Den Haag olarak da bilinen Lahey, Amsterdam’a 45 dakika, Rotterdam’a ise yaklaşık 30 dakika mesafede yer alır.
Lahey oldukça küçük ama bir o kadar da düzenli ve modern bir kent. Hollanda Krallığı anayasasına göre başkent olsa da Hollanda hükümeti Lahey’de oturmaktadır. Burası bir nevi Hollanda Krallığı devletinin efektif başkentidir. Hükümet, bakanlıklar, parlamento, yüksek mahkeme ve devlet konseyi bu kentte yer alır. Hollanda Kralı Willem Alexander’ın sarayı "Huis ten Bosch" ve çalıştığı ofis olan "Noordeinde Sarayı" Lahey'de yer almaktadır. Hollanda'ya yabancı ülkelerden gelen diplomatik misyonlar ve elçilikler de Lahey içindedir. Ayrıca Lahey'de 150 kadar uluslararası kurum yer almaktadır. Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi bunların başında gelir. Bu özelliği ile Birleşmiş Milletler için de çok önemli bir kenttir. Aynı zamanda NATO’nun New York ve Cenevre gibi önemli kentleri arasında yer alır.
Kent merkez nüfusu 500 bin kişi civarındadır. Hollanda’nın nüfus bakımından Amsterdam ve Rotterdam’dan sonraki en kalabalık üçüncü şehridir. Kenti her sene yaklaşık 20 milyon kişi ziyaret eder. Burada zaman zaman en az 5-6 bin kişinin katıldığı konferans ve toplantılar düzenlenir. Ocak’ın son haftası da bu zamanlardan biridir. Eğer Lahey’e seyahat planlıyorsanız bu tarihlere denk getirmemeye özen gösterin. Aksi takdirde kentte kalacak yer bulma konusunda sıkıntı çekebilirsiniz, yer bulabilirseniz de fiyatlar çok yüksek olacaktır.
Kentte oldukça geniş bir Türk nüfus da var. Hatta söylenene göre buradaki Türk nüfusun büyük bölümünü Elazığlılar oluşturuyormuş.
Lahey’i ister yürüyerek isterseniz de faytonlara binerek gezebilirsiniz. Kentin üçte biri yeşil alandır.
İlk olarak Lahey Kraliyet Sarayı’nı görebilirsiniz. Bu saray 1533 yılında, William Goudt tarafından yaptırılmıştır. 1566-1591 yılları arasında buranın sahibi el değiştirmiştir. 1595 yılında burayı Hollanda devleti satın alır. Saray Hollanda kraliyet ailesinin hayatında önemli bir yere sahiptir. Çok uzun seneler burası kraliyet ailesi tarafından kullanılmıştır. Günümüzde de burası yine kralın çalışma ofisi olarak kullanılmakta, hükümetin pek çok toplantısı burada yapılmaktadır. Bu nedenle sarayın sadece belirli bölümleri rehber eşliğinde gezilebilmektedir. Sarayın bulunduğu meydanın adı ise Dam Meydanı’dır.
Lahey merkezinde yer alan ve 1981 senesinde yaptırılan Huis ten Bosch, günümüzde Prenses Beatrix’in konutu olarak kullanılmaktadır.
Bir diğer önemli saray ise 1685 senesinde Kral III. William tarafından yaptırılan Het Loo Sarayı’dır. Burada kraliyet ailelerinin genç üyeleri de vaftiz edilmiştir. Aynı zan-manda bu saray 1998 senesinde Kraliçe Beatrix’in 60. yaşını kutladığı mekândır. Saray 1971 senesinde müzeye çevrilmiştir ve bu müzede kraliyet ailesinin nasıl yaşadığı betimlemelerle anlatılmaktadır. Kraliyet ailesine ait pek çok eser de müzede sergilenmektedir.
Dünya barışı için dünyanın çeşitli ülkelerinin işbirliği ile 1913 senesinde inşaatı tamamlanmış olan Barış Sarayı, dünya barışı için bir sembol olmuştur. Sarayın hemen önünde 2002’den beri dünya barışı için sönmeden yanan sembolik bir ateş bulunmaktadır.
