Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ayşem Öztaş, 43 yaşındayım. Hacettep Üniversitesi İşletme mezunuyum. Evlilik hayatından önce uzun süre IT sektöründe satış ve pazarlama üzerine çalıştım. Evlilik ile birlikte kurumsal hayata veda edip, eve hızlı bir geçiş yaptım. 7 yaşından beri mutfakta şeker ağırlıklı olmak üzere hep bir şeyler pişirirdim. Bu geçiş ile pişirme grafiğinde hızlı bir yükselme oldu.

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Blogunuz http://www.pecetedennotlar.com nasıl ortaya çıktı, hikâyesi ve içeriği nedir?
İlk oğlum doğduktan sonra mutfakta geçen süre kısaldı. Boş vakitlerimde kendimi internette yemek reçeteleri bakarken yakaladım. Araştırmalara devam ederken “Blog Dünyası” ile buluştum. İçimin kıpır kıpır olduğunu çok net hatırlıyorum. Bir sayfa açmaya karar verdim. Uğraş gerektirmiyordu. Sadece ismi konusunda kararsızdım. Sevdiğim bir arkadaşım; “Senin peçete koleksiyonun vardı. Zaten yemek ile ilgili. Hadi adını Peçete’den Notlar koy” dedi. Böylece o gün yeni bir bebek doğdu. Reçetelerin, tariflerin biraz dışına çıkmasını istedim. Ufak ufak kendimden başlayan hikâyeler yazmaya başladım. Bir şekilde reçetelerle kesişsin istedim. Sonuçta bir günlüktü bu. Duygular da olmalıydı.

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Yeme-içme ağırlıklı olan yazılarınızda dikkat ettiğiniz noktalar nedir?
Özellikle yabancı reçetelerle çalışıyorum. Şu anda yapmakta olduğum pasta tasarımı ve eğitim ile ilgili olarak yurtdışından aldığım reçeteleri Türk malzemeleri ile çalışıp, Türk damak tadına uygun hale getirmek, benim için en önemli nokta. Özellikle verilen ölçülerin doğruluğu, hata yaptığım yerlerin nereleri olduğunu göstermek yazılarda ısrarla vazgeçmediğim iki nokta... Ve tabi ki sunum! Bunun için fotoğraf çekimlerine ağırlık verdim. O reçetenin uygulanabilir olmasını sağlamanın yanı sıra sunmakta olduğunuz görsel de bunu desteklemeli mutlaka...

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Türkiye’de tavsiye edebileceğiniz, size göre en iyi 3 restoran hangileridir?
Reçetelerdeki oyunbazlıklarını ile sunumdaki dokunuşları bana hep içimdeki çocuğa yeni şeyler deneme konusunda cesaret veren 3 ekip var: Neo Lokal, Robin’s ve Lokanta Armut... Mutlaka gidilmeli ve o oyunun içine dâhil olunmalı derim.

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

En favori yemeğiniz nedir?
Bu kadar şeker ile uğraşan bir insan olarak olmazsa olmazım: “Zeytinyağlı Enginar” : )
 
Bizimle bir tarifinizi paylaşmak ister misiniz?
Zevkle… Yurtdışında beğeni ile takip ettiğim bir bloggerın reçetesini uyarlamıştım. Özellikle reçetede yer alan muzun etkisi inanılmaz olmuştu: http://www.pecetedennotlar.com/cift-cikolatali-muzlu-muffin
 
Dünya mutfaklarından en çok beğendiğiniz hangisi?
Uzakdoğu mutfağı... Tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz.

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Blogunuzdan sonra sosyal medyaya nasıl yöneldiniz? Takipçilerinizle aranızda nasıl bir bağ var, hesaplarınızda size yöneltilen tüm yorumlara cevap veriyor musunuz?
O dönem yoğun olmayan bir sosyal medya kullanımım vardı. Blog ile birlikte paylaşımlar artmaya başladı. Sosyal medyadan dönüşler ve mesajlar almaya başlayınca kullanım sürem artmaya başladı. Blog’tan farklı olarak sosyal medya platformlarında daha hızlı dönüş alabiliyorsunuz. Fakat orda ince bir çizgi var. Bir süre sonra farkında olmadan bu platformları blog olarak kullanmaya başlıyabiliyor insan. Sosyal medyanın bloga okuyucu akışı sağlaması gerekir diye düşünüyorum. Okuyucularla blog üzerinden daha farklı bir bağ kuruyorsunuz. Yazdığınız yazılarda kendinden parçalar buluyor. O yazı ile aslında onunla bir oluyorsunuz. Hayattaki o hızlı ve kovalamaya çalıştığımız hayatı o yazıda bir süreliğine durduruyoruz. Keyfini çıkarıyoruz anın... Yorumlar, eleştiriler veya sadece “Merhaba” diyenler... Hepsi değerli. Size kendilerine ait olan özel zamanlarından bir parça ayırıp yazıyorlar. Mümkün olduğu kadar onlara, onların bana gösterdiği özende karşılık vermeye çalışıyorum.

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Ayşem Öztaş: “Uzakdoğuluların tatlıya olan düşkünlükleri minimum düzeyde ama baharatlarla yarattıkları yemekler benim için inanılmaz”

Blog yazmaya yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nelere dikkat etmeliler?
Özellikle güncel tutmaları önemli. Fotoğraf çekimleri ürün ve okuyucu arasında en önemli araç. Mutlaka yüreklerini yansıtacak kareler kullanılmalı. Diğer blog yazarlarını takip etmek ve araştırmak. En önemli unsur “Sabır”... Bir bebeğin 2 yılda yürümeye başladığını ve binlerce kez düşüp, kalkıp tekrar tekrar denediğini hatırlamakta fayda var. Vazgeçmemek... Sonrasında her şey yolunu buluyor : )