Giresun Gezilecek Yerler

Karadeniz’de yeşille mavinin buluştuğu, 4.000 yılı aşkın bir geçmişi olan Giresun ili gezilecek görülecek yerler konusunda hem tarihî, hem de doğal seçenekler bakımından zengin bir içerik sunar. Şehir merkezinde gezilecek yerler her ne kadar birbirine yakın olsa da Giresun’da gezilip görülmesi gereken yerler geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Şehir merkezinde görülmesi gereken yerler bir gün gibi kısa bir sürede tamamlanabilirken, özellikle il merkezi dışında kalan ilçeler ve yaylalar için ek olarak 1 - 2 gün daha ayırmak gerekmektedir. Giresun’da sınırlı bir toplu taşıma imkânı bulunması nedeniyle şehir merkezi dışında kalan doğal güzellikleri görmek ve Giresun gezisinden maksimum verimi alabilmek için araba kiralamak veya özel araç ile gitmek faydalı olacaktır.

Giresun Gezilecek Yerler

Giresun’da gezilip görülecek yerler il merkezi içine, çevre ilçe merkezlerine ve çevre ilçe sınırları içerisinde bulunan yaylalara ayrılmıştır. Giresun il merkezi içinde görülmesi gereken yerlerin başında şehri tepeden gören ve şehrin tarihini yansıtan Giresun Kalesi, müzeseverler için Giresun Müzesi, 1461 yılında yapılmış Kapu Camii ve Karadeniz’in yaşama elverişli tek adası Giresun Adası bulunmaktadır. Tirebolu ilçesinde bulunan Tirebolu Kalesi ve Bedrama Kalesi, Giresun’da görülmesi gereken tarihî yapılar arasında yer almaktadır. Şebinkarahisar ilçesinde bulunan Meryem Ana Manastırı, Giresun’un uzun tarihine ışık tutan yerlerden biridir. Doğal güzellikleriyle öne çıkan Giresun’da Dereli ilçesinde bulunan Kümbet Yaylası ve Kulakkaya Yaylası ile Kuzalan Şelalesi de görülmesi gereken doğal güzelliklerin başında gelir.

Giresun Adası

100.JPG

Giresun Adası, Karadeniz’de bulunan iki adadan biridir. 40.000 metrekarelik bir alanın kaplayan ada Giresun il merkezinin yaklaşık 2 kilometre açığında konumlanmıştır. Doğu Karadeniz’in yaşanabilir tek adası olan Giresun Adası’nın mitolojide de önemli bir yeri bulunmaktadır. Mitolojide güç tanrısı Herkül’ün ziyaret ettiği ada olarak yeri olan Giresun Adası, bu ünü ile İngiltere’nin BBC kanalına belgesel konusu olmayı başarmıştır. Tarihseverlerin Giresun’daki en uğrak noktalarından biri olan Giresun Adası’nın etrafı her yıl mayıs ayında Uluslararası Aksu Festivali kapsamında kayıklarla gezilir. Giresun Adası’na ulaşım kıyıdan yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Yazın her gün özel teknelerle ulaşım imkânı bulunan adaya kışın hava şartlarına göre ulaşım imkânı bulunmaktadır.

Giresun Kalesi

097.jpg

Tam olarak ne zaman yapıldığı belli olmayan Giresun Kalesi’nin MÖ 2. yüzyılda Pontus Kralı 1. Farnakes tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Kenti ikiye bölen yarımadanın üzerindeki tepeye yapılmış olan kale şehrin merkezinde, şehrin tamamına hâkim bir konumda bulunmaktadır. İç ve Dış Kale olmak üzere iki bölümden oluşan kalenin duvarlarının birçoğu yıkılmıştır. İç Kale kısmında günümüze kadar gelmeyi başarabilmiş saray kalıntıları bulunmaktadır. Antik kaynaklarda kalenin adı Bronz Duvarlı Kale olarak geçmektedir. 1300’lü yıllarda Trabzon Rum İmparatorluğu’nun Türklere karşı kalan son sınır kalelerinden biri olan Giresun Kalesi, günümüzde tarihî yerler gezmeyi seven seyahatseverlerin Giresun’da görmesi gereken öncelikli yapıların başında gelmektedir. Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’ün koruma komutanlığın yapan Gazi Osman Ağa’nın mezarı kale içerisinde bulunur.
 