Lahey sokaklarını gezmek de çok keyifli. Merkezde çok sayıda küçük evlerin çevrelediği avlu yer alıyor. Bu şekilde 155 civarında avlu olduğu söyleniyor. Bu avluların ve evlerin büyük çoğunluğu 19. yüzyılda inşa edilmiş. Hatta 1920’lerde sayılarının 700’ü bulduğu söyleniyor. Ancak günümüze 115 tanesi kalmış. Aralarında en güzelleri Lahey Mahkemesi Van Wouw, Nieuwkoop Mahkemesi bölgesinde.
Sokaklarda gezerken açık hava pazarlarına da denk gelebilirsiniz. Herman Coster Caddesi’nde Transvaal ve Schilderswijk mahalleleri arasında kurulan “Lahey Mart” yani Lahey pazarı, Avrupa’nın en büyük açık hava pazarı olarak biliniyor. Her Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günü kurulan pazarda 500’ü aşkın tezgâhta meyve, sebze, ayakkabı, kitap, tatlı gibi pek çok ürünü bulmak mümkün.
Benim ziyaretim sırasında ana meydanda kurulmuş olan bir ikinci el pazarı vardı. Ortam oldukça keyifliydi.
Hatta tam burada kışın ortasında bikinili ve mayolu kızlar ile çekim yapan bir TV kanalı da vardı.
Şehir merkezindeki bu meydanın etrafında çok sayıda kafe ve restoran var.
Meydandaki ilk binalar 1750’ler sonrasında inşa edilmeye başlanmış. 19. yüzyılda ise değişiklik geçirmiş. Meydanın tam ortasında bir kaidenin üzerinde yer alan 10 metre yüksekliğindeki anıt 1813’te yapılmış olup bağımsızlık sembolüdür. İlk Hollanda kralı William, bu anıt huzurunda anayasaya bağlılık yemini etmiş.
Şehir merkezinde görülmesi gereken bir diğer yer ise 115 yıllık tarihe sahip olan kapalı alışveriş caddesi Passage’dır. Burası sadece Lahey’in değil tüm Hollanda’nın en eski alışveriş merkezi olarak kabul edilmektedir. Biraz Milano’daki pasajı anımsattı bana. Cam kubbe, mermer zemin ve üç kapalı alışveriş caddesi yer alıyor burada.
Kentte görülebilecek en önemli yerlerden biri merkeze 3 kilometre mesafedeki Madurodam’dır. Burası Avrupa’nın en büyük minyatür şehirlerinden biridir. Aynı Shenzhen’deki Splendid China gibi burada da Hollanda’daki birçok önemli yapının minyatürü sergilenmektedir. Burada sergilenen maketler gerçeğine göre 1:25 ölçeğinde küçültülmüştür.
Burası bir hukuk öğrencisi iken Nazi işgalinde Hollandalı direnişçiler arasında bulunan ve Nazi toplama kamplarında öldürülen George Maduro’nun ailesinin bağışı ile yapılmış ve George Maduro’nun adı yaşatılmıştır. 1952 senesinde yapılmış olan bu minyatür kentin bir valisi bile var. Buranın ilk başkanı 2 Temmuz 1952 senesinde seçilen prenses Beatrix olmuştur. Ama Madurodam günümüzde bölgedeki okullardan seçilmiş 25 genç üye tarafından yönetilmektedir.
Kentten 12 kilometre kuzeydoğuya doğru giderseniz Benelüks alanındaki en büyük kapalı su kaydırağı bölgesi olan Tikibad’a ulaşırsınız. Uzunlukları 4 ila 150 metre arasında değişen 10 tane su kaydırağı bulunan merkezde yaz aylarında bir de açık hava havuzu kullanılabilir.
Lahey’e 6 km mesafede Lahey ile Rotterdam şehirleri arasında yer alan Delph (Delf) kasabası daha çok bölge zenginlerinin malikânelerinin bulunduğu bir yer. İlk kuruluşunun 1100’lere uzandığı tahmin ediliyor. Buranın en önemli özelliği porselen ürünlerde kullanılan Delf mavisi. Bizdeki İznik çinisindeki maviye benziyor. Burada ilk olarak Çin porselenlerini kopyalayarak farklı bir üslup geliştirmişler. Hatta İstanbul-Topkapı Müzesi’nin Harem Dairesinde Delf mavisi porselenlerini görmek mümkün.
