Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İstanbul doğumluyum. Aslen turizmciyim. Incoming operasyonları, davet ve organizasyonların yanı sıra birçok değişik etkinlikte fikirden organizasyona kadar yer aldım. Evliyim. Oğlum doğduktan sonra aktif iş hayatını bıraktım. Şu an home-office çalışıyorum, TeknolojikAnneler.com'da kurucu/ortak olarak editörüm ve ayrıca blogumda yazıyorum. Çocuk kitaplarına zaafım var. Çocuğumla ilgili bir gelişen bir durum değil bu... Çocuk kitapları, animasyonlar, çizgi romanlar, benim koleksiyoner gibi keyifle topladığım şeyler. Bir de hobi olmaktan çıkan, yarı-profesyonel işe çevirdiğim sualtı fotoğrafçılığı var.
Oğlunuzun yaşı kaç? Karakter olarak nasıl bir çocuk?
Bulut, 6 yaşında olmak üzere. Çok pozitif, girişken, sosyal, neşeli ve lider karakterli bir çocuk. Ama onu niteleyebileceğim en net sıfat “enerjik”!
Oğlunuzla hayat nasıl geçiyor?
Çok çok güzel, öyle ki öncesini düşündüğümde hatırlayamıyorum, çok durağan geliyor. Çocuğunuzla adeta her şey sil baştan oluyor, çocukluğunuzu yeniden yaşıyorsunuz.
Blogunuz http://ipeksuer.com nasıl ortaya çıktı? Hikâyesi ve içeriği nedir?
İsmimin aynı zamanda domain adı olması, tamamen yakın zamanda yaşadığım bir teknik problemden kaynaklanıyor. Aslında blogum, sayfayı açtığınızda da karşılaşacağınız isimle, Anne Fare Yakaladım!'dır ve bu adla bilinir. Demin bahsettiğim yoğun iş hayatının bana artısı, 95'ten beri internetle tanışıklığım ve sosyal medyada aktifleşmem oldu. Bir gün bu yoğun tempoya dur dedim ve okul öncesi çocuklara bilgisayar öğretmeye başladım. Öğretmek derken; çok basit temel kullanımları gösterdikten sonra eğitici ve gelişimlerine faydalı uygulamalar seçmek, oynatmak, onlara eşlik etmek demek daha doğru olur. O dönemde evlerde bilgisayar çok yoktu ve velilerden çok fazla soru geliyordu. Sorulara tek yerden cevap verebilmek için açtım blogumu, hiç düşünmeden 1 gecede açtım, 10 yaşını geçti şu anda. İlk yazımın başlığı “Fareyi ilk kez kullanmak”tı ve bilgisayar mouse'undan “Anne Fare Yakaladım” ismi çıktı.
Kendinizi bir anne blogger olarak nasıl tanımlarsınız?
Kendimi çok fazla “anne” blogger olarak görmüyorum, çünkü benim blogumda kişisel paylaşım neredeyse hiç yok. Ben daha ziyade uygulama önerileri, çocuk filmleri, çocuk kitapları, çocukla gidilebilecek yerler, etkinlikler paylaşıyorum ki bunların hepsini anne olmadan hatta çocuk sahibi olmayı bile düşünmeden önce de paylaşıyordum.
Bir blogger olarak sosyal medya sizin için ne ifade ediyor?
Sosyal medya bugün el ayak, kol kulak gibi adeta vazgeçilmezimiz. Son dakika haberlerini de sosyal medyadan takip ediyorum, gideceğim filmin yorumlarını da oradan okuyorum. Ana akım medyanın gücünün ve etkisinin, daha da ötesinde inandırıcılığını kaybettiğini düşünüyorum.
Blogunuzdan sonra sosyal medyaya nasıl yöneldiniz? Takipçilerinizle aranızda nasıl bir bağ var, hesaplarınızda size yöneltilen tüm yorumlara cevap veriyor musunuz?
Blogum için Facebook ve Twitter hasapları açtım, bir de çok ilgilenemediğim Youtube kanalı var. Instagram'da ise blogdan bağımsız kişisel paylaşımlarım da var. Hepsinde, gelen tüm sorulara yanıt veriyorum evet. Hemen veremeyebiliyorum ama mutlaka cevaplıyorum, hepsi benim için değerli. Aynı konulara ilgi duyan kişilerin bloglar aracılığıyla birbirlerini bulmaları çok daha kolay oluyor. En temel zevkler bir olunca dostluğu da beraberinde getiriyor. Benim şu an “en yakınlarım” diyebileceklerimin büyük çoğunluğu şu an kapatmış olduğum Kuzeyde Bir Yer isimli sayfamdan ve Google grubundan gelen neredeyse 15 yılı aşmış dostluklardır. Keza Teknolojik Anneler'i birlikte yaptığımız Derya ile de Twitter'da tanıştık örneğin.
Blog yazmaya yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nelere dikkat etmeliler?
Sevdikleri konuda yazsınlar. Sevdikleri konuda ve özgün yazsınlar. İçerik en, en önemli unsur. Yeni açıyorlarsa rakamlara çok takılmadan emin bir şekilde kaliteli içerik üretsinler, yazsınlar ve arşiv geliştirsinler. Kaliteli yazılar mutlaka zamanla kitlesiyle buluşacaktır.
instagram/ipeksuer
twitter/ipeksuer
facebook/annefareyakaladim
facebook/ipeksuer