Devamını Oku

Giresun Müzesi

169892,giresun-muzesi-gogora-kilisesi.png

Giresun il merkezinde bulunan Giresun Arkeoloji Müzesi, eski bir kilise olan Gogara Kilisesi’nin binasında hizmet vermektedir. 1800’lü yılların ortalarında, bölgede yaşayan Rumlar tarafından yaptırılan Gogora Kilisesi, 1924 yılına kadar aktif olarak ibadete açık kalmıştır. 1948 yılına kadar boş kalan kilise büyük bir tahribata uğrasa da, 1948 yılında kısmen onarılarak 1967 yılına kadar cezaevi olarak kullanılmıştır. Aradaki süreçte boş kalmaya devam eden bina 1982 – 1988 yılları arasında Kültür Bakanlığı katkılarıyla restore edilmiş ve 1988 yılı itibariyle müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. Müze içerisinde Giresun’un tarihini gösteren birçok antik eser, giysi ve para örnekleri sergilenmektedir. Müzeyi yaz dönemi 09.00 – 19.00, kış dönemi ise 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret etmek mümkündür ve giriş ücretsizdir.

Kapu Camii

kapu_camisi.jpg

Tarih boyunca çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış Giresun’da il merkezinde bulunan tarihî yapıların bir diğeri de Kapu Camii’dir. Kapu Camii, Giresun ilinin merkezinde adının verdiği Kapu Mahallesi içindeki Fevzipaşa Caddesi’nde bulunur. Kapu Camii’nin yapılış yılı 1461 olarak bilinmektedir. Son olarak 19. yüzyılda yapılan yeniden inşa çalışmaları sonucu günümüzdeki haline bürünmüştür. Dört tarafının da kesme taştan yapıldığı cami, tek kubbeli ve kari planlı bir yapıya sahiptir. Kemerli bir giriş kapısına sahip olan caminin kapısı oldukça süslüdür. Minaresi kuzeybatı köşesinde bulunan caminin şerefesi altındaki bitkisel motifler ilgi çekmektedir. En son yakın geçmişte restorasyona uğrayan cami, aktif olarak halen ibate açık bir şekilde hizmet vermektedir.

Tirebolu Kalesi

kale_tirebolu.jpg

Tirebolu Kalesi, Giresun’un Tirebolu ilçesinin merkezinde bulunmaktadır. Denizin üstündeki küçük bir yarımada üzerine kurulmuş olan Tirebolu Kalesi, tarihî kaynaklara göre Saint Jean Kalesi olarak da bilinmektedir. Kale’nin yapım tarihi tam olarak bilinmese MÖ 15. yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Kale’nin içerisinde geçmişte yapılmış olan binalara ait olduğu düşünülen yapı temelleri bulunmaktadır. Surları günümüze kadar sapasağlam gelebilmiş olan kaleye güney tarafından merdivenlerle çıkmak mümkündür. Kale, geçtiğimiz yıllar boyunca çeşitli restorasyonlara uğramıştır. Tirebolu Kalesi içinde Osmanlı dönemine ait mezar taşları da bulunmaktadır. Tarihî yerleri gezmeyi seven gezginler için Tirebolu Kalesi, Giresun’da iken gezilecek görülecek yerler listesinin başında gelmesi gereken yerlerden biridir.

Bedrama Kalesi

Tirebolu ilçesinde bulunan tarihi kaleler içinden bir diğeri ilçe merkezine 8 kilometre uzaklıktaki Bedrama Kalesi’dir. Örenkaya Köyü’nün Harşit Vadisi’in üzerinde yükselen bir kayalıkta bulunan ve oldukça büyük bir yerleşim alanına konumlanan Bedrama Kalesi, uzun yıllar boyunca bölgeyi düşman işgalinden korumak amacıyla kullanılmıştır. Kaleye uzaktan bakıldığında tamamen kayalıktan ibaret gibi görünmektedir. Tamamen yıkılan kale ve kale kapısından günümüzde surlarının küçük bir kısmı kalmışsa da, konumu ve bölgeye hâkim manzarasıyla birlikte günümüzde Giresun’da görülmesi gereken yerlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Kale, Kürtün Çepni Beyi Melik Ahmet Bey tarafından Türklerin himayesi altına girmiştir. Kalenin kapısı tam olarak belli olmadığı için buraya gelen ziyaretçiler kaleye kendi belirledikleri çeşitli patika yollardan çıkmaktadır.

