Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
7 yıldır bakanlığa bağlı olarak İngilizce öğretmenliği yapmaktayım. Düzce'de yaşıyorum. Önceleri takı tasarımıyla uğraşırken kendimi çok fazla eve kapattığımı düşündüm. Üniversitenin, sınavların da bitmesinin verdiği rahatlıkla artık kendime yatırım yapmalıyım dedim ve bir yaz yaptığım bir rezervasyonla Ege-Akdeniz turuna çıktım. Sonra da ayağım alıştı artık evde duramaz oldum : ) Kültüre, tarihe, mitolojiye ve güzel manzaralara ilgili olmam beni farklı bir alana itti. 5 yıl okulun Gezi Kulübü başkanlığını yapıp öğrencilerimi de her yıl gezilere götürdüm. Sonraları bireysel gezmeye başladım ve bu benim için bir hobi haline geldi. Gittiğim yerleri anlatan magnet, biblo ve ufak hatıratlarla süslediğim bir köşem de var büyümekte olan... Bu arada, Araştırmacı Yazar Sayın Talha UĞURLUEL ile sürekli iletişim halindeyim. Kitaplarını okuyorum ve programlarını izliyorum. Ayrıca blog yazılarımda da ona danışıyorum. Kendisi yazılarımı Facebook Fan Sayfası’nda paylaşıyor. Onun bilgisine olan hayranlığım ve beni desteklemesi beni motive ediyor. Fazlaca duyulmuş bir tur şirketinin Düzce acentesi de paylaşımlarımı görüp benim deneyimlerimden faydalanma teklifinde bulundular. Ben de hobimi bir profesyonelliğe taşıma yönündeki köklü adımımı atıp 2. üniversite olarak Turizm ve Seyahat Hizmetleri Bölümü’nü okumaya karar verdim. Bulunduğum yerde Bizans İmparatorluğu’nun ve Prusias Antik Kenti’nin yerleşkesi var (Konuralp-Düzce). Yeni yeni adını duyuran amfitiyatromuzu şu an arkeologlar kazmakta. Başımı çevirdiğim her yer bir Roma sütunu. Belki biraz da eğitimli olarak seyahat edersem benim de bir şeylere katkım olur diye düşünüyorum.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Benim tatil anlayışım deniz, kum, güneş değil. Otele hapsolup tüm gün açık büfe yemeklerini beklemek bence zaman kaybıdır. Bence dinlencenin yanında kültür, tarih ve gastronomi de olmalıdır. İzlediğim filmlerde ya da programlarda dahi öğreticilik ararım. Özellikle de herkesin çok az dikkat ettiği, arka planında bir hikâyenin olduğu bilgiler, görseller hep dikkatimi çekmiştir. En çok da ecdadımız hangi yollardan geçti, atamız dedemiz ne yedi içti, nerede gezdi, namaz kıldı, kültürel mirasımız nelerdi diye araştırıp bir de yanında mitolojik hikâyeler dinliyorsam değmeyin keyfime. Sonrasında öğrendiklerimi birileriyle paylaşıp onların yüzünde bir şaşkınlık ve hayranlık ifadesi oluşturuyorsam bu benim için en mutlu andır.

Seyahatlerin hayatımda inanılmaz bir yeri var. Şöyle de diyebilirim; yolcu otobüsüne binip ayağımı yerden kesmek, farklı tabelalar görmek bile ben çok mutlu ediyor. Bütün bir yılın stresini, teneffüs zillerinin sesini bu seyahatlerde atıyorum. İnanır mısınız, tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum. Saat yok, haber bülteni yok, mail yok. Sadece müzik, kahkaha ve rehberin peşinde dolaştığım not defterim var yanımda ; )

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi? 
Ege-Akdeniz, Karadeniz (2 defa), GAP turu, İtalya, Venedik, Çanakkale, Kapadokya, Safranbolu-Amasra, Edirne, Eskişehir, Bursa, Yedigöller turlarında ve turistik anlamda defalarca İstanbul'da bulundum. Şöyle belirteyim; İtalya ve Venedik benim ölmeden önce görmek istediğim tek yerdi, rüyamdı. Gerçekleştirme imkânı buldum. Ancak bunların arasında beni en çok etkileyen GAP turum oldu. Bir daha hangi tur deseler, hemen GAP derim, tereddütsüz. Oranın apayrı, mistik bir havası var. Fotoğraf albümüme “Ülke içinde ülke gördüm, GAP’ı gördüm” yazdım. Gerçekten habersiz kaldığımız başka bir âlem orası. Aynı vatan toprağında farklı kültür, dinler, inançlar, yaşam tarzları, insanlar… Kelimelerimi toparlamakta da zorlandım blog yazımda…

