Akureyri Gezilecek Yerler

Kendisini kültür, eğitim ve boş zaman aktivitelerinin şehri olarak tanımlayan Akureyri’de gezilecek birçok yer bulunmaktadır. Akureyri, çevredeki gidilecek yerler için merkezi bir konumda oluşundan dolayı da ideal bir bölgedir. Şehrin içerisinde avare bir şekilde dolaşırken bile karşılaşacağınız sokak sanatı ise cabası.

Akureyrarkirkja

Akureyrarkirkja.jpg

Bir Lüteryen kilisesi olan Akureyri Kilisesi ya da diğer bir adıyla Akureyrarkirkja’nın yapımı 1940 yılında tamamlanmıştır; mimarı, aynı zamanda Reykjavík’de bulunan Hallgrímskirkja kilisesini de tasarlayan Gudjon Samuelsson’dur. Kilisenin mimarisi yapım yılına göre inanılmaz derecede yenilikçi bir yapıya sahiptir. Kilisenin merkez camı İkinci Dünya Savaşı sırasındaki bombardımanda yıkılan Coventry Katedrali’nden getirtilmiştir. Akureyrarkirkja’yı ziyaret edenler ayrıca kilisenin içerisinde bulunan 3.300 borulu kilise orgunu, Melek heykelini ve adak teknesi görebilirler.

Hvitserkur

15318051611_a2b00729fc_b.jpg

‘Hvitserkur Rock’, ‘Monster Rock’ ya da ‘Kuzey-Batı İzlanda’nın Troll’ü’; devler ya da trolller İskandinav kültürünün ve mitolojisinin önemli inanışlarından biri olmuştur. Hala İskandinav ülkelerinde devlere inanan, varlıklarını kanıtlamaya çalışan insanları bulabilirsiniz. Devler gerçekten tarihte var mıydı yok muydu ayrı bir konu. Fakat Akureyri’den yaklaşık 1.5 saatlik bir yolu göze alırsanız Hvitserkur gerçekten görülmesi gereken bir yer. Sanki gerçek bir devin, zamanında taşlaşmış haline benzeyen bu kaya sizi hayrete düşürecek. Yol boyunca çekeceğiniz mükemmel fotoğraflar, göreceğiniz vahşi atlarsa işin diğer güzel yanı olacak.

Gásir Orta-Çağ Takas Pazarı

Gasverjar.jpg

Akureyri’den 11 kilometre kuzeyde kalan Gásir Bölgesi’ndeki bu alan tarihsel açıdan çok önemli bir yere sahip. 13. yüzyılda, eski İzlanda insanları olan Saga’lar tarafından kullanılan bu bölge bir pazar yeriymiş. Son altı yıldır kazı çalışmaları devam eden bölge de her yıl festival düzenlenmekte. Bu festivalde insanlar orta çağ kostümlerini giyiyor ve bölgeye geliyor. Festival boyunca katılımcılar orta çağ teknikleriyle yapılan el işlerini satın alabilir, yine o dönemin yemeklerini yiyebilirler. Zararsız kılıç savaşları ise cabası. Festival genellikle Temmuz ayının ortasında gerçekleşiyor.

Grímsey Adası

img_3591.jpg

İzlanda kuzey sınırından 40 kilometre uzaklıkta bulunan ve 5 kilometrekare genişliğindeki bu ada, Akureyri’ye gitmişken görmeden dönmemeniz gereken bir yer. 2009’daki oylama ile Akureyri’ye bağlanan bu adada, 2011 sayımına göre 86 kişi yaşıyor. Ayrıca adanın en önemli ev sahipleri ise açık okyanusun bin bir çeşit kuşları. Önemli bir göç bölgesinin duraklarından olan Grímsey Adası, ekosistem için çok değerli kuş türlerine geçici ya da temelli ev sahipliği yapıyor. İçerisinde kendi okulu, kilisesi, yüzme havuzu ve dükkânları bulunan adaya iki türlü gitme şansınız var. Üç saatlik bir deniz yolculuğu ile adaya ulaşabilir ya da hava şartlarına bağlı olarak özel bir uçakla Akureyri’den yarım saatte varabilirsiniz.

Laufás Eski Çiftlik Evleri

8132173184_4369d8cac2_b.jpg

Laufás’da yer alan bu eski çiftlik evlerinin 1840 yılında inşa edilmeye başlandığı iddia edilmekte. Şimdi Akureyri Müzesi’nin sorumluluğu altında ziyaret edilebilen bu evler geçmişte bölge papazının imtiyazlı alanı olarak kullanılıyordu. 20-30 kişinin bir arada yaşadığı bu evlerde genelde çiftlik işçileri, hayvancılar, balıkçılar kalmaktaydı. Kıyı şeridi boyunca yapılacak bu işlerin birbirine yakın alanlar olması ve üretilen ürünlerin tek bir yerde toplanması amacı ile bu bölgede bu yerleşim alanları kurulmuştu. Maalesef Laufás evleri yılın her zamanı ziyaretçilere açık değil fakat 15 Mayıs- 15 Eylül tarihleri arasında bu tarihsel alanı dilediğinizce gezebilirsiniz.