Kümbet Yaylası

GiresunKumbet5.jpg

Tüm Karadeniz’de olduğu gibi Giresun’da da yayla turizmi şehrin turizminde ve halk kültüründe önemli bir yer kaplamaktadır. Giresun’daki yaylaların en ünlülerinden biri olan Kümbet Yaylası, Giresun il merkezine 52 kilometre uzaklıkta Dereli ilçesi sınırları içerisinde bulunur. Yayla yolu Dereli ilçesine kadar asfalt, Dereli’den sonra ise 22 kilometre toprak yoldan oluşur. 1640 metre rakımda bulunan yaylada turizm amaçlı birçok tesis bulunmaktadır. Melikli Obası, Aymaç Tepesi, Yavuzkemal gibi birçok yayladan oluşan Kümbet Yaylası turizm merkezi içinde PTT acentesinden bakkal, kasap, et lokantası gibi temel ihtiyaçları karşılayan her türlü tesis hizmet vermektedir. Yaylada konaklama imkânı sunan 10 yataklı bir de otel bulunmaktadır. Yaylaya giderken dönüşte İkusu, dönüşte Güdül yolunu kullanarak Karadeniz bölgesinin eşsiz doğal manzarasına şahit olunabilir.

Kulakkaya Yaylası

Kulakkaya3.jpg

Giresun’da bulunan yaylaların belki de en çok bilineni ve geçmişten günümüze en çok gidilen yaylası olarak bilinen Kulakkaya Yaylası, Giresun il merkezine 45 kilometre uzaklıkta, Dereli ilçesine bağlı olan bir yayladır. Deniz seviyesinden 1500 metre yükseklikte bulunan yayla birbirinden ilginç doğa güzelliklerine sahiptir. Kümbet Yaylası’na ve bölgedeki diğer yaylalara oranla kolay bir ulaşıma sahip olması yaylanın her daim ilgi odağı olmasını sağlamaktadır. Yöre halkının sarı avu diye adlandırdığı zifin çiçeğine sahip yayla yaz aylarında bu bitkinin çiçeklerinin açmasıyla adeta sapsarı bir hal alır. Yayla etrafında bulunan Gelin Kayası ve Desot Kayası gibi doğal güzellikler de ayrı ilgi odağı olmaktadır. Yaylaya Giresun il merkezinden sırasıyla Çaldağ, İnişdibi ve Yavuzkemal rotası izlenerek ulaşılabilir.

Kuzalan Şelalesi

selale_1.jpg

Giresun’da doğasıyla görenleri kendine hayran bırakan yerlerden bir diğeri de yakın tarihte keşfedilen ve her geçen yıl ziyaretçi sayısı artan Kuzalan Şelalesi’dir. Kuzalan Şelalesi, Dereli ilçesinde bulunan Kuzalan Şelalesi Tabiat Parkı içerisinde bulunmaktadır. Kuzalan Şelalesi üstündeki üç şelale ile Giresun’a son yıllarda gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. Yaklaşık 20 metre yükseklikten akan şelale ile birlikte Kuzalan Şelalesi Tabiat Parkı içerisinde bulunan subasar ormanları, şimşir ağaçları ve çam ormanlarıyla ziyaretçilerine eşsiz bir doğal güzellik sunmaktadır. Kuzalan Şelalesi’nin döküldüğü yer bel hizasını geçmeyecek seviyede olduğu için yaz aylarında suya girip serinlemek mümkündür. Şelalenin yaklaşık bir kilometre uzağında bulunan Mavi Göl, Kuzalan Şelalesi’ni ziyaret edenlerin es geçmediği noktalardan biridir. Giresun merkezine yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Kuzalan Şelalesi Tabiat Parkı’na, Giresun – Şebinkarahisar yolu üzerinden rahatlıkla ulaşılabilir.

Meryem Ana Manastırı

meryem6.jpg

Giresun’un uzun tarihine ışık tutan yapılardan biri olan Meryem Ana Manastırı, Giresun’un güney sınırında Şebinkarahisar ilçesinde bulunmaktadır. Şebinkarahisar ilçesi Sarıyer köyü Kayadibi Mahallesi’nin doğu tarafında yüksek kayalar üzerine kurulmuş manastıra eski, patika bir yoldan ulaşmak mümkündür. Manastırın ilk olarak MS 2. yüzyılda kullanıma başlandığı düşünülse de bazı kaynaklara göre manastırın kuruluşu 481 – 490 yılları arasına dayanmaktadır. Roma döneminde halkın ibadet etmesi yasaklandığı için, yasaklı olan 200 yıl boyunca halk çareyi Meryem Ana Manastırı gibi kuytu, kaya içine yaptıkları gizli manastırlar inşa etmekte bulmuştur. Manastırın en aktif dönemleri Osmanlı dönemi olarak bilinmekle birlikte günümüzdeki kalıntılar 19. yüzyıldan kalmıştır. Orta Çağ boyunca tahribata uğrayarak büyük bir ölçüde yıkılmış olan manastır 19. yüzyıldan itibaren yenilenmiştir. Giresun il merkezinden manastıra 115 kilometrelik bir yolculuk sonrası ulaşmak mümkündür.