Vizesiz Balkan Turu

Haziran 2016'da iki arkadaşımla beraber yapmış olduğumuz vizesiz balkan turunun ardından sıcağı sıcağına sizlere faydalı olacağını düşündüğüm bu gezi notunu yazıyorum.

Rota: Saraybosna-Mostar-Kotor-Budva-Ohrid-Üsküp

Öncelikle seyahat öncesi yapılması gerekenler:
- Booking.com üzerinden konaklayacağınız yerleri önceden ayırtın ve hepsinin adres telefon bilgilerini kaydedin, çıktılarını alın.
- Kimlik ve pasaportlarınızın birer fotokopisini yanınızda bulundurun.
- Mutlaka hattınızı yurt dışı kullanıma açtırın, hatta maddi olarak sıkıntınız yoksa çoğu operatörde kendi tarifeni yurtdışında da kullanabilme imkânından faydalanın, internet ve arama o kadar çok lazım oluyor ki...

Önemli Not: Türk Lirasını Euro'ya çevirip de giden biri için hiçbir yer ucuz değil fakat şehirleri birbiri arasında kıyaslayacağım.

İlk gün (Saraybosna)
*** Havaalanına indikten sonra mutlaka havaalanının dışına, ana caddeye yürüyün ve taksiye oradan binin. İçerdeki taksilere oranla oldukça uygundur. Evinizi Başçarşı yakınlarından tutun ki rahat gezebilesiniz, havaalanından Başçarşı'ya üç kişi toplam 10 Euro'ya ulaştık.

Evden yürüme mesafesinde çok fazla gezilecek yer var: Başçarşı, Latin Bridge, İsa'nın Kalbi katedrali , Aliye İzzetbegovic'in mezarı ve anıtı, Şehir Müzesi, Savaş Müzesi ve daha birçoğu yürüme mesafesinde...

***Mutlaka Cevapi, Boşnak böreği ve Trileçe yemelisiniz.
Cevapi için eski Galatasaraylı, Türkiye futbol liglerinin ilk yabancı gol kralı Tarık Hodzic'in mekânına gidebilirsiniz. Kendisi son derece sıcakkanlı, alçakgönüllü şekilde sizi karşılar. Ancak en iyi cevapi Cevabzinidza Ferhatovic'te yapılıyor.

Börek ve Trileçe için Sebil'den aşağı inerken ilk sola dönerseniz yan yana iki mekân var; gayet güzel ve temiz mekânlar olduğu kalabalıktan hemen belli oluyor. Trileçe için pastanenin adı Sports'du.

***Mutlaka Moriç Han'ında Boşnak kahvesi için.
Saraybosna'da Türkçe konuşan birçok insana denk gelirsiniz. Kültürü bize çok yakın; sıcak ve samimiler. Aynı zamanda Avrupa etkisini eğitimli, iyi İngilizce bilen genç nüfusa bakarak anlayabiliyorsunuz.
Bizde 3 TL 1 Euro iken onlarda 2 Bosna Markı 1 Euro; ancak fiyatlar genellikle uygun. Cevapi:7-10 Mark Triliçe: 3-5 Mark Börek: 5 Mark

İkinci gün (Mostar)
*** Öncelikle Mostar'a ulaşımı anlatacağım: Başçarşı'nın üst caddesinden tramvaylar geçiyor, büfelerden bilet alıp tramvaya binin ve tabii ki hangisinin otogara gittiğini sorun. Tramvayın son durağı zaten otogar. Otogardan Mostar biletinizi alıp gidebilirsiniz. Biz öğleden sonra 14.00 arabasına binebilmiştik ama öyle sanıyorum ki sabah 9'da ve 11'de de araç vardı. Mostar'a giden yol göl kenarında muhteşem manzaralı güzel bir yol. Otobüs de 46'lık otobüs; fakat baya eski bir modeldi. Mostar'a 3,5 saatte ulaşırsınız. Fiyat 10 Euro.

