Portakal Kokulu Sevilla'da Yaşam ve Flemenko

Sevilla çevre düzenlemesi çok güzel bir şehir. Etrafta çöp görmeniz neredeyse imkansız. Trafik çok yoğun olmamakla birlikte insanlar da birbirine çok saygılı.

Sevillalılar hayata daha kaderci bakıyorlar, daha çok günü yaşamakla ilgileniyorlar. Hatta burada önemli bir deyim var: “Yarın mı? Hele bir yarın olsun bakarız”

Özellikle Santa Cruz’un ara sokakları, bu sokaklardaki don juan’lar, carmenler, güller, mis gibi portakal kokuları, her mağazadan yükselen hoş müzikler, ritim tutanlar, dans edenler sizi bambaşka bir dünyaya taşıyor. Bu dünyadan çok etkilenmiş olacak ki, Yahya Kemal BeyatlıZil, Şal Ve Gül” isimli bu güzel şiiri yazmış.

Bu sokaklarda dolaşırken tesadüfen Özgür isimli bir Türk’le tanışıyoruz, tam o bisikletini kilitlerken. Meğerse Özgür buraya zamanında okumaya gelmiş ve burada Rus asıllı bir kızla tanışmış ve evlenmiş. Şimdi bir çocukları var ve her ikisi de Flemenko yaparak hayatlarını idame ettiriyorlar. Hayatından çok memnun. “Tutku dolu bir şehirde en büyük tutkularımı yaşıyorum diyor; eşim var, kızım var, mesleğim olan dans etmek var. Daha ne isteyebilirim ki”

Özgür ile vedalaşıp, Biz de Flemenko şov izlemeye gidiyoruz. Bu şovları izlemek için en popüler bölge barlar bölgesi olarak ta anılan, Irmağın karşı kıyısındaki Triana bölgesi. Bu kısımdan eski şehrin ışıklarının nehre yansıması tam fotoğraflık.

Ancak en eski Flemenko barı Santa Cruz bölgesindeki “Los Gallos”muş. Buradaki şovlar saat 22:00 gibi başlayıp 23:30 civarı sona eriyor. Diğer popüler Flemenko şovunu ise El Arenal bölgesindeki El Arenal Flamenko’da izleyebilirsiniz. Biz Los Gallos’u tercih ettik.

Endülüs bölgesinin ruhu haline gelmiş olan Flemenko dansı renkli kıyafetli çingeneler tarafından icra edilen, hüznü ve sevinci ifade etmenin en tutkulu yollarından biri. İzlerken ayak hareketleri zaman zaman gözünüzü yorabiliyor. Kelimelerin sese ve duyguya dönüştürülmesi ayrı bir sanat kesinlikle. Meşhur gitar sesine eşlik eden kastanyet sesleri ile yere vurulan topuk sesleri sizi bu dansı içine çekiyor sanki. Sözcükleri anlamasanız da sesin tınısı ile mutlulukta içinize geçiyor, acı ve hüzün de.

Triana bölgesinde nehir boyunca uzanan caddesine Betis caddesi deniliyor. Burada çok çeşitli restoran ve bar mevcut. Restoranlardan en popüleri Rio Grande. Bu restorana ya da bir başkasından mutlaka karışık deniz ürünleri tabağı (Pescaitos Fritos) sipariş edin. Bu cadde gerçekten çok hayat dolu.

Bir zamanlar, Triana bölgesi Sevilla’nın çingene mahallesiymiş. Şimdi ise çiçeklerle dolu sokakları ve bağımsız havasıyla geleneksel bir işçi mahallesi konumundadır. Ama hala canlı renkleri ve vurdumduymaz havası ile geçmişten dokular taşımaktadır. Ara sokakları tam bir bahçe havasındadır.

Bu bölgenin en ünlü barlarından biri ise Lo Nuestro. Bir de gece yarısı 01:00’da programı başlayan La Madruga isimli barda sabahlara kadar şarkı söyleyip Flemenko yapan Sevillalı gençleri görebilirsiniz.

Endülüs’ün seramikteki en güçlü fabrikası olan Santa Ana seramik fabrikası da nehrin bu tarafında yer alıyor.

Paskalya törenleri Sevilla’da çok daha tutkulu kutlanıyormuş. 28 Mart’ta Paskalya başlayınca Sevilla’da tam bir şölen yaşanmaya başlıyormuş. Binlerce çiçekle süslü dev Hz. İsa, Hz. Meryem figürleri ve Ku Klux Klan kıyafetliler caddelerden geçiyormuş. Ve bu şölen tam sekiz gün boyunca da devam ediyormuş.

Alışveriş ve gezmek için yine en canlı bölgelerden birisi ise Las Sierpes bölgesi. Kıvrımlı sokakları beyaz badanalı evleri ile oldukça ilginç. Yine Tetuan caddesi ve Las Sierpes bölgesinde ara sokaklardaki balık restoranlarında oturabilir, biraz soluklandıktan sonra bu caddeler üzerindeki küçük mağazalardan yelpaze, şal, kastanyet gibi hediyeler alabilirsiniz.

Sevilla’da konaklamak için Santa Cruz veya Old Town bölgesini seçmeniz şehri kolay gezmek adına isabetli bir karar olacaktır. Çünkü Sevilla’da gezip görülebilecek birçok yer bu bölgelerde bulunuyor. Apartamentos Plaza Nueva Sevilla katedraline yürüme mesafesinde ve çevresinde birçok bar, restoran ve dükkan bulunan bir otel. Tüm bunlar birleştiğinde gayet uygun olan konumuyla tercih sıralamasında ilk sıralarda yer almayı hak ediyor denebilir. Bu bölgede yer alan bir diğer güzel otelde Hotel Fernando III. Bu otelde Sevilla Katedrali ve Giraldi Kulesi’ne çok yakın bir mesafede. Eğer lüks ve konforlu bir otel arıyorsanız Vincci La Rabida çok uygun bir seçenek. Otel, 18. yüzyılda yapılmış Endülüs mimarisine sahip olan bir malikanede yer alıyor. Ayrıca El Arenal’da ki tapas barlara ve restoranlara oldukça yakın bir mesafede yer alıyor. Özellikle kültür gezisi yapmak istiyorsanız bu oteli düşünebilirsiniz.

Bütçeniz kısıtlıysa ve ekonomik bir otel arıyorsanız Hostal Plaza Santa Cruz oteli hem tarihi bölgede yer alıyor hem de fiyatları gayet uygun. Otelin etrafında tarihi mekanlarla birlikte birçok tapas ve restoran bulunuyor. Bu önerilerin dışında daha fazla otel alternatifi için buraya tıklayarak booking.com’da ki Sevilla otellerine bakabilirsiniz.

Sevilla’da yeterli zamanınız kalırsa araba kiralayarak, Sevilla’ya 80 kilometre mesafedeki Jerez de La Frontera’da binicilik okullarını gezmenizi ve İspanyol atlarının dans gösterilerini izlemenizi tavsiye ederim.

Çok kültürlülüğü, çok renkliliği, müziği, tutkulu aşkları, hoşgörüyü içinde barındıran melez bir Endülüs güzeli benim içi Sevilla...

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni