Zürih'te Bir Gün

Şöyle şu meşhur İsviçre bankalarındaki paralarımı kontrol etmek için bir Zürih yapıyım dedim belki adıma bir hesap mesap yüklü bir para vardır, kim bilir!!! Diyecem ama nerede bende o şans! Ya aslında Milano, Como Gölü, San Bernardo ve Alpler derken sırasıyla Basel ve ardından Zürih’te buldum kendimi. Nedense herkes ki ben de dahil Paris, Amsterdam, Roma falan filan yapıyoruz da bu Zürih’i neden es geçiyoruz ona da bir anlam verebilmiş değilim. Ama şunu belirtmeliyim Zürih’te harika bir ortam var.

DSC_4225pshopps (Medium)Vee gezenkelebek.com Zürih’te

Dünya ülkelerinin hemen hemen hepsinin İsviçre bankalarında hesapları var. Bu nedenle İsviçre ve İsviçre’nin başkenti ve en büyük kenti Zürih’in de önemi gerçekten çok büyük. Aynı zamanda FIFA yani Uluslararası Futbol Federasyonları birliğinin merkezi de burada. Yani dünyada futbol buradan yürütülüyor. Ama işte zenginin parası züğürdün çenesini yorar. Ben bu konuyu nereden girdim çünkü şehir inanılmaz pahalı arkadaş. Neden Avrupa’nın en pahalı kentlerinden biri olduğunu bunları düşününce çok daha iyi anlıyorum.

Zürih Gölü ..
Zürih Gölü

DSC_4238ps (Medium)

Zürih’in en önemli özelliği tabii ki aynı zamanda kente adını veren Zürih Gölü. O kadar büyük ve uzun ki gözünüzle göremeyeceğiniz bir ihtişama sahip ve şehre çok yakışıyor. İsterseniz göl içerisinde vapurlarla seyahat edebiliyorsunuz. Sokaklar sakin ve inanılmaz derecede genç bir nüfus var. Göl kenarı, parklar, cafeler bir hayli dolu ama sessiz, sakin, zevkli. Herkes ya muhabbet halinde ya da kitap okuyanların çoğunlukta olduğu bir ortam var. Ama ben acayip eğleniyorum. Zaten gelir gelmez hah burası tam benlik dedim. Gölün hemen kenarında bir de nehir akıyor ve pırıl pırıl akan suyun içine ayaklarımı salladım oturdum ve tabi ki fotoğraf zamanı. Yalnız bu nehir göl ilişkisini coğrafik olarak çözemedim. O mu ona akıyor o mu ondan akıyor artık onunla da ilgilenmedim. Ama manzara da müthiş. Zürih’in tarihi yapılarından ve kartpostallarda yer alan en önemli simgeleri olan Fraumünster sağımda, Grossmünster ise tam solumda. Saat kulesi zaten Fraumünsterin yanında. Her şey iyi güzel hoş sadece fotoğraf için ışık ters artık ona da yapacak bir şey yok. Bir de havanın geç kararmasını katarsanız bu güzel havada güneş fazlasıyla tepemde bugün burada.

DSC_4306ps (Medium)
Grossmünster Kilisesi / Zürih

Fraumünster ve Grossmünster kiliseleri, adını orada araştırıp öğrendiğim Limmat Nehrinin birer kıyısında karşı karşıya harika görünüyorlar. Arada ufak bir köprü de var ve Zürih eski şehrinde hemen hemen her şey bir arada. İşte benim ayaklarımı soktuğum bu nehirde karşı karşıya iki kilise, hemen yanında tarihi bir saat kulesi, önümde ayaklarımı soktuğum pırıl pırıl ama fazla derin gözükmeyen sakin bir nehir ve karşımda alabildiğine büyük bir Zürih Gölü düşündüğünüzde nasıl bir yerdeyim artık siz hayal edin.

DSC_4295ps (Medium)
Solda Yeşil kubbeli olan Fraumünster ve sağda Grossmünster Kiliseleri... Arkadaki tarihi saat kulesi ile nehir kenarında harika bir manzara ile Zürih...
 Bende zaman bol geziniyorum ama karnım da çok aç. Şehir ateş pahası. Göl ve nehir knarındaki restoranların menü fiyatlarını düşünemiyorum. Kendime biraz dolaşıp bir market buluyorum ve artık sandviç yapmak için kaşar, ekmek, domates ve kola alıp doğru nehir kenarına. Avrupa’nın tam ortasında garibanlığa bak ya rabbim. Ancak o manzara ve nehir kenarında kendi ellerimle yapıp yediğim harika sandviçlerin tadını anlatamam. Şaka bir tarafa çoğu gezgin ve sırt çantalı karnını bu şekilde doyuruyor. Hem zevkli hem ekonomik hem de ne yiyecem düşüncesi olmadan gayet pratik.

IMG_6063 (Medium)

Şehrin tarihi evlerinin olduğu sokakların içine daldığınızda o tarihi evlerin içinde alışveriş için dükkanlar, cafeler, gece kulüpleri buluyorsunuz. Hımmm Night Club yazan yerler ve şık ablalar var, demek ki Zürih'te eğlenceli bir gece hayatı olduğunu buradan tahmin edebiliyorsunuz ve elbette ücretsiz wifi bulabileceğiniz birçok yer ve benim favorim Starbucks Cafe'yi de burada buluyorsunuz. Bu inişli çıkışlı tarihi sokaklarda gezinmek son derece zevkli. Ancak Zürih’i gezmek için iki gün çok fazla. Bundan sonrasında sırayı göl kenarında kitap okumak alıyor veya şanslıysanız birileri ile tanışıp göl kenarında zevkli bir sohbet sizi bekliyor. Daha ne anlatıyım Zürih zaten küçük ve her şeyin yürüme mesafesinde olduğu zevkli bir yer ve benden Zürih bu kadar. Burası için son diyeceğim ise yolunuz düşerse tadını çıkarın!

DSC_4273 (Medium)

DSC_4315 (Medium)

UFUK AKKUŞ

Yazar Hakkında

UFUK AKKUŞ

Gezgin, Fotoğrafçı 1977 Karabük doğumlu, Safranbolu da yaşıyor.. Mesleğini çok seven bir sigortacı. Hayallerinin peşinden düştü yollara. Farklı kültürleri tanımayı çok seviyor.