Nimes Gezilecek Yerler

Antik Nemausus, Galya’da inşa edilen ilk Roma yolu olan Via Domitia üzerinde bulunuyordu. Şimdi, Roma’nın yıkılışından yüzlerce yıl sonra, binlerce yıllık yapılara sahip Nimes şehri olarak karşımıza çıkıyor. Fransa’nın Roma’sı olarak bilinen Nimes’te, gezip görmeye değer çok sayıda tarihi ve doğal güzellik bulunmaktadır. Yazımızın bu bölümünde Nimes’in harikaları hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

Nimes Gezilecek Yerler

Nimes’te kent merkezinde ve çevresinde bulunan Roma’ya ait eserler başta olmak üzere gezip görmeniz gereken pek çok destinasyon mevcut. Rehberimizin devamında Nimes’in Kolezyum’u olarak bilinen 2000 yıllık Nimes Arenası, en iyi korunmuş Roma tapınaklarından biri olan Maison Carrée, birbirinden güzel manzaralar sunan meşhur yürüyüş alanı Çeşmeler Bahçesi, bölgeye ait arkeolojik kalıntıların sergilendiği Musée de la Romanite, ünlü güzel sanatlar müzesi Musée des Beaux-Arts, binlerce yıl önce kentin giriş kapısı olan Augustus Kapısı’nın kalıntıları, Roma surlarının son kalıntısı La Tour Magne, kentin kalbi olan Nimes Old Town, kent tarihinin en nadide eserlerinin sergilendiği The Musée du Vieux Nimes ve 400’den fazla modern sanat eserinin sergilendiği Carré d’Art hakkında detaylı bilgileri bulabilirsiniz.

Nimes Arenası (Les Arénes)

arenes-nimes.jpg

Nimes’teki tarihi Roma amfi tiyatrosu 2000 yıllık yaşam mücadelesini en iyi şekilde atlatmış görünüyor. Yaşına göre muazzam bir görünüme sahip olan bu antik yapıyı ilk bakışta Kolezyum’a benzetebilirsiniz. Şehir merkezinde yükselen etkileyici yapı 133 metreye 101 metrelik bir alanı kaplıyor. 24 bin kişilik oturma kapasitesine sahip olan Les Arénes, en büyüğü olmasa da mevcut Roma amfi tiyatrolarının en iyi korunanlarından biridir. Burası 5. Yüzyılda bir kaleye, ardından Orta Çağ’da bir şövalyenin komuta merkezine dönüştürüldü. Günümüzde ise yapılış amacına uygun şekilde kullanılıyor. Nimes Arenası artık kültürel etkinlikler ve festivaller için bir mekan olarak kullanılmaktadır. Özellikle yaz aylarında küresel çapta şöhrete sahip bir dizi müzik, dans ve tiyatro gösterilerine sahne oluyor.

Maison Carrée

Office-Tourisme-Nimes-ML-1.jpg

Bu muhteşem yapı, Pantheon ile birlikte tamamen korunmuş nadir Roma tapınaklarından biridir. İmparator Augustus döneminde M.Ö. 20 ile 12 yılları arasında inşa edilen Maison Carrée, Roma’nın idari merkezi olan Forum için önemli bir tapınaktı. Tapınak, İmparator Augustus’un üvey oğlu Caius ve torunu LuciusCaesar’a adanmıştır. 26 metre uzunluğa ve 15 metre yüksekliğe sahip bu muazzam yapı, Antik Roma mimarisinin görkemli geçmişine bir bakış atmak için ziyaret edilebilecek en iyi yerler arasındadır. Göz alıcı süslemelere sahip Maison Carrée, girişinde 15 adet basamağa sahiptir. Orta Çağ’da bir manastır olarak kullanılan yapı, Fransız Devrimi’nde devlet mülkiyeti haline gelmiştir. 18. Yüzyılda restorasyon geçirmiştir. Son zamanlarda ise 2006 ve 2008 yılları arasında yenileme çalışmaları yapılmıştır. Eski ihtişamına yeniden kavuşan Maison Carrée’nin içinde Nimes tarihi hakkında multimedya sunumlar yapılmaktadır.