*** Önemli Not: Balkanlarda hiçbir yerde Türkiye'deki gibi yollar, otogarlar, firmalar, otobüsler beklemeyin. Yollar genelde dağlık, dar; otobüsler eski ve kötü, otogarlar ufak bir ilçe otogarından daha küçük ve eski.

Mostar'da tarihi köprüden geçip aşağıda bolca fotoğraf çektirebilirsiniz. Doğası ve manzarası çok güzel. Köprüden şov amaçlı atlayan yerlileri görebilirsiniz. Genelde belli miktar turist birikince atlayıp sonra izleyenlerden para istiyorlar.

*** Mostar'da mutlaka ama mutlaka gitmeniz gereken yer ''Şadırvan'' isimli restoran. Zaten TripAdvisor'da açık ara fark attığını görürsünüz. 5 Euro'ya yediğiniz cevapiyi bitirmekte zorlanabilirsiniz, dolu dolu patates kızartmasıyla servis ediyorlar. 9 Euro karşılığında koca tepside servis edilen tüm ızgara çeşitlerini yine bol patatesle tatmanızı öneririm, bunu 2 kişi yiyebilir.

*** Mostar'da taksiciler tam bir fırsatçı, daha doğrusu dünyanın her yerinde bu böyle. Mostar'da mesafeler yakın taksiye binmeyin, haritadan ve sorarak yerinizi bulursunuz.

*** Esas sorun Mostar'dan Kotor'a geçişte yaşanıyor. Burada otogardaki firmalardan bilet alabileceğiniz gibi, hostellerin hızlı transfer servislerini kullanabilirsiniz. Bu transferleri kullanmak isterseniz mutlaka çevrenizdeki tüm hostellerden transferlerle ilgili bilgi edinin.

Biz otobüsle gittik, yaklaşık 9 saat yollarda perişan olduk günümüz boşa gitti. Büyük otobüs beklerken eski küçük bir minibüsle karşılaştık. Fiyat: 35 Euro (Evet doğru okudunuz, 35)  Benim size tavsiyem AUTOPREVOZ-BUS isimli firmadan uzak durun! Her bilet alışınızda mutlaka aracın ne tür araç olduğunı, boyutu, güzergahı, duracağı yerleri sorun; sonra pişman olursunuz. Hızlı transferle ve başka firmalarla 4-5 saatte ulaşan arkadaşlarım olduğunu biliyorum. Taksicilere güvenmeyin.

Üçüncü ve dördüncü gün (Kotor)
Zorlu yolculuğun ardından Kotor bize tüm tarihi ve doğasıyla merhaba dedi. Etrafı surlarla çevrili Old Town'da güzel vakit geçirebilir, lezzetli pizzalar yiyebilirsiniz. Kotor'da çok fazla plaj yok fakat denize mutlaka girin. Şok havuzu etkisi yaratan buz gibi Adriyatik Körfezi'nin yemyeşil dağlara ayna olduğu, Cruise gemilerinin uğrak yeri olan bu şehirde bu muhteşem doğa şöleninin bir parçası olun.

*** Kotor'da kaleye mutlaka tırmanın! Old Town içersinden merdivenlerle çıkılan kale Kotor'a tamamen hakim inanılmaz bir manzara barındıran oldukça yüksek bir konumda yer alıyor. Yaklaşık 40-45 dakika merdiven çıktıktan sonra zirveyi görüyorsunuz, bolca fotoğraf çektirin ve tadını çıkarın. Zorlu bir tırmanış olduğu için akşamüzeri serin dönemde çıkmanız hem daha az yorulmanıza hem de gün batımını zirveden izlemenize olanak sağlar. Yanınıza mutlaka su alın, yedek bir tişört de bulundurabilirsiniz. Kaleye çıkmak için kişi başı 3 Euro ödemeniz gerekiyor.

Önemli Not: Kotor ve Budva'da para birimi olarak Euro kullanılıyor. Bu da bu iki şehri turdaki diğer şehirlere oranla oldukça pahalı kılıyor. Günde bir öğün dışarda yemeye ve yapacağınız market alışverişleriyle kahvaltıları evde yapmaya özen gösterirseniz, bu durumu dengeleyerek sorun yaşamazsınız.

*** Kotor-Budva arası 40 dakika kadar kısa bir mesafe ve her saat otobüs bulmak mümkün. Bilet fiyatı kişi başı 3 Euro.

*** Önemli Not: Kotor'da yemek için TripAdvisor'a güvenmeyin. Açık ara lider durumdaki ''GALİON'' adlı mekan Old Town dışında, denizin üzerinde daha çok deniz ürünlerinin sunulduğu aşırı absürt pahalılıkta bir mekân. Kişi başı 30 Euro ödemek istemiyorsanız gitmeyin!

Old Town içersinde pizza yeyin pizza candır, kurtarıcıdır. Fiyat 6-7 Euro.
*** Domuz eti hassasiyetiniz varsa her gittiğiniz yerde bunu belirtin, ona göre seçenekleri sunmalarını isteyin.

Beşinci ve altıncı gün (Budva)
Budva şehri 'Balkanlar'ın Miami'si' deyimiyle ünlenmiş, Karadağın sahil şehri. Bence biraz abartılmış. Türkiye'deki sahilleri, plajları düşünüp beklentiye girmeyin. Budva turunuzun deniz, kum, güneş kısmını oluşturuyor. Budva plajları çoğunlukla taşlık ve kayalıklardan oluşuyor. Old Town hemen çıkışındaki Mogren Beach en ünlü plajları. Ancak oraya gitmeden mutlaka deniz ayakkabısı edinin yoksa ayağınızı kesersiniz. Bizdeki şezlong kiralama sistemi yok. Şezlong ücretsiz fakat plajı bir kafe işletiyor ve bir şeyler içmeniz gerekiyor. Bira ve kola aynı fiyat 2,5 Euro.

Başka bir plaj seçeneği olarak Old Town'a 500 metre mesafedeki Slovenska Plajı kum açısından biraz daha zengin.
Sveti Stefan isimli bir ada var, plajları da meşhur ancak Budva'dan yaklaşık 20 dakika araç mesafesinde. Fazla vaktiniz varsa bir gününüzü orada geçirebilirsiniz.

Biz pek şanslı değildik, orada olduğumuz iki gün boyunca yağmur ve fırtınadan kafamızı dışarı çıkaramadık. Plajlar ve clublar kapalıydı, umarım siz bu konuda daha şanslı olursunuz.

Yemek için riske girmeyin. ''PORTO'' isimli mekân yine deniz ürünleri açısından zengin, fakat yine pahalı. Gyros (Yunan döneri) yiyebilirsiniz, 3 Euro'ya gayet iyi doyarsınız. Gireceğiniz her mekânda önce fiyatları görün menüye bakın daha sonra oturun.

*** Budva'dan Ohrid'e gitmek için ev sahibimizden yardım istedik. İnternet üzerinden Balkanviatour isimli firmanın uygun bir seferini beraber bulduk, gece yolculuğu yapacaktık yaklaşık 8 saatte sabah Ohrid'e ulaşmayı umuyorduk. Fakat otogara gittiğimizde böyle bir seferin olmadığı hatta Ohrid'e direk gidebileceğimiz bir yol olmadığı söylendi. Bu tür durumlara hazırlıklı olun. Çünkü Balkanlar ulaşım açısından son derece düzensiz.

Daha sonra yakın bir hostelden Tiran'a hızlı transfer bulduk. Kişi başı 35 Euro'ya, üç saatte Tiran'a vardık. Tiran'dan kişi başı 12 Euro'ya 5 saatte Ohrid yakınlarına; oradan da toplam 10 Euro'ya, taksiyle Ohrid merkezine ulaştık.

Tiran son derece eski, fakir, düzensiz ve Balkanlar'da gittiğimiz en kötü şehirdi. İngilizce bilen çok az insan vardı ve düzenli bir otogarı yoktu. Hatta otobüse şehiriçi dolmuşlara binilen cadde üstü bir duraktan bindik.

