Avrupa’nın en eski şehirlerinden birisi olan Bern, tam bir Orta Çağ kenti. Şehrin özellikle Eski Şehir adı verilen bölgesinde gezerken zamanın durduğunu hissedeceksiniz. İsviçre’nin fiili başkenti olan kent, barındırdığı tarihsel dokuyla Orta Avrupa’nın neden en köklü kentlerinden birisi olduğunu her adımınızda ortaya koyuyor. UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilen şehir, birbirinden güzel eserlerle sizi kesinlikle büyüleyecek.
Bern Gezilecek Yerler
Bern seyahatinizde gezilecek yerlere bakacak olursak, Eski Şehir bölgesi, Kemerli Yol, Ayı Parkı, Rosen Garten, Paul Kle Zentrum, Berner Münster (Bern Katedrali), Bundeshaus, Bern Tarih Müzesi, Saat Kulesi (Zytglogge) ve Gurten öne çıkan noktalar olarak göze çarpıyor.
Adını andığımız bu yerlerle ilgili detaylı bilgiler aşağıda mevcuttur.
Eski şehir bölgesi (Altstadt)
Bern’in tam anlamıyla kalbi sayılabilecek olan EskiŞehir yani Altstadtbölgesi, büyüleyici bir atmosfere sahip. 1191 yılında o dönemin en soylu ve zengin ailelerinden olan Zahringer Hanedanı’na mensup dük V. Berchtold tarafından kurulan bu bölge, geçen zamanda Avrupa’nın en önemli tarihî miraslarından birisi olmuştur. Orta Çağ mimarisinin en güzel örneklerini taşıyan bölge Aare Nehri’nin etrafını sardığı benzersiz bir görüntüye sahiptir. 1405 senesinde oldukça büyük bir yangın atlatan Altstadt, yine de özgün görünümünü korumayı başarmıştır. Eski Şehir’in dar sokaklarında yürürken kendinizi adeta Orta Çağ’da hissedecek ve birbirinden şık kafe, restoran, galeriler ve alışveriş noktalarında dilediğinizce zaman geçirme şansına sahip olacaksınız. Eski şehir bölgesinde kentin simgelerinden olan parlamento binası, Saat Kulesi ve Bern Katedrali’ne ulaşabilirsiniz.
Kemerli Yol
Bern’de Eski Şehir bölgesindeyseniz Kemerli Yol’da adımlamadan asla gezinize devam etmeyin. Kentin hep altını çizdiğimiz Orta Çağ ruhunu fazlasıyla yansıtan bu yol, tarihî bölgeyi ortadan ikiye ayırıyor. 6 kilometrelik uzunluğa sahip yol, sağında ve solunda kendisine adını veren kemerlerle çevrili durumda. Kemerli Yol’un geçmişi 15. yüzyıla kadar uzanıyor. Yol üstünde 16. yüzyıldan kalma çeşmeler ve farklı farklı heykeller de bulunuyor. Avrupa’nın en uzun caddelerinden birisi olan Kemerli Yol’da birbirinden çeşitli mağazalar yer alıyor. Tren istasyonundan Nydeggbrücke semtine kadar uzanan yolda hem tarih dolu bir gezinti yapabilir hem de sağlı sollu dizilen dükkânlardan hediyelik eşya başta olmak üzere alışveriş yapabilirsiniz.
Ayı Parkı
Evet, yanlış duymadınız, Bern’de bir Ayı Parkı bulunuyor. Bern’le ayıların ilişkisi ise kentin kuruluşuna kadar dayanıyor. Tarihçi Conrad Justinger’in aktardığına göre Bern’in kurucusu olan V. Bercthold, bu şehri kurduğunda bölgede avlayacağı ilk hayvanın adını şehre vereceğini vadediyor. Bercthold, ilk avında ayı avlayınca kentin adının da Bern olduğu öne sürülüyor. Buna dayanak olarak ise Almanca “bar” kelimesinin “ayı” anlamına gelmesi gösteriliyor. Kentin armasında da ayının yer alması bu rivayetin ne kadar benimsendiğini ortaya koyuyor. 1513 senesinden günümüze kadar kentin çevresinde yaşayan ayılar, Bern’e gelen tüm turistlerin ilgi odağı konumunda. 1857’de ayı çukuru olarak düzenlenen Ayı Parkı, 2009’da yapılan yeni düzenlemenin ardından ise modern bir parka dönüştürülmüş durumda.
Rosen Garten (Gül Bahçesi)
Bern’deki turunuzda Ayı Parkı’nın ardından uğramanız gereken en yakın lokasyon, Rosen Garten… Türkçe anlamı “Güller Bahçesi” olan bu yer Bern şehrinin en güzel parklarından birisi olarak gösterilir. Park, 220’den fazla gül, 200 kadar süsen ve 30 civarında orman gülü türünü sizlere sunar. Kent gezinizde mola vermek için oldukça ideal bir nokta olan Rosen Garten, çardakları ve dinlenme yerleriyle sadece turistler için değil, şehirde yaşayanlar için de bir huzur noktası. Eski Şehir’i tam karşıdan görerek benzersiz bir manzaraya sahip olan Rosen Garten’ın mazisi aslında biraz ilginç. Bölge 1765 yılından 1877’ye kadar mezarlık olarak kullanılırken yaklaşık 35 yıllık boşluğun ardından kamuya açık bir park haline getiriliyor. Parkta ünlü fizikçi Albert Einstein’in bankta oturan heykeliyle bol bol fotoğraf çekmeniz de mümkün.