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Bize biraz seyahat etme mantığınızı anlatır mısınız? Genelde tek mi yoksa grupla mı seyahat edersiniz? 
Seyahat etme mantığım şu dönemde biraz şartlar doğrultusunda gelişiyor. Genellikle kuzenimle birlikte ve tur şirketleriyle seyahat ediyorum. Belki de bana rahat geldiği nokta şunlar:

*Ulaşım, konaklama ve yemek olayına hiç kafamı yormuyorum.
*Bir çırpıda (8 gün) neredeyse 10-11 şehri en güzel, en turistik yerleriyle görme şansım oluyor.
*Bireysele göre bazı yerlere girişlerde sıra beklemiyorum ya da farklı inisiyatiflerim oluyor.
*En önemlisi bilmeden değil de kaliteli bir gezi yapmış oluyorum. Tecrübeli rehberlerle birebir iletişimde bulunabiliyorum.
*40 kişilik bir grupta yeni insanlarla tanışıp keyifli zaman geçiriyorum ve sonrasında da bağlarımı koparmayıp yeni dostluklar başlatabiliyorum.
*Şirketin verdiği güvenceyle başıma bir hal gelmez rahatlığıyla geziyorum.
*Çok daha önemlisi yukarıda saydıklarımı 1000 TL’den az fiyatla gerçekleştiriyorum.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Rotanızı nasıl belirliyorsunuz? 
Rotamı genellikle gitmediğim yerler doğrultusunda yapıyorum. Karadeniz’e 2 kez gitmemin sebebi annemi getirmek istemem. Ama İtalya turundan sonra şunu anladım ki bizim ülkemizde keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok ve güzel yer varmış ki yurtdışına gidip, 2. sınıf muamele görüp, oralara misli paralar dökmeye hiç gerek yokmuş.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

En son nereye gittiniz? 
En son bu geçtiğimiz Ağustos ayında Karadeniz ve Batum, Edirne ve İstanbul turu yaptım.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Sırada neresi var? 
Aslında Türkiye'de görmek istediğim çoğu yeri gördüm. Şimdiki hayalim is Bangkok ve Phuket Adası. Ancak şu anki mali durumum onun için kısıtlı. Ama mesela bir Van'a gidip kahvaltı etmek isterim ya da Bozcaada'da bağ bozumunun renklerini görmek isterim. Tamamen tatilime ve mali durumuma bağlı olacak. Bu yüzden birçok gezi sayfasının hazırladığı yarışmalara katılıp bir seyahat kazanma umudunu da cebimde taşıyorum : )

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız blog ya da web siteniz var mı? 
Seyahate çıkmadan önce gidilecek yerlerin araştırmasını yapar, ne yenir-ne giyilir-neresi ucuzdur/kalitelidir diye bloglar okurum. Ona göre valizimi hazırlar, yerler hakkında ansiklopedik bilgiler edinirim. Nerede, nasıl fotoğraf çekilir, hangi poz verilir diye de bakmayı ihmal etmem : ) Araştırdıkça blogların önemini fark ettim. Söz uçar, yazı kalır sözünden de hareketle öğrendiklerimi fotoğraflarla derleyip bir arşiv hazırlamak istedim. Amacım hem kendimi pekiştirmek, hem başkalarının da faydalanmasını sağlamak hem de o bölgeye seyahat edeceklere tavsiye olabilecek deneyimler yazmaktı. Çevremdekiler okuyup olumlu yorumlar yaptıkça, yazılarımı biraz daha sohbet havasında oluşturup yüzlerinde beğeni ifadesini görmek istedim. Amatörce yazdığım bir blogum var. Bağlantılı olarak aynı yazıları Facebook ve Twitter sayfalarımda da paylaşıyorum. Ancak teknik görselliğiyle biraz daha ilgilenip dikkat çekici yapmam gerekiyor.

https://yoncaaygun.wordpress.com/
https://yoncaaygun.wordpress.com/about/ders-notlari/
https://twitter.com/yoncaayonca

