10 günde 4 ülkeyi Ren ve Mosel Nehri boyunca kat ettik. İlk biniş noktamız Amsterdam’dı. Son noktamız ise Trier. Bu 10 gün süresince bir Hollanda sınırlarına girdik bir Almanya, bir Lüksemburg’a geçtik, bir Belçika’ya. Nehir nereye akıyorsa biz de küçük köy ve kasabaların süslediği yemyeşil bir tablo içinde aktık. Turun son limanı Trier… Bir gün önce Trier’i köşe bucak gezmiştik.
Artık Trier’den ayrılıp Türkiye’ye dönmek üzere Brüksel’e gitme vakti geldi. Sabah erken saatlerde gemiye veda edip otobüse bindik. Yaklaşık 3-3,5 saatlik yolculuk sonrası Brüksel’e ulaştık.
Belçika Krallığı’nın başkenti olan Brüksel’e girdiğimiz gibi yağmur başladı. Bu nedenle öncelikle otobüsün içinden kısa bir panoramik tur yaptık.
İlk durağımız Atomium idi. Brüksel’in simgelerinden biri olan Atomium 1958 senesinde Brüksel’de gerçekleştirilen 5. Dünya Fuarı Expo 58’in 50. senesi anısına yapılmış. Yapımı 3 sene sürmüş ve yapımında 15.000 kişi çalışmış. Oldukça enteresan olan yapıda toplam 9 küre var ve bunlardan 5’i halka açık.
Birçok fuar ve organizasyona ev sahipliği yaptığı için buranın uluslararası turizmde büyük bir rolü var.
Bundan yaklaşık 4 sene önce geldiğimde bu yapının içine gezme fırsatım da olmuştu. Hava açık olduğunda en tepedeki küreden Antwerp’e kadar görebiliyorsunuz. Ancak bu sefer kalabalık bir ekip olduğumuzdan ve yeterli vakit olmadığından içini gezmedik.
Atomium’un hemen yanında ise Mini Europe var. Burada Avrupa Birliği’ne bağlı ülkelerin simgesel yapıları maketleştirilmiş ve sergileniyor. Özellikle çocuklarıyla gezenler için çok keyifli bir mekân.
Ardından tekrar otobüse binerek merkeze doğru hareket ettik. Tabii hem vakit sıkıntısı hem de havanın yağışlı olması sebebiyle pek çok noktada duramadık ve otobüs içerisinden fotoğrafladık.
Bunlardan ilki 16. yüzyıla tarihlenen ve Paris’teki Notre Dame’a benzeyen kilise. Bu kilise daha sonra kraliyet ailesi tarafından restore ettirilmiş.
Ardından buraya yakın konumdaki “Bourse” denilen merdivenlere geliyoruz. Burası gençler için bir buluşma ve sosyalleşme noktası aynı zamanda, özellikle de akşam saatlerinde.
“Bourse”nin hemen önünde ise 1. ve 2. Dünya Savaşları’nda hayatını kaybeden askerlerin anısına dikilmiş bir anıt yer alıyor.
Biraz ileride 13. yüzyılda yapılmış olan Kraliyet Sarayı’nı görüyoruz. Tabii burası Fransızlar tarafından 1695 senesinde bombalanmış ve yeniden yapılmış. Günümüzde halen kullanımda. Sadece bir bölümü şehir müzesi olarak hizmet veriyor. Vakti olanlar müzeyi ziyaret edebilir. İçindeki en dikkat çekici şeyler; Brüksel maketi ve Manneken Pis yani İşeyen Çocuk kostümleri.
Kraliyet Sarayı’na bağlı bir diğer müze ise Magritte Müzesi. 1898-1967 yılları arasında yaşamış olan Belçikalı sürrealist sanatçı Rene Magritte anısına açılmış. Yine bu çevrede Güzel Sanatlar Müzesi de gezilebilir. Bu sefer bizim çok vaktimiz olmadı.
Ardından Brüksel’in meşhur meydanını görmek üzere otobüs bizi St. Hubert Galerisi’ne yakın bir noktada bırakıyor. İlk geldiğimde o kadar dikkatimi çekmemiş sanırım, ancak şehirde çok sayıda bronz heykel var. Her biri de sanat harikası…
Buradan yaklaşık 2-3 dakika kadar yürüdükten sonra içerisinde lüks mağazaların yer aldığı Galeries Royales St. Hubert’e geliyoruz. Burası Milano’daki galeriye çok benziyor. Ama tabii Milano’daki çok daha gösterişli.
Biraz daha devam edip sola döndüğümüzde karşımıza Grand Plaza yani büyük meydan çıkıyor. Bu meydanda her sene canlı çiçeklerden dev bir halı yapılıyor. Biz gittiğimizde henüz bu organizasyon başlamamıştı ama hazırlıkları devam ediyordu.
