Tatile Çıkmak İçin 6 Neden 6 Öneri

Hava biraz gelgitli olsa da genel kabulümüz baharın geldiği yönünde :) Bahar geldi, çiçekler açtı, her şey muhteşem! Tabi havaları böyle görünce içimde beni dürten bir şeyler oluyor gezmek anlamında, bilmiyorum size de oluyor mu? Dışarıda güneş varken evde oturmayı kendime ihanet olarak görüyorum. Ondan mütevellit sanırım sürekli delicesine bir gezme isteği, kafada tatil planları beni kemirip duruyor.

Tabi gerçeği itiraf etmem gerekirse bendeki bu tatil isteği (sınavlarım olmadığı sürece) kıştan hafif  hafif dürtmelere başlıyor. ''Gizem kızım şimdiden ayarla bak daha ucuz olur! Baharda değil Paris, Perpa'ya bile gidemezsin! Al annem, al bileti!'' şeklinde kendime telkinlerde bulunuyorum :) Bunun sonucunda da küçük girişimlere başlıyorum. Sait Faik Abasıyanık'ın dediği gibi: ''Seyahatler çekiyor içim...'' (Gerçekten bu sözü kullanmayı o kadar seviyorum ki sanki ben söylemişim, benim ağzımdan çıkmışçasına binlerce kez sosyal medyada da yazmışımdır). Buna engel olamıyorum :)

Aslında bu durumda olan sadece ben değilim! Kime sorsam kaçıp bir yerlere gitmek istiyor lakin bazen hayat bize öyle şeyler yaşatıyor ki alıp başımı bir an önce buralardan gideyim diyorsun. Dayanamıyorsun. Bazen de gerekli gereksiz bahanelerin ardına sığınıyorsun. İşte sizin için yurdum insanını baz alarak bu listeyi toparladım ve kendimce tatile gitme sebepleri oluşturdum. Yanına da küçük önerilerimi sıkıştırdım :) Haydi başlayalım listemize...

1) Aşk acısı: Sevgilin mi terk etti? İstediğin adam ya da kadın seni sevmedi mi? Yoksa seviyorum deyip de aldattı mı? İşte ilk seyahat sebebi çıktı ortaya. İnsan aşktan yana hüsrana uğrayınca gideyim de bir süre hiç dönmeyeyim istiyor. Onun olduğu şehirde ''Ben yokum!'' diye haykırmak istiyor :( Bu dönemlerde size tavsiyem; Balkan turu. Hem vizesiz hem de size aşkı değil aksine ''Hayat boş eğlen co '' mottosunu hatırlatıyor. Şimdi o acıyla Paris turu, İtalya turu yapıp yaranıza tuz basmaya ne hacet?


Fotoğraf: www.psikoloji.com.tr

2) Work Hard Play Hard modu: Çok çalışıyorum vallahi bıktım tükendim mi diyorsunuz? İşte ikinci nedenimizi de yakaladık. İş hayatı gerçekten yorucu ve insan tatili çalıştığı dönem iple çekiyor. Benim çalışanlara tavsiyem tatil sürelerine göre tatillerini bölümlere ayırmaları. Mesela 15 gün tatiliniz var; önce bir deniz, kum, güneş yapıp kötü enerjinizi suya bırakın. Ardından da çıkın bir kültür turuna. Tabi deniz, kum ve güneş için Santorini'den Çeşme'ye Bodrum'dan Antalya'ya ve Kıbrıs'a uzanan kocaman yelpazeler çıkabilir :) Her şey seçiminize bağlı. Bir de genel de bu grup çalıştığı için zengin bir gruba giriyor o yüzden kesenin ağzını açın sıkıntı olmaz! Tabi gaza gelip 1 hafta tatil için 12 ay taksit ödeyip bana küfretmeyin! Harcayın dediysek de sınırı biliyorsunuz :) 7 gün deniz, kum, güneş, 1 gün dinlenme, 5 gün kültür turu, 2 gün dinlenme şeklinde de ayarladınız mı süper olur :) Kültür turu tercihi de size kalmış neresi size hitap ediyorsa...


Fotoğraf: www.t24.com.tr

3) Okuyom ben yea modu: Her zaman çalışanlar zaman konusunda sıkıntı yaşamaz. Bazen bu sıkıntıyı ALES, YDS, KPSS gibi sınavlara hazırlanan öğrencilerde yaşar. Elleri, kolları bağlı, koca yaşlarında dershane yollarına düşen, eve gelip üniversite sınavına hazırlanır gibi soru çözüp duran emekçi gruptur bu grup... Bu grup tatillerin en iyisini hak edendir! Size İbizalar feda olsun be! :) Kendim de bu gruba dahilim o yüzden bu grup torpilli biraz :P


Fotoğraf: www.psikoloji.com.tr

4) Beachler bizi bekler kanka modu: Evet kardeş çok haklısın beachler sizsiz yetim kaldı. Deniz ve mehtap sordular seni neredesin? Bu grup genelde güneşi görünce hemen barlara akma, beach'te aranma moduna geçer. Başta da demiştim ya ''Dayanamazsın!'' filan heh işte bu grup o dayanamayan gruptur. Laf aramızda ama benim de en anlayamadığım gruptur :) Hele ki İstanbul'da yaşıyorsa... Denizse deniz (biraz pis olsa da), eğlence ise eğlence daha ne istiyorsun be kardeşim! Ne istiyorsun da beach, eğlence diye kendini parçalıyorsun? :) Neyse bizim herkese saygımız var (anlayamasak bile) deyip geçiyorum önerime; amaç vur patlasın çal oynasın ise kendinizi Güney ve Ege sahillerine öteleyin. Madem ki İstanbul yetmiyor başka çare yok!

5) Bronzlaşma ihtiyacı: Kışın solaryuma girmekten teni solmuş, ''Artık D vitamini istiyorum'' diyen kardeşlerimiz bu gruba giriyor. Onlar için direkt çöl sıcağını falan tavsiye ederdim ama çöllerde cıbıl cıbıl olmasınlar diye onlara Brezilya seçeneğini sunmak istiyorum :)


Fotoğraf: www.internethaber.com

6) İnsanlardan kaçma ihtiyacı: Geçtiğimiz günlerde insanlardan kaçıp mağarada yaşayan adamın hikayesini gazetelerden okumuşsunuzdur. Korkmayın ''gidin mağarada tatil yapın'' gibi bir şeye bağlamayacağım sonunu :) Ama gerçekten amacınız sessiz, sakin ve bol oksijenli bir tatil ise Altınoluk civarını tavsiye edebilirim. Gayet sessiz, sakin ve rahatlıkla kafa dinleyeceğiniz bir yer :)

Dipnot: Benim gibi doğuştan göbek bağı sokağa atılanlar için gezmek temel bir ihtiyaçtır. O yüzden bizim gibi gezmeden yaşayamayan kişileri ''gezmezsem olmaz modu'' grubu altında toplayıp listeye dahil etmeye bile gerek duymadım :)

Sevgilerimle...