Dışarıdan bakınca, içeride birkaç kayığın olduğunu düşündüğünüz, küçük bir müze gibi gelen Deniz Müzesi’ne; Kaan'ın gemi ve vapurları çok sevmesi ve bir pazar günümüzü değerlendirmek üzere gittik. İçeride ne gördüğümü söylemeden önce giriş saatleri, ücret ve adres hakkında bilgi vereyim.
Giriş Saatleri ve Ücretler
Salı-Cuma: 09.00-17.00 Cumartesi-Pazar: 10.00-18.00
Öğrencilere ücretsiz
Tam Bilet de 8,50 TL
Adres: Sinanpaşa Mahallesi, Beşiktaş Caddesi No.1, Beşiktaş / İSTANBUL
Müzeye girer girmez, müzenin deniz manzarasının olması beni çok etkiledi. Tarihî büyük kayıklar, denizden geçen büyük vapurları selamlıyorlardı adeta. Fotoğrafta da görüldüğü gibi, müze girişinin sağında Türk tarihinin büyük denizcilerinin büstleri var, sol tarafta da Atatürk'ün fotoğrafları ile kullandığı kayıklar bulunuyor. Müzeyi gezmeye başladığınızda tahmin ettiğimden daha büyük saltanat kayıkları, kadırgaları görecekseniz. Filmlerde gördüğümden ve tahmin ettiğimden çok daha büyük ve gösterişliler, gemi başı figürleri bile çok etkileyici.
Müzenin bir katı daha olduğunu fark ettim ve bu büyük kayıklara yukarıdan bakmak için bir asma kat yapmışlar diye düşündüm ama bu konuda da yanılmışım. (Bunları anlatırken biraz utanıyorum, bu kadar bilgisiz bir müze ziyareti yaptığım ilktir herhalde.) Yukarıda da tarihîkayıklar, gemide yer alan figürler sergileniyor. Sadece bu kadar değil; üst kata çıktığınızda sergi salonuna yönlendiren okları takip ettiğinizde Müze geziniz asıl şimdi başlıyor. Çaka Bey döneminden İstanbul'un fethi, Osmanlı donanması, Kurtuluş Savaşı Dönemi, Kıbrıs Harekâtı zamanını da içine alan çok geniş bir zaman dilimini içine alan denizcilikle ilgili her şeyi bulabileceğiniz bir sergi salonunu gezeceksiniz. Oğlumla gezdiğimiz için biraz hızlıca eserlere baktık ama en çok dikkatimi çekenleri sizinle paylaşacağım.
Fotoğraftaki; 10 çift kürekli, köşklü saltanat kayığı; Sultan V. Mehmet Reşad dönemine ait, 16,53 metre uzunlukta 2,40 metre genişlikte ve 4 metre yüksekliktedir. Saltanat armasının merkezinde Sultan Reşad'ın tuğrası bulunmaktadır. Bu saltanat kayığı dışında, Sultan Abdülaziz, Sultan Abdülmecid 13 kürekli yani 30-31 metre uzunluğunda saltanat kayıklarını da Müze'yi gezerken görebileceksiniz. Bunun yanı sıra dev bir tarihî kadırga Müze’ye ilk girdiğinizde sizi büyüklüğü ile şaşırtacak; 144 kürekçi tarafından çekilen bu kadırga 39,64 metre uzunluğunda ve 5,72 metre genişliğindedir. Yukarıda da bahsettiğim gibi Atatürk'ün kullandığı kayıklar ve Kurtuluş Savaşı döneminde kullanılan tarihî kayıklar da Müze’de sergilenmektedir.
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’u fethi dönemine ait denizcilikle ilgili eserlerin sergilendiği bölümün bir kısmı yukarıdaki fotoğraf. Haliç'e çekilen zincirin bir kısmı da bu müzede sergileniyor. Müze çok güzel tasarlanmış; eserleri, dönemleri ve olaylarla ilgili ilişkilendirilerek kronolojik sıraya göre geziyorsunuz. Kurtuluş Savaşı döneminde sadece karada savaştığımızı düşünerek ne kadar yanıldığımı gördüm. Bunun yanı sıra Kıbrıs Harekâtı dönemini hiç düşünmediğimi fark ettim.Gemi isimleri, Türk tarihi boyunca denizcilerin hangi kıyafetleri giydiği de yine müzede görebileceğiniz eserler arasında. Müzede şaşırdığım başka bir eser, Chicago Uluslararası Fuarı’na 1893 yılında katılan Osmanlı Devleti'nin “Matematik ve Deniz Konulu Bilimsel Kitap”a “Sandal, Elektrikli Dümen ve Kayık” adlı çalışmasına verilen madalya ve berat oldu. Osmanlı Devleti'nin Amerika'dan madalya alacağı hiç aklıma gelmemişti.
Müzede en çok hoşuma giden bölümlerden biri de Atatürk'e ait eserler oldu. Atatürk'ün Ertuğrul Yatı'nda kaldığı orijinal şeref kamarası, gül ağacından yapılmış karyolası, somyası, yatağı, ipek kırlent, keten gazete ve kâğıtlık ve diğer eserler; Savarona yatında kullandığı yemek takımı, bardaklar, taş plak albümü, karyolası kullanmış olduğu kişisel eşyaları, madalyaları, el yazıları müzede görebileceğiniz eserler arasında.
En alt katta da denizaltılarına ve dalgıçlara ait eserleri göreceksiniz. Fotoğraftaki ayakkabılar bu bölümde yer alıyor.
Müzenin kafesi de çok güzel. Ayrıca hemen belirtmeliyim ki müzede, bebek bakım odası ile çocuk oyun alanı da var. Müze çocukların ilgisini çekse de benim oğlum gibi bir süre sonra sıkılanları oyun alanına yönlendirip sırayla müzeyi gezebilirsiniz. Biz müzeden çıkarken gördük, Kaan'ın da çok hoşuna gitti; epey de orada vakit geçirdik.
Müze, İstanbul'un en merkezi yerlerden birinde, Beşiktaş'ta yer alıyor. Ulaşımı da çok kolay. Beşiktaş'ta Çarşı durağında inip ışıklardan karşıya geçeceksiniz. Belki de yüzlerce kez önünden geçtiğiniz bu müzeye fırsat yaratıp vakit ayırın. Müzeyi gezerken bir sürü yeni bilgi öğreneceğinizi düşünüyorum. Müze çocukların da ilgisini çekiyor; çocuğunuz varsa onu da gezinize dâhil etmenizi tavsiye ederim. Mutlu hafta sonları, mutlu gezmeler.