Paul Klee Zentrum (Paul Klee Galerisi)
Tarihî ve kültürel olarak önemli bir mirasa sahip olan Bern’de kesinlikle uğramanız gereken bir diğer yer ise Paul Klee Zentrum, yanı Paul Klee Galerisi. Oldukça ilginç ve şık bir tasarıma sahip olan galeride 1879 ile 1940 yılları arasında yaşayan ve 20. yüzyılın en önemli ressamlarından birisi olarak gösterilen Alman kökenli İsviçreli ressam Paul Klee’nin eserleri sergileniyor. 2005 yılında açılan bu müzenin gösterişli binasının tasarımı, İtalyan mimar Renzo Piano’ya ait. Piano’nun bu tasarımıyla birçok ödüle layık görüldüğünü belirtmemiz gerekiyor. Galeride Klee’nin 4.000 kadar eserinin yanı sıra İsviçreli diğer ressamların eserleri de dönem dönem sergileniyor. 20 İsviçre frangı giriş bedeli olan galeride sergi salonlarının yanı sıra çocuk müzesi, seminer bölümleri, müzik salonları da mevcut.
Berner Münster (Bern Katedrali)
Bern’e zamanın durduğunu ve kendinizi Orta Çağ’da bulacağınızın birçok kez altını çizmiştik. İşte bu hissi yaratan en önemli yapılardan birisi BernKatedrali… İsviçre topraklarındaki en görkemli ve büyük dini yapı olan katedral, 1421 yılında yapımına başlanıp ancak ve ancak 1893 senesinde heybetli kulesinin inşasıyla sona eren bir eser. Geç Gotik mimari adı verilen akımın en önemli örneklerinden birisi olarak gösteriliyor. Bern Katedrali’nin 100 metrelik kulesine 344 basamaklı uzun bir yolculuk sonrası çıkabilirsiniz. Çıktığınızda hem Bern şehrinin hem de İsviçre’nin adeta simgesi olan Alp Dağları’nın eşsiz manzarasını seyre dalıp bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Katedral, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştır.
Bundeshaus (Parlamento Binası)
İsviçre, halen de olduğu gibi dünyanın demokrasiyi en eski benimseyen ülkelerinden birisidir. İsviçre’nin 1248 yılında özgür imparatorluk şehri olmasıyla başlayan süreç, 1648 Westfalya Anlaşması’yla nihayete ulaşmıştır. İsviçre bugün doğrudan demokrasi ile yönetilen bir ülke olurken de facto başkenti olan Bern’deki Bundeshaus, yani parlamento binası da bu demokratik kültürün simgesi olarak tüm ihtişamıyla kentte yükselmektedir. 1902 yılında hizmete giren bina İsviçre politik hayatının merkezi konumundadır. İçerisinde bir de kütüphane bulunduran Bundeshaus, 33 metre yüksekliğinde bir kubbeye sahiptir. Bu kubbenin altında görkemli bir İsviçre arması bulunurken bu armanın etrafında ise ülkeyi oluşturan diğer kantonların ondan daha ufak boyutlarda olan armaları yer alıyor.
Bern Tarih Müzesi
Müze ve galeri tutkunuysanız, Bern sizin taleplerinize tam olarak yanıt verecek bir şehir. Bern Tarih Müzesi, kentin bu alandaki en önemli yapılarından birisi olarak öne çıkıyor. 1894 senesinde açılan müzede bulunanların sayısı ise dudak uçuklatacak cinsten: 500 bin! Evet, yanlış duymadınız, 500 bin civarında obje ziyaretçileri bekliyor. Bu yönüyle müze sadece İsviçre’nin değil, Avrupa’nın da en önemli müzelerinden birisi konumunda.
Saat Kulesi (Zytglogge)
Tarihî miras barındıran şehirlerin olmazsa olmazlarından birisi de saat kulesidir. Eski Şehir bölesinde olan Bern Saat Kulesi (Zytglogge) kentin kurulduğu 1151 senesinden sonra 100 yıl kadar şehrin batı kapısı görevini yürütmüştür. Bern’in neredeyse tüm binalarında olduğu gibi Gotik bir mimariye sahip olan ahşap işlemeleri ile de dikkat çeken bir yapı. 800 yıllık yaşına rağmen hâlâ ilk günkü gibi dimdik ayakta duran Bern Saat Kulesi, İsviçre halkının duyarlılığı sayesinde yapılan yenileme çalışmalarıyla estetiğini korumaktadır. Farklı farklı kadrajları bulunan kule, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne eklenmiştir. Saatin dev kadranları birbirinden farklı farklı öğeler içermesiyle de ayrı bir görsel şölen sunmaktadır.
Gurten
Bern’in yüksek bir tepesinde bulunan Gurten, kent sakinlerinin nefes almak için çıktığı ferah bir park. Yaklaşık 850 metre yükseklikte bulunan Gurten’e araç yasak olduğu için sadece 1899 yılında yapılmış dünyanın en eski füniküler sistemlerinden biriyle çıkılmaktadır. Bahar döneminde kusursuz bir dağ havası sunan Gunter, ayrıca muhteşem bir Bern manzarasına da sahiptir. Bahar ve yaz döneminde piknik ve gezinti için ideal bir nokta olan Gunter’de kış döneminde ise kar olması halinde kayak yapılabilmektedir. 5 dakika süren füniküler hattı yolculuğunun bedeli ise 11 İsviçre frangı’dır. Gurten’de sakin bir gezinti yapıp dilediğiniz gibi dinlenebilir, ardından da Bern turunuza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.