Maltaca dilinde "MERHBA" diyerek yazıya başlamalıyım çünkü yazılışı Türkçedeki "merhaba" kelimesine benzediği halde anlamının hoş geldiniz olması dikkatimi çeken kısımlardan biri idi.
Malta’nın başkenti olan Valletta’ya yola çıktım. Valletta’da bulunan otobüslerini kullanarak 1 saatte oraya vardım.
Malta, Türkler tarafından tercih edilen pek çok dil okuluna sahip; uygun fiyatlar ve yararlı eğitim olanağı ile kapılarını bizlere açar. Bendeniz de bu kervana katılanlar arasında yerimi alarak, 6 ay yaşadığım bu ülkede tekrar tekrar ziyaret ettiğim "Sessiz Şehir" lakaplı Mdina hakkında bir şeyler yazdım.
Barok Esintili Başkent Mdina
St. Jean Şövalyeleri Malta’ya gelinceye kadar tarihi Akdeniz adasının başkenti Mdina imiş. Yıllanmış bir şehir olmasına rağmen iyi korunmuş Ortaçağ ve Barok mimarisine sahip antik bir kent çıkıyor karşıma… Devasa yükseklikte duvarları ile olağanüstü olan bu şehir Avrupa'nın mimaride en güzel örneklerinden biridir diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Eğlenceli bir özellikten bahsedeceğim. Game Of Thrones dizisinin sevenleri hatırlayacaktır; ilk sezonda King's Landing - Baratheon Hanesi için çekimleri burada tamamlanmıştır. Kullanılan Ricasoli Kalesi özellikle dışındaki geyik motifleri ile dizideki krallık ile bağdaşım yapılması yapımcıların işini kolaylaştırmıştır. Mdina başta olmak üzere Malta, 7 krallığın doğu atmosferi oluşturulmasında dizi için önemli katkı sağlamıştır. Burası şehrin giriş kapısı olarak geçmektedir.
“Herkesin yolu kendine varır ”demiş Hayyam. Ben de Mdina’nın labirent gibi olan dar sokaklarında kaybolarak kendi ruhumda, kendi yolumda yolculuk yaptım.
Mdina'da Nereleri Görmeli?
National Museum of Natural History (Doğa Tarih Müzesi)
Müzeyi ziyaret ederek Malta kantaronu ve mavi kaya pamukçuğu gibi endemik bitkilerin yanında, adalar, kuş türleri gibi bu ülkenin tarihi ve ekosistemi hakkında bakış açısına sahip olabilirsiniz.
Mdina Dungeons Müzesi
Malta'nın Ortaçağ dönemindeki olayları bu müzede canlı ve üzücü bir gösteri ile gözler önüne seriyor. Gizli yeraltı geçitleri, odalar ve hücreler bir dönemin en karanlık ve en gizemli izlerini taşır. Herkesin yaptığı gibi ben de giriş kısmındaki idam aleti olarak bilinen giyotin üzerinde fotoğraf çekilmeden geçemedim. Kafam çok rahat olmasa gerek siz de takdir edersiniz. yüzüme yansımış.
Katedral Müzesi
Duvarındaki mimari çizgileri ile kilisenin toplum üstündeki ağırlığını yansıtan bir tablo sergiliyor biz gezginlere.
Carmelite Kilisesi ve Manastırı
Barok mimarisi açısından en önemli eserlerden biridir. Araştırmama göre Malta’da eliptik plana göre ilk inşa edilen kilise imiş. Aralarında Meryem Ana’nın da bulunduğu karmelitanlar olarak geçen bu topluluk dünyanın büyük bölümüne İncil mesajını ulaştırmaya çalışan ve Hristiyanlığı yayan kişiler olarak bilinmektedirler. Kilise ise adını buradan almaktadır.
Eğer buraya özgü bir şeyler satın almak istiyorsanız camdan yapılan aksesuarların bulunduğu bir cam atölyesi var. Orayı ziyaret edebilir ve sevdiklerinize hediye alabilirsiniz.
Tatlı Zamanı
Benim için Mdina şehrine gitmemin en büyük zevki BANOFFEE... Yani benim favori kekim. Diğer tüm çeşitleri tattığımdan emin olabilirsiniz. Mdina’ya gittiğinizde kesin yapmanız gerekenlerden biri Fontanella isimli mekanın mükemmel keklerinden tatmaktır. Daha merdivenlerden çıkarken o mis koku etrafınızı sarmaya başlar. İşte size çeşit çeşit lezzetli kekler ve yanında kahvenizi söylemeyi unutmayın.