Çeşmeler Bahçesi (Jardins de la Fontaine)

01-jardins-fontaine-nimes.jpg

Maison Carrée yakınındaki Çeşmeler Bahçesi, antik bir su kaynağının bulunduğu bir yeşil alan üzerine kurulmuştur. Keyifli ve dinlendirici yürüyüşler yapmak için harika bir yer olan Çeşmeler Bahçesi’nde Barok tarzı süslemelere sahip heykeller ve anıtsal vazolar bulunmaktadır. Fotoğraf çekmeyi seven ziyaretçiler için eşsiz manzaralar sunmaktadır. Buradaki bahçeler birkaç farklı seviyeye yayılmıştır. Ziyaretçiler su havzalarını ve yollarını keşfederek sonunda Roma dönemine ait Temple de Diane’nin kalıntılarına rastlayacaklar. Tam işlevi bilinmeyen bu esrarengiz tapınak muhtemelen kutsal bir su kaynağının tapınma noktasıydı. Bir diğer inanışa göre banyo kompleksi olarak kullanıldığı düşünülüyor. Bahçelerin arkasında subtropikal bitkilerin ve gölgeli patikaların süslediği yemyeşil bir alan olan Mont Cavalier bulunmaktadır.

Musee de la Romanite

slider1-2-1024x630.jpg

2018 yılında açılan Musée de la Romanité, Amiral Courbet Bulvarı’ndaki eski arkeoloji müzesine yeniden hayat veriyor. Müzenin açılmasındaki en büyük motivasyon 2006 ve 2007’de Nimes’teki Allées Jaurés’teki yeni arkeolojik keşifler oldu. Burada eski bir Roma evi ve iki istisnai mozaik bulundu. Arkeologlar bu bulguların Pompeii’deki kalıntılarla eş değer olduğunu söyleyerek bir müzede sergilenmesi gerektiğini belirttiler. Şehrin silinmez Roma mirasını açığa çıkaran bu müzede 5000’den fazla arkeolojik kalıntı sergilenmektedir. Çok geniş bir koleksiyona sahiptir. Demir Çağı’ndan Gal-Romen dönemine kadar seramik, bronz sofra takımı, lamba, tuvalet malzemeleri ve elbise aksesuarları gibi eserler sergilenmektedir. Zarif detaylara sahip mozaikleri incelerken iki bin yıl önceki günlük yaşantıları gözünüzde canlandırabilirsiniz.

Musée des Beaux-Arts

musee-beaux-arts-nimes.jpg

Bu ünlü güzel sanatlar müzesi, 1907 yılında inşa edilmiştir ve Neoklasik bir yapıyı temsil etmektedir. Müzeye girerken sizi Henri Bouchard’ın iki heykeli karşılayacak. Türünün en büyük ikinci koleksiyonunu sergileyen müzede Fransız, Flaman, Alman, İtalyan ve İspanyol ressamların 3600 eseri yer alıyor. Koleksiyonun odak noktası 16. Ve 17. Yüzyıldaki İtalyan ressamların eserleri ile 19. Yüzyıla ait Fransız resimleridir. Zemin katındaki avluda Admetus Düğünü’nü betimleyen büyük bir antik Roma mozaik koleksiyonu vardır. Bu çarpıcı mozaikler 19. Yüzyılda bir Pazar yerinde keşfedilmiştir. Mozaiklerin sanatsal tasarımları birçok büyüleyici detaya sahiptir. Sanatseverlere farklı bir dünyanın kapılarını aralayan Musée des Beaux-Arts’ı mutlaka ziyaret edin.

Augustus Kapısı (Porte d’Auguste)

P1020833.JPG

Adını Roma İmparatoru Augustus’tan alan Porte d’Auguste, Roma surları üzerinden kente girişin sağlandığı en eski kapıdır. Augustus, Nimes’i surlarla donattığı ve güçlendirdiği için bu kapı ona atfedilmiştir. Augustus Kapısı, Roma’ya giden eski bir yol olan Via Domitia üzerinde bulunuyordu. Günümüzde ise Gambetta Bulvarı ile Amiral Courbet Bulvarı’nın kesiştiği yerde bulunuyor. Bazı yazıtlara göre kapının tarihi M.Ö. 15. Yüzyıla kadar uzanıyor. Daha sonra bir Orta Çağ kalesinin duvar parçalarından biri olmuştur. Kalenin tahrip edildiği 1752 yılına kadar bu kapının varlığından kimsenin haberi yoktu. Augustus Kapısı’nın yanında ünlü Augustusheykelinin modern bir kopyası bulunmaktadır. Nimes’te antik Roma’nın izlerini sürdürecek bu eski yapıyı görmeden dönmeyin.