Lahey’e 3 kilometre mesafede yer alan bir diğer yerleşim ise Scheveningen. Hollanda’nın en popüler tatil beldesi olan Scheveningen’de kraliçe dâhil pek çok zenginin de yazlığı bulunuyor. Hollanda’nın tek plajının burada olduğunu söylemek mümkün. Ancak deniz suyu ancak Temmuz gibi ısınır. Genelde dalgalı ve rengi kahverengiye baksa da Hollandalılar bu bölgeye akın ederler. Plajı oldukça geniştir ve rüzgâr sörfü için de ideal bir bölgedir. Denize doğru 300 metre uzanan iskele fotoğraf çekmek için en iyi noktalardan biridir. Burada günbatımını izlemek ve deniz kıyısındaki balıkçılarda yemek yemek oldukça keyifli. Akşam saatlerinde ise casinoya gidip şansınızı deneyebilirsiniz.
Buranın ilginç bir de hikâyesi var. Adı zor telaffuz edildiği için zamanında Hollanda mahkemeleri kişinin Hollandalı olup olmadığını anlamak için Scheveningen ismini söyletip doğru telaffuz edip etmediğine bakıyorlarmış. 2. Dünya Savaşı sırasında Alman casuslar buranın adını yanlış telaffuz edince Hollandalılar tarafından öldürülmüşler.
Bölgede yapılabilecek diğer şeyler; su altı dünyasını keşfetmek için Sealife akvaryumuna gitmek, 2. Dünya Savaşı’nda alman sığınağı olarak kullanılmış olan günümüzdeki Bunker Müzesi’ni gezmek, Museon bilim müzesini ziyaret etmek, Avrupa’nın en büyük ve yuvarlak panorama resminin yer aldığı Panorama Mesdag’i gezmek, sanata ilgi duyuyorsanız GEM sergi alanına uğramak olarak sıralanabilir.
Lahey’de 45’in üzerinde müze ve çok sayıda kilise vardır.
1898-1972 yılları arasında yaşamış bir grafik sanatçısı olan Maurits Cornelis Escher’in eserlerinin sergilendiği Escher Sarayı ya da müzesi oldukça ilgi çekicidir.
Şehrin tarihini daha yakından anlamak için Lahey Tarih Müzesi’ni, yazılı ve basılı kitapların hikâyesini merak ediyorsanız kitap müzesini, dünyadaki otomobillerin en önemli özel koleksiyonu görmek için Louwman Müzesi’ni, Hollanda ceza hukukunu öğrenmek için Prison Gate Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
1858 yılında, mimar Arend Roodenburg tarafından tasarlanmış olan Hollanda’nın en ünlü otelleri arasında gösterilen Hotel des Indes’te akşamüstü çayı içebilirsiniz.
Lahey’de otel önerilerine gelecek olursak, Denneweg ve Lahey alışveriş bölgesi, Hollanda Parlamentosu ve Mauritshuis'a 400 metre uzaklıkta bulunan easyHotel Den Haag konum olarak şehrin en ideal otellerinden biri. Şehrin tüm imkanlarına ve birçok turistik mekana kolayca ulaşabileceğiniz bu otel kesinlikle tercih yaparken aklınızda olmalı. Ayrıca otele Noordeinde Sarayı ‘da 400 metre uzaklıkta yer alıyor. Bu otele alternatif olarak ise Novotel Den Haag City Centre konum olarak hemen hemen aynı yerde ki Novotel Den Haag City Centre’ı düşünebilirsiniz. Otel çevresinde ki müzelere ve alışveriş caddelerine yürüme mesafesinde. Lahey’de otellere fazla para vermek istemiyor ve ekonomik bir şeyler arıyorsanız da elçilikler bölgesinde ki Best Western Hotel Petit fiyatları ve konumuyla oldukça uygun. Otel Barış Sarayı'na da 650 metre mesafede bulunuyor. Lahey’de ki diğer otel seçenekleri için isterseniz buradan booking.com’a girebilir ve rezervasyon yapabilirsiniz.
Kısacası Lahey küçük bir yerleşim olsa da özellikle müzelere ilginiz varsa buraya en az 3 tam gün ayırabilirsiniz.