kestirebilseniz bile inanın sürprizleri hiç bitmiyor. Şaşırmakla hayran kalmak arasında gidip gelirken, gri Berlin'in aralarından sızan renk cümbüşüne bayılacaksınız. Nazi dönemiyle akıllara kazınan bu kentte en şaşırtıcı olan ise Nazilere ait herhangi bir ize çok da rastlamıyor oluşunuz. İnsanıyla, tarihi ve kültürel ziyaret noktalarıyla ve birkaç güzel mekan önerisiyle birlikte işte benim gözümden Berlin. 
Berlin’e gitmeden önce faydalı olabileceğini düşündüğüm haritalar için bu linkten faydalanabilirsiniz.


 
Havaalanından ve Merkez İstasyondan Ulaşım
Berlin’de iki adet havaalanı bulunmaktadır. Bunlardan biri kuzeyde diğeri de güneyde yer almaktadır. Tegel ve Schoenefeld havaalanlarından şehre ulaşım ise şu şekildedir:
Tegel’den şehir merkezine ulaşmak için otobüsler var. Sizi metro hattına rahatlıkla bağlayacak olan noktalarda duraklara da sahip. Bir metro veya tren ulaşımı kadar rahat olmasa bile ulaşılması zor bir yer değil.
Schoenefeld’den ise S-Bahn hafif metro hattıylaşehir merkezine ulaşmak mümkündür. Kent merkezine geldiğinizde de zaten oldukça işlevsel olan Berlin metrosuyla yolunuz kesişecektir ve gitmek istediğiniz yere rahatlıkla ulaşacaksınız.
Başka bir Almanya veya Avrupa kentinden trenle gelenler ise Berlin Hauptbahnhof, yani merkez istasyona gelmeleri yeterli olacaktır. Buradan birçok aktarma seçeneğiyle ulaşım kolay ve hızlıdır.

Şehir İçi Ulaşım
Berlin'de ulaşım demek metro demek diyebilirim. Bu sebeple kalış sürenize uygun olarak otobüs, tramvay ve metrolarda geçen biletlerden mutlaka edinmek gerek. Metro ve S-bahn hattı sizi hemen hemen istediğiniz noktaya götürüyor ancak bunun yanında yine çok iyi örülmüş tramvay ve otobüs hatları da destekçiniz oluyor.

 Olmazsa Olmazlar
1. Brandenburger Tor: Berlin denilince akla gelen sembollerin başında gelir Brandenburger Kapısı. Önünde bulunan meydanla birlikte ziyaretçiler için en işlek destinasyonlardan biridir. Kapı konumu itibariyle geçmişte de, bugün de önemlidir. Soğuk Savaş yılları boyunca kapının yakınında bulunan Reichstag (Parlamento binası) Batı Berlin'de, Brandenburger Tor ise Doğu Berlin'de yer almıştır. Bugün ise Reichstag'a yakınlığı aynı olmakla beraber, Tiergarten'ın arasından uzanan geniş caddeyle birlikte Berlin Zafer Sütunu'yla buluşmaktadır. 

2. Reichstag: Berlin Parlamento Binası özellikle yapının üzerine sonradan eklenen şeffaf cam kubbeyle birlikte şehrin önemli noktalarından biri haline gelmiştir. Türkçe dahil birçok dil seçeneğiyle kubbede spiraller çizerken kulaklıklarınızdan kentle ilgili bilgiler edinebilirsiniz. Burayla ilgili bazı öneri ve uyarılarım olacak: Öncelikle akşamüstü veya gün battıktan sonraki saatleri tavsiye ederim. Çünkü bu saatlerde mimaride kullanılan malzemeler sayesinde güzel bir görsel şölen yaşıyorsunuz. Giriş izni için ise uzun bir kuyruk sırasında beklemek durumunda kalabilirsiniz ve buna hazırlıklı giderek gününüzü ona göre planlamalısınız.

3. Holocaust-Mahnmal: Holocaust'da hayatını kaybetmiş Yahudilere adanmış anıt mezardır. Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı olarak da bilinir. Beton blokların içerisinde ilerlemeye başladıkça etkileyiciliği artan bu anıt mezar ziyaret edeceğiniz en ilginç mekanlardan biri olabilir. Anlam yüklü ve düşündürücü olduğunu söylemekte yarar var. Tasarımıyla dikkat çeken bu eserin amacının rahatsız edici ve kafa karıştırıcı bir ortam yaratmak ve böylelikle sözde düzenli olan bir sistemin insanlıkla bağının kopmasını simgelemek olduğu söylenmektedir. Gün batımı saatlerini burayı ziyaret etmek için öneririm çünkü Tiergarten'daki ağaçların arkasından batan güneş bu anıt mezarı unutulmaz kılıyor.

4. Berlin Mauer – East Side Gallery: Berlin Duvarı belki de bu şehre gelenlerin en büyük merakla ziyaret ettiği noktalardan biri. Birçok olaya tanıklık etmiş olan bu duvar kalıntıları bugün renkli bir açıkhava müzesi durumunda. Üzerinde yer alan graffitiler ile oldukça da anlam yüklü. Bu açıkhava müzesini turlarken sanatçıların yüklediği anlamları ve duvarın hikayesini düşünmek Berlin'de yapılabilecek en etkileyici aktivitelerden. Açıkhava müzesi olarak sergilenen duvar kalıntıları, Berlin Duvarı'nı en iyi görebileceğimiz yerlerden. Ancak tabii ki bunun dışında kent içinde yer yer duvar parçalarına rastlamak da olası.

5. Berlin Hayvanat Bahçesi: Berlin'de zamanı olanlara kesinlikle önerdiğim yerlerden biri. Çok iyi bir şekilde planlanmış olan park birçok hayvan türüyle oldukça eğlenceli vakit geçirmenizi sağlıyor. Hayvanat bahçesinin içerisinde bir de suda yaşayan canlıları görmek için müze var. Burası da tur içerisinde, gidilmesini tavsiye ettiğim yerlerden biri. Hayvanların beslenme saatleri size verilen broşürlerde yer almaktadır ve böylece bu saatlere uygun olarak dolaşıldığında değişik anlara tanık olmanız mümkün olabilir.

6. Tiergarten: Berlin merkezde yer alan ve ‘hayvanat bahçesi’ anlamına gelen kent parkı, akılları baştan alacak cinsten. O kadar büyük ve işlevsel ki buraya sadece park demek çok da mümkün değil. Berlin turu atarken de yolunuz illa ki parkın yanından veya içinden geçiyor. Berlin Zafer Sütunu, Berlin Hayvanat Bahçesi, bazı müze ve resmi binalar, aristokratların heykelleri burada yer almaktadır. Park bir zamanlar Prusyalı aristokratların avlanma alanıymış.

7. Museum Insel (Müzeler Adası): Berlin’in Mitte bölgesinde yer alan tam tamına 1 kilometrekarelik bir ada. Berlin’in gri havasını dağıtan bu bölgede akşamüstü gün batımı saatleri efsane oluyor. Nehir kenarında yürürken görkemli yapıları uzaktan izliyorsunuz ve sonrasında kendinizi kültürle tarihin birleştiği muhteşem müzelere bırakıyorsunuz. Bu adada yer alan çok önemli yapılar var: Altes Museum, Neues Museum, Alte Nationalgalerie, Bode Museum ve Pergamon Museum. Özellikle Bergamo Müzesi görülmeye değer.

8. Berliner Dom (Berlin Katedrali) : Museum Insel üzerinde bulunan katedral bence Berlin‘in en güzel yapılarından biri. Mimarisinin yanında konumuyla da oldukça dikkat çekici. İtalyan tarzında yapılmış olan yapıyı ziyaret etmek, üstüne çıkmak ve içinde kaybolmak serbest. Özellikle tarihi ve dini konulara ilgisi olanların burayı bir ön hazırlıkla gezmelerini tavsiye ederim.

9. Alexanderplatz: Berlin’in sembollerinden biri olan TV Kulesi burada bulunmaktadır. Büyük bir meydana sahip olan alanda vakit geçirmek, kuleyi aşağıdan fotoğraflamak keyifli olabilir; ancak kuleye çıkmak kesinlikle yapılmaması gereken şeyler arasında gelmektedir. 10 Euro giriş ücretine sahip olan TV Kulesi size vadedilen şehir manzarasını vermemektedir.

