Ren ve Mosel Nehri - Gemi ile Seyahat - Dusseldorf (8. Bölüm)

Sabahın çok erken saatlerinde gemimiz Düsseldorf’a yanaşmıştı bile. 
Düsseldorf, Kuzey Ren – Westfalya eyaletinin başkenti. Kuzeyinde Ruhr bölgesi, güneyinde ise Köln bulunmakta. Adını ise Düssel Deresi’nden alıyor. Düsseldorf’u, Ren Nehri ikiye ayırıyor.

Nehrin kenarında birçok yeşil alan, park ve villa var. Kentin en önemli yeşil alanları arasında Kuzey Parkı, Bilk Rhein Parkı ve Ostpark sayılabilir.

600.000 kişinin yaşadığı şehir, dünyaca moda ve sanayi fuarlarıyla tanınıyor. Şehirde çok gelişmiş bir ulaşım sistemi var. Düsseldorf’ta her yere UBahn denilen metro ile ya da SBahn denilen tramvayla gidebilirsiniz.
 
Düsseldorf’u keşfe başlamakiçin en ideal noktaMedia Harbour bölgesi. Buradaki Rhine Kulesi 172 metre yükseklikte. Eğer tepesine çıkarsanız Rhein Nehri ve Düsseldorf manzarasını fotoğraflayabilirsiniz.

Bu bölgede çok sayıda ofis binaları var. Ama öğle saatleri olmasına rağmen etrafta hiç kalabalık yok. Çünkü ofislerine çalışmaya gelenler metro kullanıyorlar. Metro ise ofis binaları altına kadar ulaşım sağlıyor. Dolayısıyla etrafta insan yok. En kalabalık olması gereken bölge terkedilmiş gibi : )
 
Yine bu çevrede Avrupa’nın en iyi ofis binası ödülünü alan Stadttor da görülebilir.
 
Bana sorarsanız Düsseldorf’taki en ilginç binaGehry Building (Gehry Binası). Neuer Zollhof bölgesindeki bu yapı, 1998 senesinde Amerikan mimar Frank O. Gehry tarafından tamamlanmış.

Tabii bu bölgede sadece Amerikalı mimarın projesi dikkat çekmiyor. Burada birçok mimar ve mühendisin kendi yaratıcılıklarını uygulamasına fırsat verildiği için çok farklı modern ofis binaları var. Bu ofisleri ise yoğunlukla kiralayanlar TV kanalları, radyolar, gazeteler, dijital ve reklam ajansları. Zaten bu sebeple bu bölgenin geneline Media Harbour deniliyor.
 
Bizim otobüsümüz opera binasının önünde durdu. Burayı buluşma noktası olarak belirledik. Düsseldorf Opera Binası, Avrupa’nın diğer kentlerinde olduğu gibi gösterişli değil. Oldukça sade ve yeni bir yapı. Hemen yanında ise ünlü besteci Felix Mendelssohn Bartholdy’nin heykeli yer alıyor.

Kent, 1288 senesinde Berg Dükalığı’nın elinden alınarak şehir kategorisine yükseltilmiş. 2. Dünya Savaşı’nda en çok zarar gören yerlerden biri olan Düsseldorf’ta çok az sayıda eski tarihi yapı kalmış.
 
Düsseldorf’un tarihi eski semt,  kentin ziyaret etmemiz gereken en önemli bölümü. Altstadt olarak da adlandırılan bu bölümde yer alan binaların çoğu yine 2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1950’li yıllarda yapılmış. Bu bölüm içerisinde yer alan en tarihi yer ise Marktplatz denilen ve eski vilayet binasına ev sahipliği yapan küçük meydan.

Bu meydanın ortasında şehrin genişlemesinde büyük payı olan Jan Willem’in at üzerindeki heykeli yer alıyor.

Markplatz meydanında yer alan Mary Sütunu, dini özellikler ön planda tutularak 1872-1873 yılında Renn isimli sanatçı tarafından yapılmış.
 
Bu bölgedeki Andreaskirche ise gotik tarzda etkileyici bir katedral. Bu meydanda nehir kenarına doğru yürüdüğümüzde Ren Nehri kıyısındaki Burgplatz Meydanı’na ulaşıyoruz. Anlamı Kale Meydanı. 1984’ten beri gemicilik müzesi olarak kullanılan Schlossturm Kulesi eskiden kalenin kulesiymiş.