Avrupa’nın en güzel noktalarından biri; sürekli küçüklü büyüklü festivallerin ve bu festivallerin yapılabileceği geniş park alanlarının ya da meydanlarının olması.
Yine burada küçük bir grup toplanmış, eğlenceli bir gösteri yapıyordu.
Daha sonra bir grup ise ortada boşaltılmış olan alanda topla bir çeşit oyun oynamaya başladılar.
Bir yerde oyun oynanıyor. Oyun oynayanlar “biz burada top oynuyoruz, siz gidin başka yerde müzik yapın” demiyor. Müzik yapanlar dans edenlere “biz burada müzik yapıyoruz, ilgiyi dağıtmayın başka yere gidin demiyor”. Dans edenler pantomim sanatçılarına “önümüzden çekil, öyle durma” demiyor. Hepsi kendi sanatını, kendi fikrini aynı alanda gösteriyor. “Bu meydan bizim, gidin” yerine, “bu meydan hepimizin, siz de gelin daha da renklensin” görüşü hâkim hepsinde. Özellikle de hükümette…
Bu meydan çevresinde çok sayıda çikolata dükkânı, dantel dükkânı ve hediyelik eşya dükkânları var. Özellikle de çikolatacılarda çok bol miktarda İşeyen Çocuk Heykeli ya da Atomium şeklinde çikolatalar var ve insanı cezbediyor.
Meydan çevresinde çok sayıda kafe de var, ancak özellikle akşam saatleri ya da festival zamanları olursa buralarda yer bulmak çok zor.
Belçika’da midye oldukça popüler. Bu konunu üstadı ise Chez Leon isimli restoran. Burası Belçika’nın en eski restoranlarından biri. Yanında mutlaka bira denemelisiniz. Çünkü Belçika biranın vatanı. Kwak, Westvleteren ya da Westmalle’yi önerebilirim.
Biraz daha farklı bir şey denemek isterseniz alkol oranı oldukça yüksek olan Delirium Tremens birasını deneyebilirsiniz.
Gelelim Manneken Pis heykeline… Bunu en sona bıraktım ki yazının başında bir hayal kırıklığı olmasın : )
Şehirde çok güzel ve etkileyici heykeller var. O nedenle insanda şehrin simgesi haline gelmiş olan Manneken Pis yani İşeyen Çocuk Heykeli ile ilgili yüksek bir beklenti oluyor. Ama bu heykel ufacık, sokak arasında bir köşede duruyor.
İster istemez bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Bu heykele bazı önemli günlerde farklı kostümler giydiriliyormuş. Kostümleri de şehir müzesinde sergileniyor.
Brüksel’de görülmesi gereken diğer yerler ise Avrupa Parlamento Binası, konsolosluklar, Cinquantenaire Parkı, Schuman Binası ve Columbus Anıtı olarak sıralanabilir.
Evet, Brüksel’deki kısa ve hızlı turumuzun da sonuna geldik. Buradan Türkiye’ye dönmek için havaalanına doğru yola çıkıyoruz.
Brüksel’de otel önerilerine gelecek olursak Manneken Pis Heykeli, Magritte Müzesi ve Brüksel Parkı’na 5 dakika, Belvue Müzesi’ne ise yürüyerek 10 dakika mesafede bulunan Aris Grand Place Hotel’i düşünebilirsiniz. Bu otele alternative olarak da şehir merkezinde yer alan ve birçok ulaşım ağına yakın bir konumda bulunan La Madeleine Grand Plac otelide tercih edilebilir. Eğer Brüksel’de konaklama için kısıtlı bir bütçeye sahipseniz Grote Markt’a 500 metre mesafede yer alan ve Rue Neuve alışveriş caddesi ile Belçika Çizgi Roman Sanatı Merkezi’ne 5 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Hotel Best Western’i de düşünebilirsiniz. Brüksel’de ki diğer oteller için ise buradanbooking.com’a göz atabilir ve rezervasyon da yaptırabilirsiniz.
Bir sonraki seyahatte görüşmek üzere…
*** “REN VE MOSEL NEHRİ - GEMİ İLE SEYAHAT” bir yazı dizisidir. Yazı dizisinin diğer bölümlerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-moselde-gemi-ile-seyahat-amsterdam-1-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-zaanse-schanse-ve-marken-2bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-volendam-ve-schoonhoven-3-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-brugge-4bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-gent-5-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-antwerp-6-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-nijmegen-7-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-dusseldorf-8-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-koln-9-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-koblenz-10-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-romantik-ren-11-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-rudesheim-12-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-cochem-13-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-bernkastel-kues-14-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-remich-ve-schengen-15-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-luksemburg-16-bolum
http://gezimanya.com/GeziNotlari/ren-ve-mosel-nehri-gemi-ile-seyahat-trier-17-bolum