Ren ve Mosel Nehri - Gemi ile Seyahat - Antwerp (6. Bölüm)

Gent şehir turumuz sonrası nehir gemimizin de demirlemiş olduğu 60 kilometre mesafedeki Antwerp şehrine gidiyoruz. Antwerp’te şehir turuna başlamadan önce biraz dinlenmek ve alışveriş torbalarımızı bırakmak üzere gemiye gidiyoruz. Her gemiye dönüşümüzde güler yüzlü personelin bizi karşılıyor olması çok mutluluk verici. Kokteyl ve ufak atıştırmalıklarla karşılanıyoruz poşetlerimizi bıraktığımız gibi bu kez de rehberimiz eşliğinde Antwerp’te kısa bir tura başlıyoruz. Ancak bu kez babam gemide kalmak istiyor. Malum Dünya Kupası maçları var ve gemide TRT1 de çekiyor.

Belçika’nın Brüksel’den sonra en büyük ikinci şehri olan Antwerp’in toplam nüfusu 600.000 kişi. Belçika’nın Flaman bölgesinde yer alan Antwerp; Fransızcada Anvers, Hollandacada Antwerpen olarak biliniyor.

Avrupa’nın en eski kentlerinden biri olan Antwerp, her sene ağırladığı 13 milyon gemi ile Avrupa’nın hatta dünyanın en kalabalık limanlarından. 
Kentin içinden Ren Nehri’nin büyük bir kolu olan Schelde Nehri geçiyor. Nehrin böldüğü iki yaka arasında ise nehrin altından geçen bir tünel var. Schelde Nehri 350 km içeri girerek büyük gemilerin bile seyir yapmasına olanak sağlıyor. Bu nehir üzerine köprü yapılmamasının sebebi de gemilerin geçişine engel olmamak.
 
Antwerp, tüm dünyada elmas ve pırlanta şehri olarak biliniyor. Burada elmas madeni falan yok ancak tüm dünyadaki elmas ve pırlanta ticaretinin yarısından çoğu Antwerp’te gerçekleşiyor. Dünya elmas borsasını elinde tutuyor. Dünyanın pek çok yerinden çıkartılan elmaslar Antwerp’e geliyor ve buradan diğer ülkelere gönderiliyor. Kentte bir de gezmek isterseniz elmas müzesi var.
 
Antwerp’teki elmas ticareti de tren istasyonu çevresinde yoğunlaşmış ve buradaki Yahudiler tarafından yürütülmekte.

Antwerp’te Yahudileri hemen tanıyabiliyorsunuz. Erkekler siyah paltolu, şapkalı, siyah çoraplı, saçların ön tarafı uzun lüleli. Caddelerde Belçikalılardan çok yabancılar var. Belçika’nın nüfusu 10 milyon ancak 1 milyonu yabancı. Ayrıca bu şehirde yaşayan epey Türk varmış. Hatta söylenene göre buradaki Türklerin yarısından fazlası Emirdağlıymış. Antwerp’in Türkiye’deki kardeş şehri ise 1988’den beri Akhisar.
 
Pırlanta konusunda nasıl Yahudiler ön planda ise, kentteki internet kafeler ve telekom şirketleri de Faslıların elindeymiş.
 
1993 senesinde Avrupa’nın kültür başkenti seçilmiş olan kent, 1830 yılına kadar sırasıyla Hollanda, Avusturya, Fransa ve yeniden Hollanda işgalinde kalmış. 1830 sonrası işgalcilerden kurtulan kent, 1863 yılında Schelde Kanalı açılınca yeniden yükselişe geçmiş.

Antwerp elmas ve pırlanta kenti olarak bilinse de birkaç takma adı daha var.
 
Modacılar şehri bunlardan biri. Kentte çok özel tasarım mağazaları var. Kentin özellikle kadınları oldukça güzel ve çok şık giyimliler. Momu Moda Müzesi ise modacılar kentinde gezebileceğiniz yerlerden.
 
Bir diğer ismi ise Rubens kenti. Çünkü bu şehir 1577-1640 seneleri arasında yaşamış olan ünlü Barok ressam Peter Paul Rubens’in doğduğu şehir. Rubens’in eserlerini şehrin pek çok yerindeki müze ve kiliselerde görebilirsiniz. Rubens'in kendi evi ise günümüzde müzeye çevrilmiş ve ziyarete açık. Rubens’in evi görülmeye değer.
 
Bir diğer ismi ise Avrupa’da pek çok şehre atfedildiği gibi film, konser ve tiyatro şehri. Antwerp; 18 müze, 4 tarihi kilise ve 10 anıtı ile bir açık hava müzesini andırıyor. Şehrin içinde bol miktarda küçüklü büyüklü heykeller var.
 
Şehirde görülmeye değer pek çok nokta var. İlk olarak Grotte Markt yani büyük çarşıdan başlayabilirsiniz. Zaten bu meydanda pek çok şeyi de görebiliyorsunuz. Katedral, belediye binası ve lonca evleri hemen dikkat çekiyor.

Özellikle lonca evlerini incelemenizi tavsiye ederim.

Her birinin çatısındaki figür, ait olduğu meslek grubunu anlatıyor. Mesela gemi figürü, gemiciler loncasına ait binanın tepesinde duruyor.

Meydanın tam orta yerinde kentin simgesi olan Antwerp’in Eli Heykeli var. Hikâyeye göre; zamanında bir dev şehrin başına bela olur. Bu devden kurtulmak isteyen halk kahramanı devin peşinden koşar ve devin elini keser. Böylelikle şehir de beladan kurtulur.