Ren Nehri boyunca yürürseniz çok sayıda kafe olduğunu göreceksiniz.

Daha önce Düsseldorf ziyaretimde bu bölge şehirdeki Jazz Festivali nedeniyle çok kalabalıktı. Bu kez ise kentin sakin halini görme fırsatım oldu. Tabii akşam saatlerinde sokaklar yine kalabalıklaşıyor. Dünyanın en uzun açık hava barı olarak bilinen yan yana 260’ın üzerinde birahane ve bara ev sahipliği yapan cadde burada yer alıyor.

Düsseldorf’un en meşhur birasıDüssel. Diebels marka birayı da tavsiye ederim, özellikle dark olanını.

Köln’ün ise Kölsh. Bu arada Köln ve Düsseldorf birbirine çok yakın olmasına rağmen (Düsseldorf ile Köln arası tren ile yaklaşık 25 dakika) Kölnlüler ve Düsseldorflular birbirlerini pek sevmiyorlar. Sürekli bir çekişme halindeler. O nedenle garsonun size ters ters bakmasını istemiyorsanız, Düsseldorf’ta Kölsh birası, Köln’de de Düssel birası sipariş etmeyin.

Düsseldorflular bazen biranın sertliğini almak için karabiber ve tuz ilave ederek içiyorlar. Yanında ise patates ve soğan kızartması tercih ediyorlar. Siz de sipariş ederseniz yanında hardal da söyleyin. Düsseldorf’ta satılan en meşhur hardal ise Löwensenf. Hardal seviyorsanız almanızı öneririm.
 
Düsseldorf’ta da Almanya genelinde olduğu gibi bira tüketimi çok yaygın. Bu nedenle çevrede görebileceğiniz pek çok hediyelik eşya ve magnette bira figürü var.

Sokaklarda yürürken bronz heykellerin fazlalığı dikkatinizi çekecektir. Bunlar arasında mutlaka görülmesi gereken amuda kalkmış çocuk, tam dört yol ağzında. Rivayete göre kentin simgesi olan bu heykel zamanında para toplamak için amuda kalkarak elleri üzerinde yürüyen çocukları tasvir ediyormuş.

Bir diğer etkileyici olan ise birbirine diklenen iki erkek…

Buradan sonra dilerseniz çiçek ve taze sebze-meyve satılan pazara uğrayabilirsiniz. Carlsplatz’da yer alan bu pazarı, vaktiniz kısıtlıysa es geçebilirsiniz.

Düsseldorf’un en önemli caddesi Königsallee Caddesi. Ama kısaca “Kö” diye anılıyor. Almanya’nın moda merkezi olarak nitelendirilen bu cadde üzerinde sağlı sollu çok şık ve güzel binalar yer alıyor. Ayrıca çok sayıda alışveriş merkezine de ev sahipliği yapıyor. 7 katlı Sevens isimli mağaza da bunlardan biri…
 
Bu caddenin ilk temelleri 1848 yılında, Karl Friedrich Wilhelm zamanında atılmış. Caddenin uzunluğu yaklaşık 1 kilometre. Bulvarın ortasında ise 585 metre uzunluğunda, 33 metre genişliğinde ve 5 metre derinliğinde bir kanal var. İşte bu kanal, Ren Nehri’nin bir kolu olan “Düssel Nehri”nin suyunu barındırıyor. Kanalın üzerinde ise iki önemli köprü var. Biri Triton Çeşmesi’nin yanındaki Girardet Köprüsü, diğeri ise tarihi Tritonebrunnen Çeşmesi’nin üzerindeki köprü. Tritonebrunnen Çeşmesi aynı zamanda bir anıt. Üzerinde denizi temsil eden bir deniz savaşçısı heykelleştirilmiş.

Kentin en güzel manzaralarından biri de burada. Kanal içinde ördekler ve kuğular var. Kanalın etrafında ise 1850 senesinden beri dev kestane ağaçları yer alıyor. Kestane ağaçları oldukça görkemli olduğundan bu bulvara eskiden Kestane Bulvarı da diyorlarmış.
 
Bulvarın adının değişmesi Prusya Kralı Wilheim’in bu bulvardan geçmesinden sonra olmuş. Adı “Kral Caddesi” anlamına gelen “Königsallee” olarak değiştirilmiş.
 
Bulvarın köşesindeki “Slim Matilda saati” kentlilerin popüler buluşma noktalarından.
 
Stadtmitte bölgesindeki Martin Luther Platz en görkemli meydanlarından biridir. Burada Kaiser Wilhelm Anıtı’nı görebilirsiniz. Bu anıt 1896’da yapılmış Karl Jansen tarafından yapılmıştır.
 
Şehrin ana Katolik Kilisesi olan St. Lambertus Kirche, ilk olarak 1394 yılında gotik tarzda inşa edilmiş. Kilisenin en dikkat çekici yeri, burgulu olan kulesidir. 1634’de yangın geçiren kilisenin ikinci büyük felaketi ise 11 Ocak 1815’de düşen yıldırım. Kilise içerisine girerseniz hazine odasını ziyaret edin.

Şehirde görülmesi gereken diğer yapılar arasında; İmparatorluk Sarayı Kaiserpfalz, Lin Kalesi, Schloss Dyck (Saray),  Haç Şövalyeler Kilisesi, 1926’da yapılmış olan Tonhalle (Konser Salonu), 16. yüzyılda inşa edilen ve Düsseldorf’un ilk bahçesi olan Hofgarten sayılabilir.
 
Eğer kentte birkaç gününüz varsa, mutlaka tren ile kent merkezine 6 dakika mesafede yer alan BenrathSarayı’nı görün. 1756-1773 senelerinde yapılmış olan saray, ilk olarak Carl Theodor için bir av köşkü olarak çok geniş bir arazi üzerine inşa edilmiş. Sarayda 18. yüzyılın ikinci yarısına ait tarihi eserleri görebilirsiniz. Sarayın mimarı Nicolas de Pigage aynı zamanda Hofgarten Parkı’nın da mimarı.
 
Görülmesi gereken bir diğer nokta ise Kaiserswerth. Merkeze metro ile yaklaşık 20 dakika mesafede. Zamanında Barbarossa’nın imparatorluk sarayı olan yapının şu anda sadece 50 metre uzunlukta ve 4,5 metre kalınlıktaki duvar kalıntıları görülebiliyor.

Düsseldorf; özellikle kültür, sanat ve moda severlerin ilgisini çekecek bir şehir, özellikle de festival dönemlerinde. Siz de Düsseldorf’u ziyaret etmeyi düşünürseniz önerim seyahatinizi bahar ya da yaz aylarındaki festival dönemine denk getirmeniz.

Düsseldorf’ta otel önerisi olarak, kaliteli otellerden Hyatt Regency Düsseldorf’u tercih edebilirsiniz. Düsseldorf’un hareketli bölgelerinden Medienhafen’de yer alan otelden; şehir merkezi, opera ve Düsseldorf Sergi Merkezi’ne 10-15 dakikalık bir sürüş mesafesinde ulaşım sağlanabiliyor. Eğer düşük bir bütçeye sahipseniz de, Motel One Düsseldorf tasarım otel konseptiyle ilgi çeken ve uygun fiyatlara sahip bir otel. Otel konum olarak şehir merkezinde yer alıyor ve Eski Kent bölgesine de yaklaşık olarak 500 metrelik bir mesafede. Bu otele alternatif olarak Königsalle Caddesi’ne 4 dakikalık yürüme mesafesinde yer alan ve çevresinde birçok restoran ile alışveriş noktası bulunan Select Suites & Apartments’ı düşünebilirsiniz. Diğer Düsseldorf otelleri için ise buradan booking.com’a girebilir ve beğendiğiniz otel için rezervasyon yaptırabilirsiniz.

*** “REN VE MOSEL NEHRİ - GEMİ İLE SEYAHAT” bir yazı dizisidir. Yazı dizisinin diğer bölümlerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-moselde-gemi-ile-seyahat-amsterdam-1-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-zaanse-schanse-ve-marken-2bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-volendam-ve-schoonhoven-3-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-brugge-4bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-gent-5-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-antwerp-6-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-nijmegen-7-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-koln-9-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-koblenz-10-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-romantik-ren-11-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-rudesheim-12-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-cochem-13-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-bernkastel-kues-14-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-remich-ve-schengen-15-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-luksemburg-16-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-trier-17-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-bruksel-18-bolum

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni