Sultanahmet Meydanı’ndaki en önemli yapılardan biri AYASOFYA MÜZESİ. Ayasofya İstanbul’da yapılmış olan en büyük Bizans Kilisesi olmasının yanı sıra Bizans İmparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği en büyük kilise olma özelliği taşımaktadır.
Kilise, imparator Konstantinos tarafından 360 yılında tamamlanmıştır. Çatısı ahşaptan yapılmış olan kilise 404 yılında halk ayaklanması neticesinde yanarak tahrip olmuş ve bu kilisenin yerine ikinci kilise İmparator Theodosios tarafından 415 yılında inşa edilmiştir. Üzeri yine ahşap çatı ile örtülmüş olan ikinci kilise de 532 yılında çıkan halk ayaklanması neticesinde yanarak tahrip olmuştur. Günümüzde gördüğümüz kilise ise aynı yere yapılan üçüncü kilisedir. Bu kilise İmparator Iustinianos tarafından 5 yıl gibi kısa bir sürede yaptırılmıştır. 532 yılında inşasına başlanan kilise 537 yılında tamamlanarak ibadete açılmıştır.
Yaklaşık 1500 yıllık tarihe sahip olan bu muhteşem kiliseyi gezerken etkilenmemek mümkün değil.
Zeminden 55 metre yükseklikteki kubbe üzerindeki işlemeler, toplam 106 adet mermer sütun, mermer kaplı duvarlar dışındaki tüm yüzeyler birbirinden güzel temalı mozaiklerle süslenmiştir.
Kilisede kullanılan mermerler Fransa, Mısır, Tunus, Tselya, Mora ve İasos’tan getirtilmiştir.
Mozaiklerin yapımında ise altın, gümüş, pişmiş toprak, cam ve renkli taşlar kullanılmıştır.
Bu muhteşem mozaikleri görmek için kilisenin üst katına mutlaka ve mutlaka çıkmalısınız.
Ayasofya 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra güçlendirilerek camiye çevrilmiştir. Mimar Sinan tarafından ilave edilen minareler aynı zamanda yapı için destekleyici göreve sahiptir. 16. ve 17. yy.’da Ayasofya içine mihraplar, minber, müezzin mahvili, vaaz kürsüsü eklenmiştir.
Çeşitli onarımlar yapılarak bu muhteşem eser bugüne kadar sağlam kalabilmiştir. Fatih Sultan Mehmet sonrası gelen Osmanlı padişahları zamanında çeşitli çini panolar, kandiller ilave edilmiş ve ilaveler yapılırken kilisenin yapısı çok fazla tahrip edilmemiştir.
Sultan Abdülmecid döneminde ilave edilen 7.5 metre çapındaki yuvarlak levhalar Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve Hz. Hasan adlarını taşımaktadır.
Kazasker Hattat Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılan bu levhalar İslam âleminin dev ölçüdeki en büyük yazıları olarak bilinmektedir. Kubbenin tam ortasındaki Nur Suresinin 35. ayeti de yine aynı hattat tarafından yazılmıştır.
Ayasofya’nın avlusundaki Osmanlı dönemine ait komplekslerden biri de 5 Osmanlı sultanına ait padişah türbeleridir. Bu türbeler 2. Selim, 3. Murat, 3. Mehmet, 1. Mustafa ve İbrahim’e aittir. Aynı zamanda türbelerin içinde sultanların eş ve çocuklarına ait sandukalar da bulunmaktadır.
Cumhuriyetin ilanından sonra onarım yapılarak 1935 yılında müze olarak hizmete açılmış olan Ayasofya İstanbul’un en fazla turist çeken tarihi eserlerinden olup mutlaka görülmelidir.