Salento ve Cocora Vadisi

Bogota’dan akşam saat 22.00'de binip sabahın kör vaktinde varıyoruz Armenia’ya. Planımız Calarca’da odasını kiraladığımız eve gitmek.

Yolculuk boyunca zaman zaman saçma şeyler yaptığımız oluyor, Calarca’da kalarak da bir saçmalama hakkımızı daha kullanmış olduk. Buraya geliş nedenimiz Salento’da bulunan Cocora vadisini görmek ve yine Salento’daki kahve çiftliklerini gezmekti.

Calarca-Salento arası ulaşım da sandığımızdan daha uzun sürdüğü ve yapmayı planladığımız şeyler için zaman yetersiz olduğu için o günü etrafı keşifle geçirdik Salento’da.

Kasabanın en hareketli sokağının sonunda merdivenlerle bakınaklı bir tepeye çıkılıyor ve tepenin arka tarafı yemyeşil bir vadi. Bu günü burada yürüyerek geçirelim dedik ve patikadan vadideki nehire doğru saldık kendimizi. Etraf alabildiğince yeşil ve hava mis. Etrafta kimsenin olmadığı bir yer bulunca dayanamadık ve girdik buz gibi suya. Sonra da 1 saat kadar uyumuşuz çimlerde. Evet karar verdik, ertesi gün kesinlikle pılı pırtıyı toplayıp Salento’ya taşınmalıyız!

Uygun fiyatlı bir de hostel bulup anlaştık ve ertesi gün eşyalarımızla gelip yerleştik. (Hostel los Guaduales 2 kişilik oda 30.000 Kolombiya Pesosu)

Salento’ya geldiğimiz gün hemen Finca El Ocaso adlı kahve çiftliğini gezmek için hostelden tur ayarladık (kişi başı 8000 Kolombiya pesosu). 1 saatlik bir yürüyüşün ardından çiftliğe ulaştık ve müthiş enerjik rehberimizle kahve turumuza başladık.

kahve turundan

Kahve tohumunun ekilmesinden kahvenin içilmesine kadar geçen tüm süreci görmüş hatta deneyimlemiş olduk ve ertesi gün meşhur 60 metrelik palmiyelerin olduğu Cocora Vadisi'ne gitmek için erkenden kalkıp kendimizi ve yolluklarımızı hazırladık.

Vadiye gitmek için meydandan jipler kalkıyor. Önemli bir detay; araç dolsa bile kalmak için saat başını bekliyor. Yani bizim gibi 8’i 3 geçe gidip 9’a kadar beklemeyin buraya yolunuz düşerse. Neyse araçlarla ulaştık patikaların başladığı noktaya ve yürüyüş başladı.

Yolun başlangıç kısmı 60 metrelik palmiye manzarasında geçti ve bir süre sonra orman başladığı için palmiyeler artık yoktu. İleride karşılaştığımız yol ayrımında sağ tarafa girdik. Ama vadiye gitmek için sol tarafa gitmemiz gerekiyormuş, bunu anlamamız için epey yürümemiz hatta tırmanmamız gerekti. Bu sefer geri dönüp La Montana’ya doğru yürüdük. Sinek kuşları arasında harika manzaralı La Montana'da yemeğimizi yedikten sonra yola devam ettik.

İnişe geçtiğimiz için yolun bundan sonraki kısmı kolay oldu. Bir süre yürüdükten sonra yeniden tek tük palmiyeleri görmeye başladık ve en sonunda fantastik Cocora Vadisi'ne ulaştık. Sadece uzun uzun palmiyelerin bulunduğu yemyeşil bir vadi burası. İnsanın inanası gelmiyor manzaranın gerçekliğine! Koştuk, hopladık, zıpladık, çimlerde yuvarlandık, ne yapacağımızı şaşırdık sevinçten.

Cocora Vadisi'nin güzelliği ve saatlerce yaptığımız yürüyüşün yorgunluğu ile hostelimize geri döndük. Niyetimiz dışarıda bir şeyler atıştırıp gelip hostelde dinlenmekti ama öyle olmadı. Tesadüfen gördüğümüz ve biraz müzik dinleyelim diye bir masaya iliştiğimiz mekandan son ayrılanlar olduk. Amcam gelmiş mekan sahibine burada müzik yapabilirmiyim demiş, kocaman hoporlörü, cd’leri ve elinde de kumandasıyla bütün gece karaoke yaptı.

Her şarkı arasında da mekan sahibine izin verdiği için teşekkür etmeyi ihmal etmedi. Söylediği harika tango parçalarına dayanamayıp dans etmeye başladık biz de... Zaten hafif çakırkeyif olan Kolombiyalılar iyice coştu. Bir anda çok fazla ilgi odağı olduk, bütün gece birileri bira gönderdi masamıza, yan tarafımızdakiler yanaştı hemen akşam yemeğine davet etmeler falan. Yok ama Medellin deneyimimizden sonra yemek davetleri konusunda temkinliyiz : ) Neyse artık bi kere dans ettik sonu gelmedi, her tango parçasında gözler üzerimizde, bizim de dans edesimiz varmış bütün gün kilometrelerce yürüyen biz değilmişiz gibi hiç ikiletmedik istekleri!

O son temiz kalan beyaz çoraplarımı giymesem daha iyiymiş bugün ama neyse bir dostumun dediği gibi insan her an her şeye hazırlıklı olmalıymış : ) Gecenin sonunda hatıra fotoğraflarımızı çekildik, amcadan ve mekan sahibinden teşekkürlerimizi aldık, mutlu mesut döndük hostelimize. Salento yolculuğumuzun en keyifli duraklarından biri oldu.

*1 yıllık Güney Amerika yolculuğumuzun detayları için: https://yolculukzamani.wordpress.com/