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Seyahatleriniz sırasında sizin gibi gezginlerle tanışıyor musunuz? Hiç enteresan anınız var mı? 
Aslında inanır mısınız şu ana kadar benim amacımla gezen bir arkadaşa rastlamadım. Turların çokbilmiş, çalışkan öğrencisi gibi bir tek ben not defteri ve kalemle dolaştım. Aslında ne hoş olurdu karşılıklı bilgi alışverişi yapabileceğim birine denk gelsem.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Gidilen yerlerin yeme-içme alışkanlıkları çok farklı olabiliyor. Siz gezilerinizde bu durumu nasıl belirliyorsunuz, yemek yemek için nasıl yerler tercih ediyorsunuz?
Tur şirketlerinin rahatlığı burada devreye giriyor. Yüzlerce kişiden tepki almamak için en iyi yerleri seçmeye çalışıyorlar. Ama bazen bizim tercihimize bırakılan yerlerde çok önceden tanıştığım rehber arkadaşlarıma soruyorum. Kimi zaman da internet yorumlarını okuyorum.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs. 
Kalacak yerin güvenli ve temiz olması çok önemli. Bu yüzden tercihim hep oteller oldu. Kamp belki eğlenceli olabilir, ama tüm günün yorgunluğunu tam teçhizatlı rahat bir ortamda atmak tercihimdir.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu? 
Hayal kırıklığım rehber ve tur noktasında oldu. Yoksa İtalya çok güzel bir ülkeydi. Yurtdışı turlarında sadece kahvaltının dâhil olması, ne yerseniz yiyin tarzında bir uygulama moral bozukluğuyla beraber aslında kızgınlık da yarattı. Şöyle ki, İtalya'da kahvaltıda sadece kruvasan ve çay yiyip içmeye mecbur bırakılmamız kabul edilemezdi. Biz ülkemizde, gelen turistlerin kültürlerine göre yemek, eğlence imkânı sunarken onların bize yaptığı mülteci muamelesi ve rehberlerin, tur şirketlerinin de bu olaya kayıtsız kalmaları bana “bir daha yurtdışı asla” dedirtti. Eminim onlar bu konuda çok şikâyet alıyorlardır. Binlerce lira verip böyle anılarla dönmeyi hak etmiyoruz diye düşünüyorum.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Farklı bir ülkeye yerleşmeyi düşündünüz mü? Düşündüyseniz neresi ve neden? 
Ülkem gibi hiçbir yer olamaz. Denizi, karası, kayası, yeşili, şelalesi, yaylası… Hepsi bir arada hangi ülkede var ki?

Asla düşünmedim. Bir haftadan fazlası bile sıkıyor. Sabahları çan sesiyle uyanmayı, ne dediğini anlamadığım insanların arkamdan söyledikleri, acaba bu yediğim helal mi düşünceleriyle ömür geçmez. Dubai rezidanslarında da yaşasam bu böyle : ) Evim, mahallem, çöplüğüm her yerden güzel.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Eğer imkânınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz? 
Öyle bir imkânım olsa yanıma sadece telefonum ve güneş gözlüğümü de alır 2 dakikada kapıya ceylan gibi sekerdim : ) Az önce de söylediğim gibi ilk olarak Bangkok'u görmek isterdim. Sonra Hindistan, Nepal, Japonya, Bosna Hersek, Tayland, Çin, Birleşik Arp Emirlikleri... Kısacası bunları başa alarak hiçbir günümü boşa geçirmezdim. Farklı yiyecekleri tadar, değişik pozlar verip yüzlerce fotoğraf çekerdim. Ülkeleri hatırlatan ufak eşyalar alırdım.

Yonca Aygün: “Tatilde zaman kavramını aklımdan atıyorum”

Türkiye’deki insanlar gezmek, seyahat etmek konusunda biraz eksik kalmış durumda, ne yazık ki ekonomik şartların da etkili olduğu bu durumun gelişmesi için önerileriniz var mı?
Aslında benim yaptığım seyahatler maksimum 1200 TL’ye çıkıyor. Kişi bir defa bu işe başlasa eminim ki bir sonraki yıl için hazırlıklarını yapar. Çünkü biz bir telefona maaşımızla denk 2000 TL veren bir toplumuz. Bir de yavaş yavaş bayram tatili, senelik izin anlayışları değişiyor. Artık akraba ziyaretleri, anne baba ziyaretleri ikinci plana atıldı. Turlarda en çok yoğunluk resmi tatillerde yaşanıyor. Balayı uygulaması da gençlerin ayağını tatile alıştırıyor. Bence ülkemiz de teşvik amaçlı bir çalışma başlatmalı. Uzakdoğu ülkelerinde üniversite öğrencilerine bir bütçe verilip seyahate yollanıyor. Gidin, öğrenin, gelip bize de anlatın ve öğretin deniyor. Böyle bir uygulamayla gençlerimiz turizme teşvik edilse hem çağın vebası stres hastalığından kurtuluruz hem de kendi reklamımızı yaparız.