10. Checkpoint Charlie: 1961 senesinden 1990 senesine kadar üçüncü ittifak geçiş noktası olarak kullanılan geçiş kapısıdır. Batı Berlin-Doğu Berlin zamanlarına gitmenizi, o yılları yad etmenizi sağlayan turistik noktalardan biri. Burada pasaportunuza birkaç Euro karşılığında damga bastırabilirsiniz. Bana kalırsa biraz hayal kırıklığı yaratan ve turistlerden para kopartılmak istenen noktalardan biriydi.

Alışveriş
Kurfürstendamm: Berlin’in merkezi olarak görülen cadde, buradan eli boş dönmek istemeyenler için çok ideal. Birçok markanın yer aldığı caddeye haliyle ulaşmak da oldukça kolay. Adenauerplatz metro durağından çıkışta cadde sizi selamlıyor. Yahudiler için önemli olan cadde, katliamların başladığı dönemde kent içindeki canlılığını yitirmiş ancak bugün batılı ekonomilerin gücünü gösterdiği bir bulvar haline gelmiştir. Geçmiş yıllarda eğlence merkezi olma özelliğini de taşıyan bulvar artık tamamen bir alışveriş merkezidir.

Kadewe: Berlin'in en büyük alışveriş merkezidir ve sahip olduğu çeşitlilikle bilinir. Ulaşım yine metroyla sağlanabilir. Avrupa seyahatlerini alışverişle taçlandırmak isteyenlere burası da iyi bir seçenektir.

Mekan Önerileri
Five Elephant: Üçüncü kuşak kahve furyasının doğduğu yer olarak geçen Berlin’de tabii ki kahve içmeden dönmek hata olur. Kahvenin yanında tatlı mı da isterim diyenler için ise çok sevimli bir mekan var: Five Elephant. Muhteşem kahvesinin yanında size "yediğim en iyi cheesecaketi" dedirtecek bir yer.Kahve için daha fazlası: Distrikt Coffee, Companion Coffee, Oslo Kaffeebar

Markthalle Neun: Yolu perşembe günü Berlin’e düşenler için Kreuzberg yakınlarında panayır havasında olan bir streetfood mekanıdır. Yerli-yabancı birçok çeşitle size kucak açar ve Berlin insanıyla aynı masada buluşmanızı, sohbet etmenizi, daha yerli hissetmenizi sağlar.

Ballhaus Berlin: Burası eski bir balo salonunun restoran ve dansın bir arada olduğu şekle dönüşmüş hali. Bırakın Berlin’i bu mekan Avrupa’da gittiğim en keyifli ve kendine has yerlerden biriydi. Lezzetli bir yemek yemek ve arada da size zamanda yolculuk yaptıracak şarkılarla dans etmek için kesinlikle önerdiğim yerlerden biri. Fiyatları ortalama bir aralıkta. Gitmeden rezervasyon yapmanızı tavsiye ederim; çünkü sessiz Berlin sokaklarının sebebi burayı dolduran insanlar olabilir.

Bira Bahçeleri:  Berlin bilindiği gibi biranın su gibi tüketildiği ve oldukça başarılı biraların olduğu bir şehir. Haliyle de bira bahçeleri denilen bir oluşum ortaya çıkmış. Bunlar için birkaç öneri Schleuse, Brauhaus Südstern, Prater.

Berlin'den ayrılırken gözünüz ve aklınız burada kalıyor. Görmeyene burayı neden sevdiğinizi tam anlatamıyorsunuz. Berlin kozmopolitliğiyle, enteresan insanlarıyla, zamana meydan okuyan mekanları ve tarihiyle orada duruyor ve sizi bekliyor. 

Ezgi Kurtuluş

Yazar Hakkında

Ezgi Kurtuluş

Farklı yerler görmenin, görmekten de öte buraları yaşamanın bana verdiği hazzı yaklaşık üç sene önce keşfettim. Bunu farkettiğim andan itibaren de kendimi hep bir yerlerde buldum.