Londra'da Yapmanızın Önerilmediği 10 Şey

Bu 10 maddeyi ciddiye almak paranız, huzurunuz ve keyifli bir seyahat yapmanız açısından oldukça önemli ve bilgilendirici. 

1.İngiliz usulü olarak tabir ettiğimiz sütlü çaya servet ödemeyin. Yani bu öyle abartılacak bir şey değil. Birçok insan bunu içiyor ve çok normal bir fiyata yapıyor. Turistik ve şık mekanlardaki fiyatlara aldanmayın dostlar, şekil peşinde olmayın! Modern, temiz kafelere girin verin siparişinizi...

2.Metroyu çok kullanmayın gerek yoksa hiç kullanmayın. Şehir merkezinde ulaşım için metro size rahatlığı, hızı ve konforu çağrıştırıyor olabilir. Fakat burada metro otobüse göre son derece pahalı durumda üstelik biraz karmaşık. Otobüs kullanmanız hem daha ucuza gelecektir hem de şehri izlemenize olanak sağlayacaktır. Londra trafiği tahmin ettiğinizden daha rahat.  

3.Şehrin batısında kalmayın, doğu kısmına doğru kaçın. Çünkü batı tarafı daha pahalı, daha lüks yerlere sahip. Eğer bölgesel yaşamı daha iyi anlamak, tecrübe etmek ve paranızı daha tutumlu harcamak istiyorsanız şehrin doğusuna doğru yol almalısınız.

 4.Eğer Londra’ya 3-4 gün gibi kısa bir süre için geldiyseniz kendinizi parçalayıp bütün şehri görmeye çalışmayın. Londra’yı Paris ya da Dublin gibi şehirlerle kıyaslamayın burası daha yoğun ve daha zor bir yer. Bunun yerine görmeyi çok istediğiniz noktaları belirleyin ve zamanınızı onlara ayırın. Günlerinizin ve şehrin akışının tadını çıkarın. Lokal tecrübeler edinin.

5.Piccadilly Circus önemli bir lokasyon olmasına rağmen sadece bir lokasyon olduğunu unutmayın. Şehri keşfetmeye çalışırken buraya takılıp kalmayın! Burasını başlangıç noktası gibi düşünün, yürüyüşünüze başlayın Covent Garden ve Chinatown’a doğru devam edin. 

6.Oxford Caddesi’nden alışveriş yapmayın. Burası alışveriş için çok önemli ve bilinen bir nokta. Ünlü markalar zinciri sizi evinizde ve rahat hissettirebilir. Fakat hem pahalı hem de şehrin kendine has pazarlarını, markalarını kaçırmak anlamına geliyor. Bunun yerine Nearby Spitalfields Market gibi yerlerden el yapımı ürünler, lokal markalar ve aksesuarlar alabilirsiniz.  

7.Turistler için özenle hazırlanmış küçük, sevimli olmaktan başka özelliği olmayan süs eşyamsı şeyleri ülkemize has sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Burada da çay ve Londra’nın simgesel yapılarıyla kombinlenmiş ufak eşyalardan bulabilirsiniz. Fakat bu ufak eşyalar ve içindeki çaylar açıkçası bir nevi çöp gibiler. Bunların yerine kalitenin peşinden gitmeniz daha anlamlı ve tatmin edici olacaktır. İngilizler çayı gerçekten seviyorlar, siz de bunu düzgünce tahlil etmek istiyorsanız kaliteli karışımlar yapan bir yere gitmelisiniz Fortnum and Mason ya da Postcard Teas gibi. 

8.Özel sergiler için para ödemeyin. Londra’nın en güzel özelliklerinden biri güzel müzeleri ve genelde ücretsiz olmalarıdır. Bu yüzden eğer çok özel veya süper değilse Tate Modern veya V&A gibi yerlere para bayılmaya gerek yok. Daha ucuza daha sanatsal daha dolu yerlere gidebilirsiniz.

9.Havalimanı yakınlığı ile uygunluğunu karıştırmayın. Londra’da Heathrow, Gatwick, London City, Stansted ve Luton olmak üzere beş havalimanı bulunuyor. Bunların ulaşım koşullarını iyi hesaplamak gerekiyor. Bazıları metro için elverişliyken bazıları otobüs ve taksi kullanımı için ideal. Bunun yanında iki ya da üç aktarma yapma durumları da var.

10.Londra’nın sadece Londra olduğunu unutmayın. İngilizler mutlaka İngilizcenizde düzeltecek bir şey bulacaklardır buna sinirlenmeyin size özel değil. Amerika ve İngiltere’deki ingilizcenin aynı olmadığını hatırlayın ve bölgesel kurallara uyun. Lokal yemekleri deneyin, arkadaş edinin, publara takılın ve şımarmayın.