La Tour Magne

47463365.jpg

Nimes’teki etkileyici Roma kalıntılarından bir diğer La Tour Magne’dir. Büyük Kule anlamına gelen La Tour Magne, Augustus Caesar döneminde inşa edilen Roma surlarının son kalıntısıdır. Mont Cavalier’de yer alan bu 18 metre yüksekliğindeki taş kule, gittikçe önem kazanan Roma kenti Nimes’i savunmak için M.Ö. 15 yılında inşa edilmiş on dört kuleden biriydi. Her nasıl olduysa, Yüzyıl Savaşları’nı bile atlatan bu kule günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiştir. Kulenin tepesinde Arena ve şehrin diğer önemli noktalarının eşsiz manzarasına hakim olabilirsiniz. Panoramik fotoğraflar yakalamak istiyorsanız 2000 yıllık bu tarihi kuleyi mutlaka ziyaret edin. La Tour Magne’yi ziyaret edebilmek için 3,5 Euro ödemeniz gerekiyor.

Nimes Old Town

89451243-aerial-cityscape-view-from-magne-tower-on-the-old-town-of-nimes-city-in-southern-france.jpg

Nimes’in eski şehir merkezi, etrafı sayısız dükkanlarla çevrili yaya sokaklarını ve labirenti andıran arka sokaklarını keşfetmek için harika bir yerdir. Kentin kalbi olan bu lokasyonda Nimes yerlilerinin yaşamlarına tanık olabilir, kent kültürünü en yakından tanıma fırsatı yakalayabilirsiniz. Birbirinden güzel fotoğraf kareleri yakalayabileceğiniz Old Town’da timsah fıskiyeli Place du Marché veya basamaklı havuzlara sahip Place du Chapitre gibi dikkat dağıtan detaylarla karşılaşabilirsiniz. Nimes’in timsahla olan ilişkisi kentin armasıyla yakından alakalıdır. Palmiye ağacının altında bir timsahın yer aldığı bu armanın tarihi, Roma döneminde basılan bronz sikkelere kadar uzanıyor. Bu yüzden endişelenmenize gerek yok, Nimes’te timsah bulunmamaktadır. Eski şehir bölgesinde Nimes’in saat kulesi Tour de l’Horloge’yi de görebilirsiniz.

The Musée du Vieux Nimes (Museum of Old Nimes)

monument_593e4f3e8d96c.jpg

Vieux Nimes Müzesi (Eski Nimes Müzesi), meydanın dışına taşan çok sayıda kafe masasına sahip hoş bir kamusal alan olan Place aux Herbes’te bulunur. 17. Yüzyıldan kalma bir binada bulunan müze, Nimes’in Orta Çağ’dan 19. Yüzyıla kadar olan tarihini sergilemektedir. Gündelik nesneler, sanat eserleri, el sanatları ürünleri ve mobilyalar ile yerel kültürü en iyi biçimde anlayabilirsiniz. Nimes, 18. Yüzyılda birçok tekstil üreticisine sahip olduğundan, müzenin ilginç bir tekstil koleksiyonu bulunmaktadır. Nimes şalları bir zamanlar Avrupa’da oldukça meşhurdu. Ziyaretçiler mavi kot kumaşı olan Denim’in Nimes’te icat edildiğini öğrenince şaşıracaklar. Nimes’in en ünlü kumaşı olan denim için ayrılmış bir “Mavi Oda” bile bulunmaktadır.

Carré d’Art Çağdaş Sanat Müzesi (Musée d’Art Contemporain)


 

Nimes’in antik mimarisine çarpıcı bir tezat oluşturan Carré d’Art Çağdaş Sanat Müzesi, mimar Norman Foster tarafından tasarlanan şık ve modern bir yapıdır. Müze 1993 yılında açılmıştır. Müzenin kalıcı koleksiyonu 1960’lardan bu yana üretilen yaklaşık 400 çağdaş sanat eserini içerir. Coğrafyalara göre düzenlenen koleksiyonlar Fransız sanatı ve Akdeniz sanatı gibi bölümlere sahiptir. Çağdaş Sanat Müzesi’nde her yıl geçici sergiler düzenlenmektedir. Paris’teki modeli Georges Pompidou Center gibi Carré d’Art da hem multimedya kütüphanesiyle hem de kapsamlı koleksiyonlarıyla yerel halk ve ziyaretçilere canlı ve yeni bir mekan sunmaktadır. Sanatsever gezginlerin kaçırmak istemeyeceği zenginlikte bir portföye sahip olan Carré d’Art’ı mutlaka ziyaret etmelisiniz.