*** Zorda kaldığınız zamanlarda son seçenek de olsa Türk Konsolosluğu'nu aramaktan çekinmeyin, size yardımcı olacaklardır.

Yedinci ve sekizinci gün (Ohrid)
Ohrid, dünyanın en derin gölü özelliğine sahip Ohrid Gölü çevresine kurulmuş, huzur dolu, küçük bir şehir. Evinizi biraz tepeden tutarsanız muhteşem göl manzarası eşliğinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

*** Tertemiz bir havası ve doğası var fakat sıcaklıklar diğer şehirlere oranla oldukça düşük olduğundan yanınıza mutlaka bir mont ve uzun pantolon alın.

Şehrin merkezinde hediyelik eşyalar alıp yemek yiyebileceğiniz birçok mekân var. Ohrid Gölü'nden çıkarılan meşhur Ohrid incisi güzel bir hediye seçeneği olabilir. Orijinallik sertifikası veren kuyumcu tarzı mekânlardan almanızı öneririm.

Mutlaka tekne turu yapın. Ufak teknelerle 2-3 kişilik özel turlar yapabilirsiniz, toplam 10-15 Euro arası değişir. Makedonya'da Makedon Dinarı kullanılmasına rağmen tekne sahipleri Euro üzerinden tur yaparak fırsatçılık yapıyor.

*** 1 Euro - 60 Dinar
cevapi >> 140 Dinar
anahtarlık >> 150 Dinar, evet bu biraz tuhaf.

Ohrid'den Üsküp'e geçiş belki de en rahat yolculuğumuz oldu. Otogar düzenli, en azndan 2 farklı firma seçeneği var ve otobüsler yeni.
450 dinar >> 7,5 euro karşılığında bilet alıyorsunuz. Yolculuk 3 saat sürüyor ve Üsküp'te otogara gitmek gerekmeksizin şehir içinde istediğiniz yerde inebiliyorsunuz. Haritanızı kontrol edin kalacağınız yere yaklaşınca inin.

Dokuzuncu gün (Üsküp)
Üsküp'ü size tek bi cümleyle anlatmak istersem ''Heykeller Şehri'' derim. Evet, kafanızı çevirdiğiniz heryer türlü türlü heykellere rastlarsınız. Tarihi dokuyu şehrin her yerinde hissedebilirsiniz. Taş Köprü, bit pazarı, ana meydan gidip gezilmesi gereken yerler.

Ana meydanda devasa Kral Filip ve oğlu Büyük İskender'in ayrı ayrı heykelleri bulunmakta. Özellikle Büyük İskender'e olan sevgi ve bağlılıkları her yerde dikkati çekiyor. Ana meydana bir de gece gidin. Gündüz gördüğünüz o alan gece bambaşka bir görüntüye kavuşuyor, ışıklandırmalar tarihi binalara ve dev heykellere muhteşem bir seyir zevki katıyor. Ayrıca meydanda akşamları halka açık düzenlenen panayır tadında etkinlikler geceyi renklendiriyor.

Üsküp'ten dönüş için havaalanına taksiyle gittik, 20 dakika mesafedeki havaalanı için toplam 15 Euro ücret ödememiz gerekti.

**** Gezimizin sonunda uçak biletleri, şehirlerarası seyahatler, yeme-içme masrafları, hediyelikler derken kişi başı toplam 2.000 TL masrafımız oldu. (Sabah kahvaltılarını çoğunlukla evde kendimiz hazırladık.)

Gitmeden birçok blog okuduk fakat yaşadığımız bazı aksiliklerden bahseden kimse olmamıştı. Bu yazıyı her türlü ufak tefek probleme karşı hazırlıklı olmanız ve öncesinde önlem alabilmeniz adına faydalı olabileceğini düşündüğüm için hazırladım. Gezilecek yerler açısından çok detaya girmedim onları siz çoktan not defterinize kaydetmişsinizdir, şimdiden iyi tatiller keyifli yolculuklar :)