Düsseldorf Gezilecek Yerler

Zamanınıza bağlı olarak detaylanabilecek ve birçok aktivite olanağı sunacak şehir olan Düsseldorf, şehrin uzak yerlerinde  görülesi birçok yere sahip olduğu gibi kısıtlı zamanı olanlar için de gezilecek yeterli seçeneğe sahip bir şehir merkezine sahiptir. Ren Nehri kıyısında yapılan bir yürüyüş, Altstadt bölgesindeki kafelerden birinde geçirilen bir akşam hafızanızda unutulmaz bir anı kalacağı gibi; sanatsal ve mimari açıdan zengin yapılar, şık ve alışveriş için sunulan bir çok lüks yer, tarihten izler sunan kliseler ve doğal alanlarıyla dolu şehirde gezinizi bitirmek istemeyeceksiniz.

 

Benrath Sarayı

Benrath Sarayı Alman prens Palatine Carl Theodor’un isteğiyle yaptırılmıştır. 1755’te başlayan inşaat 1770’lerde tamamlanmıştır. Sarayın mimarı, mimar Nicolas de Pigage’dır. Barok mimari eseri olan saray, bu dönemde Palatine Theodor için maison de plaisance yani “sefa sarayı” olması amacıyla yapılmıştır. Barok dönemde yapılan saray standard bir barok sarayındaki gibi corps de logis olarak adlandırılan ana saray binası var etrafındaki büyük bir bahçeden oluşmaktadır. Ayrıca UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne de aday olmuştur.
 
Sarayın yapıldığı dönemde Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, Almanya’ya hükmetmekteydi. İmparator seçimleri devleti oluşturan prensliklerin oylarıyla seçilmekteydi. Bu prenslerden birisi olan Palatine Theodor, makamında büyük bir servet edinmişti. Herkesin servetini görkemli bir sarayla göstermek istediği barok dönemde Theodor da servetini Benrath Sarayı’yla göstermek istemiştir. Sarayın geniş bahçesinin güney kısmında dikdörtgen biçimde bir gölet bulunmaktadır. Bu göletin ismi Spiegelweiher yani Ayna Göleti’dir. İki tane simetrik kanadı da bulunan sarayın bu kanatlarından biri de Doğa Tarihi Müzesi ve diğerinde Avrupa Bahçe Sanatı Müzesi bulunmaktadır. Ana bina ise sarayla alakalı bir müzedir. Sarayın içerisinde klasik müzik konserleri de düzenlemektedir.
 
Sarayın ana binasında ziyaretçiler için turlar düzenlenmektedir ancak bu turlar Almanca yapılmaktadır. Saraya giriş ücreti yetişkinler için 9 Euro, çocuklar için 3 Euro’dur. Şehir merkezinin 10 kilometre güneyinde bulunan saraya 701 numaralı tramvayla ve U74 ile yarım saatte ulaşılabilir.

Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen

Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen, Kuzey Ren Westfalya eyaleti hükümeti tarafından 1961’de kurulmuştur ve eyaletin en büyük sanat koleksiyonudur. Bir enstitü olarak hizmet veren Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen’in altında üç farklı sergi alanı bulunmaktadır. Eyalet çapında sanat birikimini arttırmak amacıyla kurulan bu kurum; 20. yüzyıldan 21. yüzyıla, modern sanattan çağdaş sanata önemli eserlere sahiptir.
 
1961’de kurulan müze Paul Klee’nin 88 sanat eserini almasıyla ortaya çıkmıştır. Daha sonra günümüze dek yüzlerce eserin eklenmesiyle zengin bir koleksiyona sahip olmuştur. Franz Meyer, Werner Schmalenbach, Armin Zweite gibi isimler müzenin gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Müzenin eserleri üç farklı binaya dağılmıştır. K20 am Grabbeplatz 1986’da açılmıştır. K harfi Almanca Kunst yani sanat kelimesine, 20 ise 20. yüzyıla karşılık gelmektedir. Ständehaus binasında ise K21 isimli kısım bulunmaktadır. Bu bina ise 19. yüzyılda neo-rönesans tarzda yapılmış bir binadır. Diğer bina Schmela Haus ise ünlü Hollancalı mimar Aldo van Eyck tarafından yapılmıştır. Burada ise özel sergiler yer almaktadır. K20 ve K21 koleksiyonları arasında ulaşımın kolaylaştırılması için 20 dakikada bir kalkan servisler konulmuştur.
 
