Lech Am Arlberg Gezi Notları

Bu sene kayak tatilimizi geçirdiğimiz Saint Anton’a çok yakın olan Lech kasabasına kelimenin tam anlamıyla bayıldım. İnanılmaz güzellikte bir dağ kasabası… Her ne kadar biz sadece karlar altındayken gördüysek de eminim ilkbahar ve yaz aylarında da özellikle yürüyüş yapacaklar için müthiş bir yer. Yengeç burcunun özelliği olsa gerek, nerede içinden nehir geçen bir yer görsem kalbim orada kalıyor. Neredeyse tam ortadan geçen nehir, kasabaya muhteşem bir güzellik katıyor…

Lech, 14. yüzyılda İsviçreli göçmenler tarafından keşfedilerek yerleşilmiş bir kasaba. 19. yüzyıla kadar da Tannberg ismiyle anılmış. Kasabadaki St. Nicholas Kilisesi’nin yapılışı ise 1390 tarihine dayanıyor. 1987 yılında ise son renovasyonla bugünkü haline getirilmiş. Kilise 16. yüzyıldan kalma bronz çanları ile ünlü…

St. Nicholas Kilisesi

Lech son yıllarda dünyadaki önemli kayak merkezlerinden biri olmuş, hatta Dünya ve Olimpiyat Kayak Yarışları’na da ev sahipliği yapmaya başlamış. Lech, Arlberg bölgesindeki tüm komşu kasabalara mekanik liftler ve pistler ile bağlı durumda. Hatta “The White Ring” olarak adlandırılan turun başlangıç ve bitiş noktaları da Lech kasabası.

Lech, aynı zamanda hem birçok ünlünün hem de kraliyet üyelerinin kayak tatillerini geçirmeyi tercih ettiği bir kasaba. Örneğin Tom Cruise, Prenses Diana, Hollanda Kraliyet Ailesi bilinen en ünlüler arasında… Eğer seyrederseniz Bridget Jones Günlükleri 2’nin (http://www.imdb.com/title/tt0317198/) çekildiği yer de Lech kasabasıymış. Bu arada kasabanın gediklileri arasında Madeline kitaplarının yazarı Ludwig Bemelmans da var ki özellikle 1949 yılında yazdığı “The Eye of God” (Tanrının Gözü) adındaki kitabında Lech’ten bahsediyor.

Kasabanın, etraftaki komşularından bir tık üstte olduğunu hemen hissediyorsunuz. Alışveriş yapılacak dükkânların lükslüğü, sokaklarda dolaşanların şıklığı, özellikle teras bar ve restoranlardaki servis… Fux, Pfefferkörndl  ve Terrace Hotel Burgwald Restoranları bölgenin en iyileri arasındalar… Hotel Arlberg’de de bir kahve ile “apfel strudel”i mutlaka tatmalısınız. Tadı damağımızda kaldı diyebilirim. Kayak arası veya sonrası ise bir kayak barında vakit geçirmek inanılmaz popüler. Lech’te en popüler yer ise Apres-Ski Bar…


Hotel Arlberg terası


Ski Bar


Ski Bar keyfi

Bu sene diğer dikkatimi çeken şey ise genç, yaşlı birçok insanın kasklarına taktıkları go-pro’ları ile kaydıkları anları ölümsüzleştiriyor olmaları. Gerçi ben kendimi kafamda bir kamera ile doğrusu çok hayal edemiyorum; kayacak mıyım, konuşmalı mıyım derken sanırım gittiğim yönü bile şaşırabilirim.


Go-pro'lu gençler

Kasabada görülmesi gereken müzeye dönüştürülmüş Huber House, kasabanın geçmiş yaşamını anlamak için harika bir yer. İki sene önce bir kayak kazasında ön çapraz bağlarımı kopardığım için ben maalesef artık kayamıyorum ama Lech’te 2039 metrede dağların çeşitli yerlerine dağıtılmış insan boyutunda heykeller olduğunu duyduğumda kayak yapamadığım için yıkıldım diyebilirim. 100 adet heykel, Antony Gormley tarafından yapılmış ve 2012 Nisan ayından bu yana dağlarda heykelseverlerin beğenisine sunulmuş. Fikir inanılmaz orijinal geldi. (https://www.google.com.tr/search?q=lech+sculptures&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ei=xWfvUruxAoSdyQOm14AQ&ved=0CCkQsAQ&biw=1188&bih=585)

Benim gibi kayak yapamıyorsanız da Lech’te yapılabilecek bir sürü aktivite var. Benim en çok keyif aldığım, uzun yürüyüşler yapmak… Hele hava da güneşli ise inanılmaz keyifli oluyor. Güneşli havada etraf bembeyaz iken güneşlenmek ise hakikaten harika bir duygu. -12 derecede bile içinizi ısıtan güneşe kendinizi huzur içerisinde teslim edebiliyorsunuz. Kuşlar bile bu güneşli günün keyfini çıkarırcasına ağaçların üzerlerine dizilmişlerdi.


Güneş keyfi

Lech’te özel kar ayakkabıları ile turist rehberi eşliğinde gece ve gündüz yapılan özel turlar bile var. Bir kar klasiği, at eşliğinde kızak turu eminim çok zevklidir. Biz geçen sene Kirscdorf’ta yapıp inanılmaz eğlenmiştik. Yanınızda çocuklarınız da varsa tahta kızakla kaymakta (tobogganing) ilginç bir seçenek olabilir.  Tobogganing pistleri kayak pistlerinden ayrı olarak dizayn edildiği için hem güvenli hem de çok zevkli. Bir diğer alternatif de buz pateni olabilir, Hotel Monzabon’ın buz pateni alanı bunun için birebir…

Avusturya’da Arlberg bölgesine giderseniz, Lech’i atlamayın derim.

Yazı ve fotoğraflar: Banu Demir
Banuyollarda.wordpress.com               
banuyollarda.twitter.com  http://gezimanya.com/yazarlar/banu-demir

BANU DEMİR

Yazar Hakkında

BANU DEMİR

İstanbul Üniversitesi Radyo-TV bölümü ve Marmara Üniversitesi Contemporary Business Management’tan (gece bölümü) mezun olduktan sonra İngiltere Nescot College’da okudum.