İşte kentin adı da bu hikâyeden geliyormuş. Antwerp adı “Hand-Werpen” yani “El Kesici”den zaman içinde Antwerpen’e dönüşmüş.

“Antwerp Eli” aynı zamanda çikolata ticaretinde de önemli bir yer tutuyor. Tüm çikolatacılarda elmas ve el figürlerinde çikolatalar var. Belçikalılar bu işi iyi biliyor. Brüksel’e gittiğinizde de tüm çikolatacılarda Brüksel’in simgesi İşeyen Çocuğu (Manneken Pis) görüyorsunuz.
 
Antwerp de Belçika’nın diğer şehirleri gibi sadece çikolata değil, bira üretimi ile de adından söz ettirir.

Meydandan biraz daha devam ettiğinizde Antwerp Meryem Ana Katedrali’ni göreceksiniz. 14. yüzyılda inşa edilen bu katedralin halk arasındaki adı “Onze Lieve Vrouwekathedraal”.

Katedralin dış yan duvarının önündeki heykel grubu ise oldukça etkileyici.

Şehirde yürürken bazı evler oldukça dikkat çekiyor. Kapıların üzerinde farklı heykeller var. Mesela bu kapıda panter resmedilmiş. Bunun amacı kötülükleri, evden uzak tutmakmış. Bu nedenle evin girişine ürkütücü figürler yaparlarmış.

Şehrin alışveriş caddesi olan Meir sabah saat 10.00 ile akşam saat 19.00 arası trafiğe kapalı. Dünyaca ünlü birçok mağaza ve tasarım dükkânları, bu cadde üzerinde sıralanmış. Rubens’in evi de bu cadde üzerinde.

Bu cadde boyunca yürürken gördüğüm dünyanın en küçük kahve dükkânı bir hayli ilginçti.

Bu caddede Kraliyet Sarayı’nı da görebilirsiniz. Burası 18. yüzyıldan sonra saray olmuş ve Napolyon burayı satın almış. Ardından mülk Belçika kraliyet ailesine geçmiş. Günümüzde ise film müzesi.
 
Yine bu cadde üzerinde sağ tarafta eski ticaret borsası binasını görebilirsiniz. Meir Caddesi’nin sonunda “Boerentoren” olarak adlandırılan bir gökdelen var. 1. Dünya Savaşı sırasında bombalamalar sebebiyle burada büyük bir çukur açılmış.
 
Caddenin diğer ucunda ise 1904 senesine tarihlenen tren garı yer alıyor.

Tren garının yanından devam ederseniz Avrupa’nın en büyük hayvanat bahçesine ulaşabilirsiniz. Ancak bizim ziyaret etmeye vaktimiz olmadı.
 
Kentte toplu taşıma; tramvay, metro ve otobüslerle sağlanıyor. Metro ağı yaygın olmasına rağmen trafik yoğunluğu var. Bisikletleri de unutmamak lazım tabii. Bisikletlerle ulaşım da önemli bir yere sahip.

Kentte görülmeye değer diğer yerler arasında Het Steen Şatosu, Avrupa’da ilk gökdelen KBC - Banka binası, 14. yüzyıl Felemenk ustalarının eserlerinin sergilendiği Royal Museum of Fine Artsve Ulusal Denizcilik Müzesi sayılabilir.
 Bir de eğer ilginizi çekerse burada da aynı Amsterdam’da olduğu gibi “Red Light District” varmış. Hatta Amsterdam’dakinden daha geniş bir alana yayılmış. Kentin biraz dışında olan bu bölgeye gitmeye vaktimiz olmadı ama oldukça ilginç olduğu söyleniyor.

Anvert otelleri ve konaklama konusunda ise 19. Yüzyıldan kalma otantik bir binada yer alan Holiday Home Huis Dujardin konum ve mekan olarak çok güzel bir otel. Otelden Keyserlei ve Meir alışveriş bölgesine yürüyerek 10 dakikada ulaşabilirsiniz. Bunun yanında Belçika’nın çoğu şehrinde bulunan kaliteli ve ekonomik oteller arasında ki ibis Antwerpen Centrum’de ilk tercih etmeniz gereken otellerden bir tanesi. Ayrıca       Anvers’in tarihi ve kültürel merkezinde yer alan bir numa sahip. Bu otellere ek olarak zincir otellerden Holiday Inn Express Antwerpen City North otelinide düşünebilirsiniz. Otel, limana yakın bir konumda bulunuyor ve birçok müzeyede yürüme mesafesinde. Bu önerilerin dışında daha fazla otel seçeneklerine göz atmak istiyorsanız buradan booking.com’a girebilir ve isterseniz rezervasyonda yapabilirsiniz.

*** “REN VE MOSEL NEHRİ - GEMİ İLE SEYAHAT” bir yazı dizisidir. Yazı dizisinin diğer bölümlerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-moselde-gemi-ile-seyahat-amsterdam-1-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-zaanse-schanse-ve-marken-2bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-volendam-ve-schoonhoven-3-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-brugge-4bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-gent-5-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-nijmegen-7-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-dusseldorf-8-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-koln-9-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-koblenz-10-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-romantik-ren-11-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-rudesheim-12-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-cochem-13-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-bernkastel-kues-14-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-remich-ve-schengen-15-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-luksemburg-16-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-trier-17-bolum

http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-bruksel-18-bolum

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni