Seyahat Hastalıkları ve Yaptırılması Gereken Aşılar

Seyahatler, hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. İş veya tatil amaçlı, uzun veya kısa süreli, yurtiçi veya yurtdışı, birçok farklı seyahat seçeneği bulunmaktadır. Ancak, her ne kadar seyahatlerimizden keyif alsak da sağlık açısından bazı riskler taşıyabilirler. Seyahatlerde görülebilecek rahatsızlıklar, seyahat planınızı ve keyfinizi olumsuz etkileyebilir. Bunlar arasında seyahat yorgunluğu, jet lag, besin zehirlenmesi, diğer enfeksiyonlar ve daha birçok sağlık sorunu yer alabilir.

Bu yazıda, seyahatlerde görülebilecek rahatsızlıklar, önceden olunması gereken aşılar ve ilkyardım çantanızda mutlaka bulunması gerekenler hakkında detaylı bilgi edineceksiniz. Seyahat öncesi, sırası ve sonrasında alabileceğiniz önlemlerle bu rahatsızlıkların önüne geçebilir veya etkilerini en aza indirebilirsiniz. İyi bir hazırlık ve dikkatli bir seyahat planı ile seyahatlerinizden keyif alırken sağlığınızı da koruyabilirsiniz.

Seyahat Aşıları

Tropik Ülkelere Gitmeden Önce Yaptırılması Gereken Aşılar

Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne bağlı Seyahat Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak aşılar yapılmakta ve koruyucu ilaçlar verilmektedir. Örneğin İstanbul'da Karaköy sahilindeki “Seyahat Sağlık Merkezi”ne giderek ÜCRETSİZ sarıhumma ve diğer aşıları yaptırıp  sarı renkli uluslararası geçerliliği olan karneden almak gerekir. (Telefon: 0212 244 25 94)

Seyahat Hastalıkları

Seyahatlerde Görülebilecek Rahatsızlıklar

Chikungunya

Afrika, Asya, Avrupa gibi kıtalarda görülebilen hastalık özellikle Hindistan ve Pasifik adalarında yaşayan insanlara sivrisinekler yoluyla bulaşmaktadır. Böcek kaynaklı bu hastalığın aşısı bulunmamaktadır. Bu yüzden kendi sağlık önlemlerinizi kendiniz almanız ve sinek ısırıklarından korunmanız gerekmektedir.

Dang Humması

Dang humması kırık kemik humması da denilen çok şiddetli ağrılara neden olan bir hastalıktır. Virüsün bulaştığı bedenler her kemiği kırılmışçasına acı çekerken hastalık Kuzey, Güney ve Orta Amerika ile Asya’da görülür. Aşısı ise bulunmaktadır.

HIV

AIDS olarak da bilinen hastalık 1981’de keşfedilmiş ve günümüze gelene kadar 25 30 milyon insanın yakalandığı bir rahatsızlıktır. AIDS’e neden olan HIV virüsü çoğunlukla cinsel yolla bulaşmakla birlikte hastalığın tam olarak tedavisi bulunmamaktadır. İlerlemesini ve çoğalmasını engelleyen ilaçlar yardımıyla yaşam ömrü uzatılan hasta bu mikropla hayatını sürdürebilmektedir .

Japon Ensefaliti

Güneydoğu Asya, Uzakdoğu, Pasifik gibi yerlerde rastlanan hastalık; domuz ve yabani kuş gibi hayvanlarda bulunan virüsün sivrisinekler aracılığıyla insana geçmesiyle bulaşmaktadır. Bazı vakalarda hafif seyreden hastalık bazen beyin hasarı hatta ölüme de neden olabilmektedir. Tropikal ve subtropikal bölgelerde yıl boyunca geçme ihtimalinin olduğu hastalık Çin, Japonya, Kore ve Rusya’nın doğusunda yaz ve sonbaharda dikkat edilmesi gereken önemli bir rahatsızlıktır. Aşısı ise mevcuttur. Aşıyı seyahatinizden 10 gün önce yaptırmalısınız.

Kolera

Hijyen koşullarının yetersizliğinden meydana gelen hastalık Ortadoğu ülkelerinde dikkat edilmesi gereken önemli bir rahatsızlıktır. Özellikle Hindistan’da görülen kolera virüsü şimdiye kadar 30 bin kişinin ölümüne yol açmıştır. Hastalıktan korunmak için suları kaynatıp içmeli, iyi pişmemiş et ve balık yememeli ve tuvalet temizliğine özen göstermelisiniz. Asya, Afrika ve Güney Amerika’nın bazı ülkelerinde dar alanlarda salgınlar hâlinde görülür ve koleraya yakalanma riski beş milyonda bir olarak tespit edilmiştir. Bulaşma az pişmiş veya çiğ gıdalar ile kirli su sayesinde olur. Sıklıkla, bir su ürünü olan midyeler aracılığıyla bulaşır. Kolera aşısı, yan etkisinin fazla ve koruyucu etkisinin az olması nedeniyle önerilmez. Ancak çok riskli bir bölgede, çok uzun süre kalınacaksa aşı uygulanması yararlı olabilir.

Sarıhumma

Sivrisineklerin taşıyıcı olduğu hastalık ağır şekilde seyreden bir akciğer rahatsızlığına yol açar. Kanamalı ateş gibi çeşitli şekillerde baş gösteren rahatsızlık ölümlere neden olabilmektedir. Bu yüzden hastalığın bulaşabileceği bazı Afrika ve Güney Amerika ülkelerine giderken aşı olmanız gerekmektedir.

Sıtma

Sivrisineklerin enden olduğu hastalıklardan bir diğeri olan sıtma bizim çok da önem vermediğimiz fakat aslında ciddi bir rahatsızlıktır.  Yıl 300 350 milyon kişinin yakalandığı b hastalık 1.5 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır. Virüsün görüldüğü Afrika ülkelerine gitmeden önce aşı olmanız gerekmektedir.

Tifo

Hastalık bulaşma riskinin yüksek olduğu Hindistan gibi yetersiz hijyen koşullarına maruz kalınan yerleşim bölgelerine gitmeden önce tifo aşısı olmalıdırlar. Aşı seyahatten 1 hafta önce uygulanıyor.

Menenjit

Özellikle küçük yaşlardaki insanların Alt-Sahra gibi yerlere gitmeden önce vurulması gereken aşı; Mekke’ye hac ve umre için gidecek ziyaretçiler için yapılması zorunludur ve yolculuktan 2 hafta önce uygulanır. Hastalık, genellikle 20 yaş altı insanlarda fakat her yaştan insana bulaşan salgınlar hâlinde ortaya çıkar. Hac mevsimi sırasında dünyanın dört bir tarafından gelen hacı adaylarının oluşturduğu kalabalık, menenjit salgınları için uygun bir ortam oluşturduğundan, hacı adaylarının menenjit aşısı yaptırmaları gereklidir. Hastalık anî başlayan ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, şuur bozukluğu ve komayla seyreder ve çoğu zaman “sağırlık” gibi ciddi izler bırakır. Ölüm riski de fazladır.

Çocuk Felci (Polio)

Pakistan, Hindistan, Nijerya, ÇAd, Sudan, Afganistan, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Botswana, Kamerun, Gana, Gine, Mali ve Yemen gibi ülkelere seyahat edecek olan kişilerin gitmeden önce çocuk felci aşısı olması gerekmektedir. Ağızdan uygulanan aşı yolculuktan 1 hafta önce yapılmaktadır.

Hepatit A (Sarılık)

Bu hastalık da kirli gıda veya sularla bulaşır. Az gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı fazladır. Hastalık 3-6 haftalık bir kuluçka dönemini takiben ateş, hâlsizlik, bulantı ve sarılıkla ortaya çıkar. Vakaların ancak binde altısı ölümle sonuçlanır. Bazılarımız bu hastalığa dirençlidir. Bir doz aşı iki hafta sonra % 90 koruyuculuk sağlar, etkisi 1 yıl kadar sürer.

Hepatit B (Sarılık)

Cinsel temas, ortak kullanılan iğne, tıraş bıçağı, diş fırçası, yakın temas en önemli bulaşma yollarıdır. Az gelişmiş ülkelerde en sık görülen bulaşma yolu cinsel temasla gerçekleşir. Hepatit (B) aşıyla önlenebilen hastalıklardandır.

Turist İshali

En sık karşılaşılan mikrobik seyahat hastalığıdır. Bu hastalığa gezginlerde sık rastlanır ve hastalık su ve gıdalarla bulaşır. Turist ishalinden korunmanın en emin yolu pişmemiş gıdalardan uzak durmak, meyveleri soyarak yemek ve mümkün olduğu kadar su kaybını önlemek için su içilmelidir. İki gün içinde önlenemezse muhakkak hastaneye gitmek gerekir. Dizanteriye benzer.

Derin Ven Trombozları

Özellikle uzun yolculuklar sırasında hareketsiz kalma sonucu bacak damarlarında oluşan pıhtının neden olduğu bacak ağrıları ve şişliktir. Pıhtı yerinden koparak akciğer damarlarını tıkarsa ölümcül sonuçlar doğurabilir. Derin ven trombozları özellikle uzun uçak yolculukları gibi hareket kabiliyetinin kısıtlandığı yolculuklar sırasında daha çok görülür. Dar uçak koltuklarının bu hastalığa neden olduğu bilindiğinden hastalığın adı “Ekonomi Klas Sendromu” olarak anılmaktadır. Derin ven trombozuna bağlı rahatsızlıklar bir tablet aspirinle bile engellenebilir.

Zaman Farkından Doğan Rahatsızlıklar

Özellikle kısa sürede üçten fazla saat diliminin aşıldığı yolculuklarda bu rahatsızlık ortaya çıkar. Zaman farkı şikâyetlerini azaltmak için; yolculuk sırasında ve sonrasında bolca su içilmesi, sigara, alkol ve kafeinli içeceklerden uzak durulması ve hafif gıdalar alınması önerilir.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, özellikle az gelişmiş ülkelerde seyahat hastalıklarının giderek önemli ve tehlikeli bir kısmını oluşturmaya başlamıştır. Bu hastalıklar içinde en sık görülenler; AIDS, Hepatit (B) ve Hepatit (C), Sefiliz, Gonore, Kondilomlar, Lenfogranüloma ve Herpes olarak sayılabilir. AIDS özellikle Afrika’da çok yaygındır. Hemen hemen her dört kişiden biri bu mikrobu taşımaktadır. Cinsel temaslarda korunmak şarttır. Bu hastalığın bulaşmasında “kan” alışverişi de çok etkili olmaktadır.

Seyahat Edilen Yerdeki Doğa Koşullarına Bağlı Hastalıklar

Sıcak çarpmaları, güneş yanıkları, yükseklik hastalığı, böcek ısırmaları, alerjiler gibi birçok hastalık, gidilen yerdeki doğa koşullarına bağlı olarak ortaya çıkar.

Güneş Çarpması

Güneş/Sıcak Çarpması Durumunda Yapılacaklar

Dünyanın aydınlatıcısı ve ısıtıcısı olan Güneş; özellikle küresel ısınma ve dolayısıyla ozon tabakasındaki aşınma sonrasında insanlara zarar verebilecek bir duruma geldi. Yaz günlerinde yüksek sıcaklıklar altında uzun süre güneş altında kalma durumunda meydana geçebilecek olan güneş çarpması, önemsenmeyecek bir durum değildir ve acil tedavi gerektirir; aksi durumlarda ciddi rahatsızlıklara neden olabilmektedir.

Güneş çarpması nasıl anlaşılır?

  • Vücut ısınız 40’lı derecelere çıkıyorsa
  • Başınızın üzerinde hararet hissediyorsanız
  • Ani davranış ve durum değişikliği ile bilinç bozuklukları içerisindeyseniz
  • İç huzursuzluk ve halsizlik durumunuz varsa
  • Mide bulantısı ve kusma yaşıyorsanız
  • Kas kramplarınız varsa
  • Her zaman terlediğinizden farklı terliyorsanız
  • Cildiniz aşırı derecede kızardıysa
  • Kalbiniz normalden hızlı çarpıyorsa
  • Şiddetli baş dönmesi ve baş ağrısı yaşıyorsanız
  • Hızlı nefes alıyorsanız

Başınıza güneş geçmiş olabilir.

Güneş çarpması nasıl tedavi edilir?

  • Öncelikle başınıza güneş geçtiğini düşünüyorsanız daha fazla güneş altında durmamalı, bir an önce gölge ya da kapalı bir yere geçmelisiniz.
  • Kapalı alanda iseniz pencereleri ve klimayı açarak ortamın ısısının düşmesini sağlamalısınız.
  • Üzerinizde kalın giysiler varsa bunlardan bir kısmını çıkarıp rahatlamanıza yardımcı olmalısınız.
  • Bol bol sıvı, özellikle de su tüketmelisiniz. Alkollü ve asitli içeceklerden ise uzak durmanız gerekiyor.
  • Eğer duş alabileceğiniz bir yerdeyseniz, soğuk suyla bir duş almalısınız ya da en azından başınızı soğuk suyla yıkamalısınız. Yalnız soğuk suyu direkt uygulamamalı yavaş yavaş vücudu alıştırarak bu işlemi yapmalısınız.
  • Duş gibi bir imkânınız yoksa bir bez ya da süngeri ıslatarak başınıza koyabilirsiniz. 

Bunlara rağmen güneş çarpması belirtilerinde azalma gözlemlemediyseniz hemen 112 Acil Servisi aramalı ya da kendi imkânlarınızla hastaneye gitmelisiniz. İlk yolu tercih ettiyseniz sağlık personelleri gelene kadar buz doldurulmuş küvette bekleyebilirsiniz.

Bilinç kaybı durumunda:

Bunların daha ileri safhası olan bilinç kaybı durumunda ise hemen ambülansın aranması gerekiyor. Bu arada güneş çarpması yaşayan kişiye içecek veya yiyecek hiçbir şey verilmemelidir aksi takdirde hastanın boğulmasına neden olabilirsiniz.
 
Yine hastanın kusma durumu varsa yan ve yüzükoyun yatırılması ve sağlık ekiplerinin bu şekilde beklenmesi sağlanmalıdır.
 
Dikkat!
 
Güneş çarpması; bebeklerde, hamilelerde, 65 yaş üstü kişiler ile böbrek, şeker ve kalp hastalarında daha etkili hissedilebileceği için bu yaş ve risk grubundaki kişilerin güneş altında çok fazla zaman geçirmemesi gerekmektedir. Çünkü ufak bir sorun olarak görülen güneş çarpması; beyin, kalp, böbrek ve kaslarda problemlere ve hatta ani ölümlere dahi neden olabilmektedir.

*Yardımları için Sayın Dr. Gökçe Yılmaz'a teşekkür ederiz.

Taşıt Tutması Durumunda Neler Yapılmalı

Taşıt tutması nedir?

Gözleriniz ve iç kulağınız birbirine uyumsuz hareket sinyalleri aldığında beyninizin şaşırıp kalması durumudur diyebilirim size. Taşıt tutmasını en kolay başlatan şey, bir arabada giderken iç kulağınız beyninize sürekli hareket sinyalleri yolladığı sırada siz durağan bir nesneye bakarsanız (telefon-kitap) gözlerinizin hareket yok sinyalini beyninize yollamasıdır. Bazı insanlar için araba veya otobüs, taşıt tutması için kabus ulaşım araçları iken (bakınız ben) bazıları için tekneler, bazıları için uçaklar dayanılmazdır.

Gün içinde sizi nelerin beklediğini bilip hazırlıklı olmak, bu işin en önemli çözümüdür. Virajlı bir dağ yolu veya küçücük bir teknede dalgalı bir deniz, sizin önlem almanız için çalan alarmlardır. Yüksek araçlar ve daha büyük tekneler taşıt tutma riskini azaltan araçlardır. Eğer bir tura katılmışsanız mutlaka rehberinizin sizin sorununuzdan haberdar olmasını sağlayın.

Taşıt Tutması Durumunda Neler Yapmalısınız?

Yolculuk sırasında kitap okumamaya ve telefonunuza uzun süre bakmamaya özen gösterin. Benim gibi bir kitap kurduysanız ve araba yolculuğunu kitap okuma fırsatı olarak görüyorsanız yandınız.

Arabayı sizin kullanmanız iyi bir çözüm olabilir (tabii mümkünse). Hareketi kontrol ediyor olmak taşıt tutmasını nedense engelliyor; yani iş beyinde bitiyor.

Yüzünüz gittiğiniz yöne bakar şekilde oturun, yan veya arkaya dönük oturmak taşıt tutmasını kötüleştirir.

Gözlerinizi ileride bir noktaya sabitleyin. (Bu arabanın önünde yada önünü gören bir yerde oturmanızı teknede de dışarıda olmanızı gerektirir, farkındayım.)

Temiz hava alacağınız bir yerde oturun. Bir cam açın, olmuyorsa klimanın soğuk üflediği bir yerde oturun. Sıcak havadan uzak durun.

Araç tutarsa bir süre aracı durdurup temiz havada dışarıda olun. Bu mümkün değil ise gözlerinizi kapatıp yatmaya çalışın.

Asla akşamdan kalma olarak yola çıkmayın.

Yola çıkarken yanınızda ne olmalı?

Kola takılan bileklikler için eczaneye uğrayın… Bazı akupunktur basınç noktalarına manyetik etki ile taşıt tutmasını rahatlatıcı etki yapmada oldukça başarılılar. Batı tıbbi eğitimi almış birisi olarak ben bile etkisini inkar edemiyorum.

Tuzlu krakerler midenizdeki sıvıyı (özellikle açsanız asit salgısını) emerek sizi rahatlatabilir. Yanınızda mutlaka biraz bulundurun; ama kesinlikle doyuncaya kadar yemeyin mideniz daha çok bulanır ve kusmanız kaçınılmazdır.

Dramamine veya Metpamid tablet. Çok kötü bir yolculuk yapacağınızı biliyorsanız bunlardan bir adet almanızı öneririm; ama içtiğiniz an etkilemez, o yüzden yola çıkmadan yarım saat önce almış olmalısınız. Piyasadaki en sık kullanılan diğer bulantı ilacı Emedur’un taşıt tutmasına hiç etkisi yoktur, boşuna onu içmeyin… Bu tabletleri almanın bedeli var unutmayın; gün boyu ciddi bir sersemlik ve uyku hali hissedersiniz; yani gezdiğiniz yerlerin yarısı uçar gider 

Plastik birkaç torba ve ıslak mendil, içinde olduğunuz aracı durduramazsanız ve tüm önlemlere rağmen kusarsanız ortalığı batırmamak için mutlaka sizinle gelmeli…

Akut Dağ

Akut Dağ Hastalığı Nedir?

İrtifa Hastalığı olarak da bilinen Akut Dağ Hastalığı, deniz seviyesinden yukarı çıkıldıkça azalan oksijen miktarından kaynaklanan bir rahatsızlıktır. Daha çok 2400 metre ve daha üzerindeki rakımlarda görülen bu hastalığın nedeni, buralarda atmosfer basıncı ve hava yoğunluğunun yetersiz olmasıdır. Yeterli oksijen alamayan beyin ve akciğerler, hastalıktan ilk etkilenen organlardır ve bu organlarda oluşabilecek bir sorun, vücutta kalıcı hasarlara neden olmaktadır.

Akut Dağ Hastalığı’nın Belirtileri

Yüksek rakımda yapılan mantıksız cesaret gösterileri, aşırı enerji, başta zonklama şeklinde ağrı, gözlerin ağ kısımlarında kanamalar, uykusuzluk, mide bulantısı ve kusma durumu sonrasındaki halsizlik; Akut Dağ Hastalığı’na belirtilerindendir.

Vücut direncine göre farklı semptomlar gösteren hastalıkta, kişilerin bu belirtileri dikkate almaması ciddi rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Bu rahatsızlıkların başında ise akut akciğer ödemi ile akut beyin ödemi gelmektedir. Bu yüzden sonu komaya ve hatta ölüme kadar gidebilecek bu hastalığı dikkate almak gerekir. Ayrıca Akut Dağ Hastalığı, yüksek rakıma ulaşıldıktan 8 ve 24 saat sonra kendini göstermektedir.

Daha çok kayak ve dağ sporlarıyla ilgilenen kişilerde görülebilecek bu hastalıktan korunmak için yapılması gerekenler ise şu şekildedir:

- Sigara ve alkol kullanılmamalıdır.
- Kişi dengeli beslenmeli, az ama sık sık yemek yemelidir.
- Yavaş ve kademeli tırmanışlar gerçekleştirilmelidir. Gerekli görülen yerlerde dinlenme ve kamp yapılmalıdır.

Bazı ilaçlar doktor izni alınarak ve belirlenen dozda kullanılabilir. İlaçlar, Akut Dağ Hastalığı’na yakalanmayı önlemez fakat yakalanma ihtimalini azaltır.

Akut Dağ Hastalığı’na Yakalanırsanız Ne Yapmalısınız?

Öncelikle durumu ağır ya da hafif fark etmeksizin Akut Dağ Hastalığı’na yakalandığını düşünen kişi tırmanışına son verip bir an önce aşağıya inmeli veya indirilmelidir.

Eğer kişinin durumu kötü değilse istirahat ve ilaç ile tedavi edilir.

Durumu kötü olan kişiye oksijen takviyesi yapılır. Ayrıca bir an önce ilaç tedavisine başlanmalıdır.