Müzede Picasso, Klee, Richter, Jackson Pollock, Andy Warhol, Joseph Beuys gibi çok ünlü sanatçıların eserleri de bulunmaktadır. Müzede genelinde klasik modernizm ağır basmaktadır. Kübizm, dada, favizm, sürrealizm, ekspressiyonizm akımlarını seven ziyaretçileri için büyüleyici bir müzedir. K20 ve K21 sergilerini gezmek için toplam ücret 18 Euro’dur.

Medienhafen

Almanca ismi Medianhafen olan Medya Limanı, Düsseldorf’un Liman bölgesinde bulunur. Eskiden bir liman olan bu bölge günümüzde Düsseldorf’un en hareketli noktalarından birisidir. Pek çok kafe, mağaza, gece kulübü ve otele ev sahipliği yapmaktadır. Aynı zamanda şehrin en güzel mimarisine sahip yerlerden birisidir. Şehrin modernleşmesi sürecinde bu limanın atmosferi bozulmak istenmemiştir. Mimarlar da buna yönelik çalışmıştır ve limanı liman yapan depo, iskele gibi yapılar korunmuş ve küçük değişikliklerle modernleştirilmiştir. Dünyaca ünlü mimarlar Frank Gehry, Claude Vasconi, David Chipperfield gibi mimarların tasarladığı modern veya post-modern binalar da burada bulunmaktadır. Frank Gehry’nin imzasını taşıyan Neuer Zollhof, üç ayrı binadan oluşmaktadır ve 1998’de tamamlanmıştır.
 
Aynı zamanda Düsseldorf’u selamlayan kule Rheinturm, Medianhafen’da bulunmaktadır. 240.5 metre yüksekliğinde olan bu kule komünikasyon için kullanılmaktadır. İnşaatı 1979 yılında başlamıştır ve 1981 yılında bitmiştir. Sabah saat 10.00'dan akşam 23.30'a kadar açık olan kulenin terasından Düsseldorf manzarasını izlemek çok keyiflidir.

Medienhafen, eski bir liman olmasına karşın şimdileri Düsseldorf'un iş merkezi olarak konumlandırılmıştır. Şehri keşfe başlayacağınız nokta burası olabilir, çünkü diğer gezip görmeniz gereken noktalardan birçoğu da bu alanda bulunuyor. Eşsiz bina tasarımlarıyla karşılaşabilir ve şehrin zengin görünümüne kapılabilirsiniz. Liman boyunca onlarca kafe ve restoran bulunmaktadır. Bunların arasında Michelin yıldızlı meşhur Berens am Kai de bulunmaktadır. Mimar ve mühendislerin özgün çalışmalarına izin verildiği Medienhafen, sizlere çok farklı ve şık gelecek ofis, iş merkezi ve birçok reklam ajansı şirketlerine sahiptir.

Königsallee Caddesi

Könisallee, Kral Bulvarı olarak da bilinir ve şehrin en hareketli, en popüler caddelerinden biridir. Düssel Nehri'nin beslediği bir kanalı içine alan bir caddedir ve boylu boyunca alışveriş mağazaları, restoranlar ve kafeler üzerine kuruludur ve geceleri de hoş bir manzarayla sizlere huzurlu bir mekan alternatifi sunar. Almanlar arasında kısa "Kö" diye de anılan cadde bir nevi Düsseldorf'a Almanya'nın Paris'i denilmesine neden olarak gösterilebilir.

Königsalle, cadde boyunca uzanan bir kanalın her iki tarafı da ağaçlarla kaplı çok hoş bir alandır. Dünyaca ünlü markaların mağazaları, lüks butikler ile birçok lüks mekan vardır. Batı kıyısında ise Breidenbacher Hof, Steinberger Park Hotel gibi lüks oteller bulunur. Bu nedenlerle dünya çapında kabul gören lüks bulvarlardan birisidir. Düsseldorf’un pahalı bir şehir olduğuna inandığınız fakat havasından vazgeçilemeyecek en popüler yerlerdendir.

Bulvarın ortasından geçen kanalın inşaatı 1802 yılında başlayıp 1804 yılında bitmiştir. Peyzaj mimarı Weyhe'nin çalışmasıyla kanal boyunca ağaçlar dikilmiştir ve bu sayede kanal bugünkü hoş görüntüsünü almıştır. İlk zamanlar adı Kastanienallee yani Kestane Bulvarı olan bulvarın adı daha sonra değiştirilmiştir. 1848 yılında Prusya Kralı IV. Friedrich Wilhelm Düsseldorf'u ziyarete gelmiştir. Kraldan şikayetçi olan halk kral bulvardan geçerken üstüne at pisliği atmıştır ve buna çok sinirlenen kral şehri terk etmiştir. Daha sonra bu olayın üstüne bulvarın adı Kral Bulvarı olarak değiştirilmiştir.